O zamanlar dünya gerçekten de bir öküzün boynuzlarında durmaktaymış ve Karanfil Kız'ın bu aşırı gelişmiş iribaşa söyleyecek bir çift sözü varmış.
Ama dur bak, en iyisi baştan başlayayım. Şimdi bu Karanfil Kız babasını fazla görememekten şikâyetçiymiş. Çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen haftasonları bile geç saatlere kadar çalışır,
hasreti kim yarattıysa mezarım o olsun
hey gidi halide hanım, sen bir su ve orospu çocuğusun
— gibi söylenirim bazen kendi kendime —
hasreti kim yarattıysa, ihanetlerin suçu da ona aittir
Sonra bir gün anneler de ölür
Böcekler ve kertenkeleler ölür
Boşalır suyu havuzun kum seddi yıkılınca
Sivrisinekler ve kağıttan kayıklar ölür
Sonra o gün çocuklar da ölür
Biz hepimiz önce küçük bir çocuktuk
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş hüzünlerin geceleri dinlenmeye müsait şarkılarla şahlandığını anlatamadım. Evet, bilmiyordum. Bilmiyordum, kelimelerden arınmış bir cümle kurar gibi sevişmeyi. Sevişirken sözlük kullanıyordum hala. Ama, seni seviyordum. Ve sevdiğimi, sevgimi anlatma telaşıyla hata üstüne hata yapıyordum sana. Sana yaklaşamıyordum. Yasaklanmıştın adeta. Çiğnemeye çalıştığım yasak olsan da, uzak dursan da, o korkunç şeklini korusan da, farketmiyordu hiçbir şey.
Hızla üst kata koştum ve kendimi tuvaletlerin yanında
bulunan, tören için rezerve edilmiş küçük bir odaya attım.
Işığı açma gereği bile duymamıştım. Oda küçük ve boğucuydu.
Sabahın erken saatlerinde çiçekleri buraya koyduğumuzdan
karanlık odada ağır bir koku vardı. Güçlükle soluk alıp duvar
boyunca uzanan aynada kendime
....
Büyük buluşmalar küçük tesadüfler sonucu olur.
Şeytan ayrıntıda gizlidir fakat senin de gözünden hiç bir şey kaçmaz
Sen akıllı kafalı bir kızsın. Sen türk kızlarına örnek gösterilecek
Kitap okuyan mozart dinleyen spor yapan sigara alkol tüketmeyen
Ağzına kaba söz almayan gıybet yapmayan birisin.
Senin kulvarın başka sen onlara nal
Kimsenin dili kimseyi küçük düşürmez.
Ölüler, evinden uzağa gömülmemeli.
Gözyaşıyla yıkanmış eşiklerden içeriye ancak yalnızlık girer.
Küle yağan yağmurun gökkuşağı olmaz.
Bunca göçün yolu dolanı dolanı
Gelir göçürenin evinde biter.
Kadınlarını dövdüğünüz bir halktan
Ölümden sonra bile korkunuz.
Çökmüş dizleri üstüne bir ihtiyar
Şiddetin gülüşü daha büyük şiddettir.
Güçlüsünüz şimdi nerden bileceksiniz
Acı bir gün, acı bir gün, acı hey
O çocukların gözlerinden koyu
Geç olur, yazık, sizi de vurur...
sonra bir gün anneler de ölür
böcekler ve kertenkeleler ölür
boşalır suyu havuzun kum seddi yıkılınca
sivrisinekler ve kâğıttan kayıklar ölür
*
sonra o gün çocuklar da ölür
*
biz hepimiz önce küçük bir çocuktuk
Elbette küllî ve cüz'î bütün mümkinât adedince ve her mümkü- nün mezkûr mâhiyet ve hüviyet, hey'et ve sûret, sıfat ve vaziyetinin imkânâtı adedince tahsîs edici, tercih edici, ta'yîn edici, ihdâs edici bir Vâcibü'l-vücûd'un vücûb-u vücûduna ve hadsiz kudretine ve nihâyetsiz hikmetine ve hiçbir şey ve hiçbir şe'n O'ndan gizlenmediğine ve hiçbir şey O'na ağır gelmediğine ve en büyük bir şey en küçük bir şey gibi O'na kolay geldiğine ve bir baharı bir ağaç kadar ve bir ağacı bir çekirdek kadar suhûletle îcâd edebildiğine işaretler ve delâletler ve şehadetler, imkân hakîkatinden çıkıp kâinâtın bu büyük şehadetinin bir kanadını teşkil ederler.
“Hey, baba, neden Violet’le birlikte koşmuyorsun?” diye önerdi Brayden. “Ormandaki patikaları kullanırsınız, o da yalnız kalmaz.”
“Aynen,” dedi en küçük oğlum. “Sonra da işler iyiye giderse Violet’le sen S-arkadaşı olursunuz.”