KARANFİL KIZ
O zamanlar dünya gerçekten de bir öküzün boynuzlarında durmaktaymış ve Karanfil Kız'ın bu aşırı gelişmiş iribaşa söyleyecek bir çift sözü varmış. Ama dur bak, en iyisi baştan başlayayım. Şimdi bu Karanfil Kız babasını fazla görememekten şikâyetçiymiş. Çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen haftasonları bile geç saatlere kadar çalışır,
hasreti kim yarattıysa mezarım o olsun hey gidi halide hanım, sen bir su ve orospu çocuğusun — gibi söylenirim bazen kendi kendime — hasreti kim yarattıysa, ihanetlerin suçu da ona aittir
Sayfa 96
Reklam
"Hey, bal arısı, küçük bir çizik için mi ağlıyorsun?" "Baba, çok kötü acıyor. Fena düştüm, ayağım kırılmış olabilir." "Öpsem?" "Hemencecik geçer."
Beyaz Ölüm Kuşları...
Sonra bir gün anneler de ölür Böcekler ve kertenkeleler ölür Boşalır suyu havuzun kum seddi yıkılınca Sivrisinekler ve kağıttan kayıklar ölür Sonra o gün çocuklar da ölür Biz hepimiz önce küçük bir çocuktuk
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş hüzünlerin geceleri dinlenmeye müsait şarkılarla şahlandığını anlatamadım. Evet, bilmiyordum. Bilmiyordum, kelimelerden arınmış bir cümle kurar gibi sevişmeyi. Sevişirken sözlük kullanıyordum hala. Ama, seni seviyordum. Ve sevdiğimi, sevgimi anlatma telaşıyla hata üstüne hata yapıyordum sana. Sana yaklaşamıyordum. Yasaklanmıştın adeta. Çiğnemeye çalıştığım yasak olsan da, uzak dursan da, o korkunç şeklini korusan da, farketmiyordu hiçbir şey.
Reklam
Hızla üst kata koştum ve kendimi tuvaletlerin yanında bulunan, tören için rezerve edilmiş küçük bir odaya attım. Işığı açma gereği bile duymamıştım. Oda küçük ve boğucuydu. Sabahın erken saatlerinde çiçekleri buraya koyduğumuzdan karanlık odada ağır bir koku vardı. Güçlükle soluk alıp duvar boyunca uzanan aynada kendime
Sayfa 120
.... Büyük buluşmalar küçük tesadüfler sonucu olur. Şeytan ayrıntıda gizlidir fakat senin de gözünden hiç bir şey kaçmaz Sen akıllı kafalı bir kızsın. Sen türk kızlarına örnek gösterilecek Kitap okuyan mozart dinleyen spor yapan sigara alkol tüketmeyen Ağzına kaba söz almayan gıybet yapmayan birisin. Senin kulvarın başka sen onlara nal
Kimsenin dili kimseyi küçük düşürmez. Ölüler, evinden uzağa gömülmemeli. Gözyaşıyla yıkanmış eşiklerden içeriye ancak yalnızlık girer. Küle yağan yağmurun gökkuşağı olmaz. Bunca göçün yolu dolanı dolanı Gelir göçürenin evinde biter. Kadınlarını dövdüğünüz bir halktan Ölümden sonra bile korkunuz. Çökmüş dizleri üstüne bir ihtiyar Şiddetin gülüşü daha büyük şiddettir. Güçlüsünüz şimdi nerden bileceksiniz Acı bir gün, acı bir gün, acı hey O çocukların gözlerinden koyu Geç olur, yazık, sizi de vurur...
Sayfa 167 - Ölüm De Aşk KadarKitabı okudu
Beyaz Ölüm Kuşları
sonra bir gün anneler de ölür böcekler ve kertenkeleler ölür boşalır suyu havuzun kum seddi yıkılınca sivrisinekler ve kâğıttan kayıklar ölür * sonra o gün çocuklar da ölür * biz hepimiz önce küçük bir çocuktuk
Reklam
Elbette küllî ve cüz'î bütün mümkinât adedince ve her mümkü- nün mezkûr mâhiyet ve hüviyet, hey'et ve sûret, sıfat ve vaziyetinin imkânâtı adedince tahsîs edici, tercih edici, ta'yîn edici, ihdâs edici bir Vâcibü'l-vücûd'un vücûb-u vücûduna ve hadsiz kudretine ve nihâyetsiz hikmetine ve hiçbir şey ve hiçbir şe'n O'ndan gizlenmediğine ve hiçbir şey O'na ağır gelmediğine ve en büyük bir şey en küçük bir şey gibi O'na kolay geldiğine ve bir baharı bir ağaç kadar ve bir ağacı bir çekirdek kadar suhûletle îcâd edebildiğine işaretler ve delâletler ve şehadetler, imkân hakîkatinden çıkıp kâinâtın bu büyük şehadetinin bir kanadını teşkil ederler.
“Hey, baba, neden Violet’le birlikte koşmuyorsun?” diye önerdi Brayden. “Ormandaki patikaları kullanırsınız, o da yalnız kalmaz.” “Aynen,” dedi en küçük oğlum. “Sonra da işler iyiye giderse Violet’le sen S-arkadaşı olursunuz.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.