Kızım! Onu kucağıma aldığımda, o güne kadar çektiğim tüm acıları geride bırakmıştım sanki. Ama keşke oğlan olsaydı, diye düşünmekten kendimi alamadım. Asla “erkek evlat” saplantısı değil! Erkek olsa, benim çektiklerimi çekmez diye…
Baba olmayı iple çekmesine rağmen hayatına getireceği değişiklikler onu korkutmuyor da değil. Bu nedenle bazen çareyi karısının hamileliğini yok saymakta buluyor.
Yirminin çoşkusu, yirmi ikinin neşesi, yirmi yedinin sempatisi...
Ama otuz! Otuz yani...
Hani otuzdan sonrasıydı çabucak geçen,
ben yirmilerin nasıl geçtiğini anlayamadım ki daha!