Bin yıllık uykuya dalar gibiyim
Dünya’dan uzak, buz gibi…
Dört dönüyor etrafımda insanlar,
Son yolculuğuna uğurlanıyor gibiyim.
Gözlerim kapalı ama görüyorum;
Beni sardıkları kefenin ucu açılıyor.
Ağlanılacak halim neyin nesiydi öyle,
Yüzlerce insan, kadın erkek, çoluk çocuk
Adımı anıyor, anıp ağlıyor herkes.
Farkındayım her şeyin, bilincim açık
Bağırıyordum, boğazım çatlıyordu sanki,
Kimse duymuyor beni, ama ben duyuyorum.
Korkuyorum, titriyorum, duyulmuyorum.
Yüzüme bir toprak yığını çalındı,
Anladım ki ölmüşüm, bir kabirdeyim;
Derin, soğuk, ıssız bir kabir ve yalnızım.
Annem yoktu, kimseler yoktu orada.
Sadece ben ve toprak başbaşayız.
Yüz yıldır bekliyor gibiydi bu anı toprak,
Canlanıp ovuyordu ellerini,
Belli ki vakit, hesap kitap vaktiydi.
Yaşanmamışlar için her şey çok geçti,
Aşklar, hayatlar, şiirler, her şey son bulmuştu.
Aciz geldik bu hana, aciz gittik bu handan…
Ozan Bey / Ölüyorum