Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
140 syf.
·
Puan vermedi
Kovboy filmlerindeki gibi... “Hey Jack! Atları bağlayın geceyi burada geçireceğiz.” “Tamam şef!” Sonrasında atlar bağlanır, yaklaşmakta olan karanlık ve soğuk gece için ateş yakılır; kumanyalar, içkiler çıkarılır çantalardan ve önce günlük olaylardan bahsedilerek başlanışan sohbet gecenin sonunda derinleşerek iç hesaplaşmalara dönüşür. Melisa Kesmez de bize sanki, bırakın herşeyi dinlenelim, konuşacaklarımız var demek istercesine seçmiş kitap ismini. Oldukça davetkâr bir şekilde... Belki de bu yüzdendir ki iki yıl arayla kitabı ikinci kez okudum. Ama ilk okuduğumda daha çok etkilendiğimi kabul ediyorum. Ancak bunun farklı sebepleri olduğunu düşünüyorum. Fakat yine kabul ediyorum ki kitap hakkındaki fikirlerim kesinlikle değişmedi. Kitap birçok insanın kendinden bir şeyler bulabileceği, bütünleşebileceği tarzda hikayelerden oluşuyor. Gitmekle kalmak arasında kalmak, terkedilmişliğin sessiz yıkıcılığı, bazen bir başkaldırış bazen de dostluk hikayesiyle karşı karşıya bırakıyor sizi. Ve bunları sohbet içerisinde size anlatıyormuşçasına sade ama bir o kadar da samimi benzetmelerle yapıyor.
Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz
Atları Bağlayın Geceyi Burada GeçireceğizMelisa Kesmez · Sel Yayıncılık · 20173,534 okunma
Reklam
111 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
Yılmaz Güney – Hücrem
Kitap üç bölümden oluşuyor. 1.bölümde sosyalist bir bakış açısıyla sanatsal anlayışı, 2.bölümde “Çocukluk Günleri” ve 3.bölümde “Çırak” adıyla çocukluğundan kalan izleri yansıttığı öyküler anlatılıyor. Kitap son derece akıcı ve sıcak bir üslupla kaleme alınmış. İlk bölümü tanımlarken şu sözleri söylüyor: “Görüleceği üzere bu yazı, ne başlı
Hücrem
HücremYılmaz Güney · İthaki Yayınları · 2017459 okunma
Uçak kapıları açılmıştı; bizim baygınların inecekleri yoktu. Elime mikrofonu alarak tam Texaslı gibi konuştum. -Hey! Kovboylar, haydi yürüyün, ağıllarınıza geldik. İnin aşşşağı. Yürüyün. Yüüürrrüüüü... Kocaman kovboylar kendilerini uçaktan atıp gittiler. 12 kovboy şapkası, iki çift çizme, 150 dolar parayı bahşiş aldım. Bunlar bizim dilimizde "bereketli uçuşlar"dı.
Sevgili dost, " Baltalar elimizde,uzun ip belimizde, biz gideriz ormana hey ormana." şarkısını söyleyen çocuklar şimdi büyüdüler, büyüdüler ve baltalarını gömmediler, büyüdüler ve uzun ipler ile birbirlerini asmaya kalkıştılar. Ormana ne mi oldu? yerine kanunları bırakarak kayıplara karıştı. Şimdi çıplak tepelerden "dağ başını duman almış." şarkısı yükseliyor. Herkes yürüse de güneş ufuktan bir türlü doğmuyor. Sevgili dost büyüyünce doktor olmak isteyen çocuklar, büyüyünce cellat oldular.mirasları için anne babalarini, kalpleri için sevgililerini, ilkeleri için kendilerini öldürdüler. İskemlenin ayağına vurmak, iskemle de oturmaktan önemli oldu. kovboy filmlerinde hapishanenin önünde birikip " şerif onu bize ver." diye bağıran linç adamları, film bittikten sonra sinemadan çıkıp aramıza karıştılar. Bizi nerede kıstıracaklarını,nerede karşımıza çıkacaklarını bilmiyoruz. Binbir surat gibi sürekli kılık değiştiriyorlar. Dolunay gördüklerinde değil, hilal gördüklerinde kurt adam oluyorlar.