Bütün mâbedler içinde güneşten ilk ışık alan camidir. Bakır oklu minareler güneşi en evvel görmek için havalarda yükselir.
Şimdi heyhat, eski “saat”le beraber akşam da fecir de bitti. Birçoklarımız için fecir, artık gecedir. Ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarşaflara dolaşmış, kıvranırken buluyor.
Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş, kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz. Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık.
Şimdi müslüman evindeki saat, başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.
Şimdi heyhat, eski "saat" le beraber akşam da fecir de bitti. Birçoklarımız için fecir, artık gecedir ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarşaflara dolanmış, kıvranırken buluyor. Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş, kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz. Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık. Şimdi Müslüman evindeki saat, başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.
İstanbul Hahambaşısı Yahudi Karasso ile Bedîüzzaman arasında Selânik’te cereyan eden bir konuşma sırasında, Karasso konuşmayı yarıda bırakarak dışarıya fırlamış ve arkadaşlarına: “Eğer yanında biraz daha kalsaydım, az kalsın beni de Müslüman edecek idi.” diyerek mağlubiyetini hayret ve telaşla izhar etmiştir. Karasso ki, Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamak için sinsi ve tertibli bir şekilde çalışan gizli bir teşkilâta mensub olup, ortada fevkalâde bir rol oynuyordu. Karasso’nun Bedîüzzaman’ı ziyaret etmekten maksadı, onu kendi fikrine çevirmek ve meş’um gayesine âlet etmek idi. Fakat heyhat!…
Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl.
Ey, Oğul! Herşeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla
"Şimdi heyhat, eski “saat”le beraber akşam da, fecir de bitti. Birçoklarımız için fecir,artık gecedir ve birçoklarımızı güneş,yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli,ağız çarpılmış,bacaklar bozuk çarşaflara dolanmış, kıvranırken buluyor.Artık geç uyanıyoruz.Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş,kin,arzu,hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz.Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık.Şimdi Müslüman evindeki saat,başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi,bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor.Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz."
》Uzun halini okumak isteyenler 👇
edebifikir.com/deneme/ahmet-ha...
》Hayati İnanç'ın Başarının Sırrı videosundan dinlemek isteyenler👇
youtu.be/hJNMfv_Kzg8
Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat
En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat
Ne güzel bir giriş, dünyaya ne güzel bir geliş... Toprağı kirlerinden arındıran o Yağmur için, rahmet vadilerinin
İstanbul Hahambaşısı Yahudi Karasso ile Bedîüzzaman arasında Selânik'te cereyan eden bir konuşma sırasında, Karasso konuşmayı yarıda bırakarak dışarıya fırlamış ve arkadaşlarına: "Eğer yanında biraz daha kalsaydım, az kalsın beni de Müslüman edecek idi" diyerek mağlubiyetini hayret ve telaşla izhar etmiştir. Karasso ki, Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalamak için sinsi ve tertibli bir şekilde çalışan gizli bir teşkilâta mensub olup, ortada fevkalâde bir rol oynuyordu. Karasso'nun Bedîüzzaman'ı ziyaret etmekten maksadı, onu kendi fikrine çevirmek ve meş'um gayesine âlet etmek idi. Fakat heyhat!...
Oku, şayet sana bir hisli yürek lazımsa
Oku, zira onu yazdım, iki söz yazdımsa
Diye başlayan Safahat'ı okuduğumda hatta okumayı geçelim, kelime kelime onu yuttuğumda
aslında iki sözden çok daha büyük bu eseri :
"Ölen insan mıdır, ondan kalacak şey: Eseri
Bir eşek göçtü mü, ondan da nihayet: Semeri
O ne çok bilmiş adamdır ki gider