İzmocesti alis dologaüidi
Gomüuwxişi mgarinis yevuüidi
Si domövi do domxali gyuli çkimi
...
Bir gün yolda yürüyordum...
Bir şarkı duydum, kalbim acıdı...
Bu kadar...
Cevapsız AğrıUmay Umay · Altıkırkbeş Basın Yayın · 2016882 okunma
Aybalam
Rahman ve Rahim olan
Büyük yaratıcının adıyla
Başlıyorum senin için şiirlerime
Adını nakış nakış kalbime
İşliyorum, seni tanıdığım
Karanlık geceye dönerken
Umursamıyorum canımı
Bir sokağın ışığında yazıyorum. En derin kelimeler yıldızlardan dökülüyor bu gece. Serin ve hüzün dolu bu saatte, kalbim savrulup duruyor öylece. Anlaşılmayan bir sessizlik belirmiş nefeslerde. Kalabalık bir şehirde, yalnız duygular serilmiş yerlere sanki. Boş bakışlar almış yorgun bedenleri. İnsanların, kurumuş yapraklar gibi dökülen kelimelerinde bir mâna bulamazsınız bâzı zamanlarda. Yalnızlık iyileştirir içinizi, ıssız duvarlar resminizi taşır yorulmadan. Bir hâyalin peşine koşmak düşüncesi, size güç verir. Ve âniden irkilirsiniz, hevesi kaçmış bir kuş gibi uçamazsınız hâyallerinize doğru. Bu sokaklar size arkadaş olur, adımlarınız umut, gölgeniz şiir olur bu gece. Sizi okumayı bilen biri, anlar her harfın ağırlığını. Üstünüze sinmiş tozları görür hatta. Kimi zamanlar insanlara söylediğiniz bir kelimenin bile, anlamını düşünürsünüz saatlerce. Ve söylediğiniz sözcüklerin cevapsız kalışını seyredersiniz uzaktan. Oysa bir kelime şifâ olur umuduyla söylediğiniz sözcükler, kursağınızda düğümlenirmiş meğer, anlarsınız. Bu hayat sizi güçlü biri yapar, acı sizi güçlü biri yapar, insanların davranışları sizi güçlü biri yapar ve içinizdeki solmuş çiçekler sizi güçlü biri yapar. Bâzen koklayacak bir çiçeğiniz olmadığını farkedersiniz ama, anıların zihninizden geçmesiyle tekrar filizlenir bir tohum. Hatta biraz daha yürürken sokakta, ışıkların daha çok parladığını görürsünüz. Düşünürsünüz sonra derin derin. Işığı sönmüş bir şehri, kaç kişi özgür kılar acaba?
"Buyrun dostlar buyrun, Halil İbrahim sofrasına" demek isterdim canlarım ama sadece cenaze namazına davet edebiliyorum sizleri.
Vallahi öldü umutlarım, yıkıldı hayallerim.
Ben de topladım hepsini, Grange'in tüyleri diken diken eden gerilim dolu kalemiyle birlikte gömüyorum!
Mayıs 1968 Paris'ine gidiyoruz. Ortalık mahşer;
Bir gün daha çaldım sensizlikten. Zor da olsa vurdu saat gece on ikiyi... Şimdi önümde yeni bir sensizlik var. İçinde, beni neyin beklediğini bilmediğim yirmi dört saat daha var... Sonra o da geçecek... İşte böyle kovalayacak birbirini yarınlar. Derken unutucağım seni, unuttuğumun farkında bile olmadan. Doğrusu da bu zaten, aksi halde hatırlamış
Yenildik, yorulduk, yığılıp kaldık çıkmaz sokaklarda. Bütün sorunlarımızın cevapları cevapsız kaldı; bütün hayallerimizin hayali hayal oldu. Tel tel arzulara mahkûm edildi nefislerimiz ve ruhlarımız...