Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.8
@hibo_books
Rus asıllı Amerikalı yazar, düşünür Ayn Rand’ın ilk romanıdır. Yazarın öz yaşam öyküsünden izler taşıyan bu roman Ekim Devrimi sonrasında, özellikle 1922-1925 yılları arasındaki süreçte Sovyet Rusyadaki hayatı gözler önüne seriyor. Bu eser Rand’ın komünizme karşı ilk açıklamasıdır. 1934 yılında yazılan roman bir kaç yayınevinden red aldıktan sonra ilk baskısını 1936 yılında yapar.
.
️Yıl 1922. Kira Argounova ailesiyle beraber ihtilali yaşadıkları Petrograda geri döner. Aşkların ve insan ilişkilerinin dönem süreçleriyle işlendiği, okuması keyifli bir eser. Bolşevikler ve Ekim Devrimi gibi Rusya tarihine ilgi duyanların severek okuyacağı bir roman.
@hibo_books
İlber Ortaylı, yediden yetmişe herkesin faydalanacağı, bilge şahsiyetinden ve yaşam tecrübesinden süzülen tavsiyelerden oluşan bir eserle karşımızda. İlber Hoca bu kitapta, bir insanın, çocukluktan itibaren hayatın hemen her alanında ihtiyaç duyacağı çözümleri nasıl bulabileceğini örnekler vererek anlatıyor. “Herkes kendi talihinin mimarıdır” sözünü hatırlatarak, kendi yolunu çizmenin ne anlama geldiğini tüm kritik noktalarıyla yorumluyor.
.
️Söyleşi tarzında hazırlanmış bu eserde herkesin kendisi için çekip alacağı faydalı bilgiler olduğu inancındayım. Hoca’nın bilgi yükünün ağırlığını bir defa daha farkedeceğimiz keyifli bir çalışma olmuş. Ben kendi adıma özellikle seyahatler ve edebiyat konularından çok anlamlı notlar aldım. Keyifle okumanız dileğiyle :)
.
@hibo_books
️“Tarih insanlar tanrıları icat ettiğinde başladı, ve insanlar tanrılara dönüştüğünde son bulacak.” Hariri’nin bu meşhur cümlesi aslında bu kitabın en kısa özeti gibi. Adından da anlaşılacağı üzere Hariri “Tanrılaşan İnsanın” kendi sonunu nasıl getireceği üzerine güzel seçimlemeler yapmış. Kitapta dinler, liberal dünya, hümanizm, komünizm ve kapitalizm üzerine baya bir gönderme var.
.
️Yazarın “Sapiens” kitabının yorumunda da belirttiğim gibi önyargılarınızı bir kenara bırakıp tarafsız bakış açısıyla okumadığınız sürece size mutsuz edebilecek bir etkiye sahip. İki kitabı kıyaslayacak olursam Sapiens beni çok dafa fazla etkilemişti ve bana göre daha donanımlı bir kitap. Homo Deus’ta da ilk yarı gayet güzel, bilgi dolu ve akıcı gidiyor ama ikinci yarısı belki de eleştirel yazımın gücünden dolayı beni biraz zorladı. İnsanlığı ne yönden gelip, ne yöne gittiğini daha net görebilmeniz açısından kesinlikle okumanızı tavsiye ederim . İyi okumalar :)
@hibo_books
️Yazar “gelmiş geçmiş tüm faşist iktidarlara ve o iktidarların peşine canı gönülden takılıp duran insanlığa öfkesini” anlatıyor soyut kavramlar üzerinden. Eserde gerilimli ve gerçeküstü bir anlatımla kadına yönelik şiddete, çocuk cinayetlerine, politik açmazlara ve insanın öz yalnızlığına göndermeler yapılıyor.
.
️Kısalı - uzunlu 15 öyküden oluşan bu kitapta Mine Söğüt’ün karanlık ama bir o kadar da gerçekçi anlatımını çok net hissedeceksiniz. Kitap boyunca sürekli “ikileme” kullanımı beni biraz yordu açıkcası. Yazarın uzun bir aradan sonra çıkardığı bu kitabı biraz fazla beklentiyle okumuş olmamdan dolayı, eserden isteğim tadı alamadım doğrusu. Mine Söğüt ile ilk defa tanışacak olan okuyuculara yazarın bu kitabı yerine başka bir kitabından başlamalarını tavsiye ederim. İyi okumalar :)
.
⁉️Dipnot: Kitabın içinde yazarın eşi olan Bahadır Baruter’e ait inanılmaz güzel çizimler var. Çizimler ve anlatımlarla beraber kesinlikle kitaplığınızda olmayı hak eden bir sanat eseri !
@hibo_books
️Hayatı boyunca hep para karşılığında kadınlarla sevişen yaşlı bir köşe yazarı. Günlük yaşantısı evi - işi ve müdavimi olduğu genelev arasında geçen bu ihtiyar, 90. yaş gününde kendine sıra dışı bir armağan vermek ister. Bu hediye 90 olduğun gün genç, bakire bir kızla birlikte olmaktır. O gün ve sonrasında yaşlı adam her ziyaretinde “uyuyan güzel” Delgadina’yı seyretmekle yetinmek zorunda kalacak, yaşamının güzünde kendisine böyle bir oyun oynayan yazgısına boyun eğecek; ancak bu özel ilişkiden o güne değin tatmadığı bir aşk doğacaktır.
.
️1982 yılı Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Marquez ile ilk “Yüzyıllık Yalnızlık” kitabıyla tanışmıştım. Bir çok insan tarafından fazlasıyla sevilmesine rağmen benim için okuması yorucu bir kitap olmuştu. Bu kitap ise daha akıcı ve sade bir dile sahip ama aynı zamanda yazarın kaleminin ve dilinin sağlamlığını yansıttığı düşüncesindeyim. Marquez’ i merak edip, başlamak isteyenler için güzel bir kitap. Ama ikinci defa okumak istediğim bir kitap olmayacaktır. Her yazarın, her kitabın bir zamanı olduğuna inanan okuyuculardanım ve bu yüzdendir ki belki de benim ile büyük usta arasında köprü oluşması için biraz daha zamana ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. ( Dipnot: Kolera Günlerinde Aşk, nadir yarım bıraktığım kitaplardan biridir.)
.
@hibo_books
️Rus klasik yazarlarının önemli isimlerinden Tolstoy’ un yazdığı 6 kısa hikayeden oluşan bir kitap. İlk hikaye kitaba adını veriyor. Her yaştan, her fikirden insanın okuyabileceği bir kitap. Okuma alışkanlığını nasıl kazanırım diye soranlar için mükemmel bir başlangıç eseri. 2-3 yılda bir tekrar okuduğum nadir kitaplardan. 1-2 saat içinde rahatlıkla bitirebileceğiniz kalınlıkta. İyi Okumalar :)
.
️Hikayeler genel olarak toplum ahlak düzeni ve öz saygı üzerine yoğunlaşmaktadır. Hikayeler arasında bu konular ile ilişkili İncil’den göndermeler bulunmaktadır. Hikayelerde dönemin toplum düzeni hakkında da kısa bilgilere sahip oluyoruz. Bir bardak kahveden daha ucuza satın alabileceğiniz bu kitabı (~6 ₺) okuyun - hediye edin - okutturun.
.
@hibo_books
️Ve geldik serinin son ve bana göre en güzel kitabına. Harry, Ron ve Hermione Hogwarts’tan uzaklaşarak soluksuz okuyacağınız yeni maceraların içinde buluyor kendilerini. Voldemort’un sonunu hazırlayan sürece adım adım ilerliyorlar. 6. kitap başta olmak üzere serinin bir çok noktasında kafamıza takılan soru işaretleri tek tek cevap buluyor. Serinin bu kitabı karakterler üzerinden dünya siyasi hayatına da göndermeler yapıyor. Dikkat bu cilt fazlasıyla ayrılık ve hüzün içermektedir!!!
.
️“Bitti” diyip serinin tamamını düşündüğünüzde, Rowling’in bizlere fantastik bir seriden çok daha fazlasını bıraktığını göreceksiniz. Yazarın son kitapta olacak olaylara taa ilk kitaptan zemin hazırlanması, kaleminin ve kurgu gücünün sağlamlığını ortaya koyuyor. Son kitapta o kadar fazla mekan ve olay içeriği yer alıyor ki her bölümde ayrı bir dünya yaşayacaksınız. İlk kitap “Felsefe Taşı” nın incelemesinde de dediğim gibi yaşınız ne olursa olsun ön yargılarınızı bir kenara bırakın ve hayal gücünüzü coşturacak bu dünyanın ortasına bırakın kendinizi. İyi okumalar:)
.
2 bölümden oluşan film uyarlamasında her ne kadar eksiklikler bulunsa da diğer filmlere kıyasla ( Azkaban Tutsağı hariç) yönetmenin başarılı bir iş çıkardığı kanaatindeyim.
.
Harry Potter ve Ölüm YadigarlarıJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 201622,9bin okunma
@hibo_books
️Evettt!!! Son zamanlarda baya bir tartışma konusu olan bir kitabın yorumlamasına geldik :). Kitap genel hatlarıyla Atatürk’ün gençlik, askeri dönemleri, sosyal ve özel hayatı, Cumhuriyetin kuruluş ve ilerleme dönemlerine bir ışık tutuyor. Spesifik olarak bir döneme yoğunlaşılmamış. Ata ‘nın hobilerinden tutun da askeri dehasının nasıl ön plana çıktığı konusuna dair bir çok şey hakkında bilgi bulabilirsiniz.
.
️İlber Ortaylı‘nın mı yoksa Yılmaz Özdil’in mi Atatürk kitabı mı diye sorular aldım okurken. İlber Hoca daha tarihçi gözüyle ve özellikle askeri ve siyasi konular üzerine yoğunlaşarak derinlemesine bir inceleme kitabı yazmıştır. Yılmaz Özdil ise gazeteci gözüyle daha geniş bir zaman diliminde daha çok konuda ama daha az derinlikte ve nitelikte bir kitap yazmıştır.
.
⁉️Kitap eksikliklerine rağmen, kesinlikle diyemesem de okunması gereken bir eser, sade ve akıcı bir dile yazılmış. Yılmaz Özdil’in 10 yıllık çalışmam demesine rağmen kitapta kaynak göstermemesi benim açımdan büyük bir eksiklik. Bu durum kitabın akademik değerini yitirip, öyküleme vasfı ile okunmasına yol açıyor. İyi Okumalar :)
@hibo_books
İlk Post’u okuduğum dönemden kaynaklı olarak bende çok güzel duygular uyandıran bir öykü kitabı ile yapmak istedim. Şermin Yaşar ile tanıştığım bu kitap 29 öyküden oluşmakta. “Kaybetmek bizim işimizdir” diyen insanların öyküleri...
.
️Vapurda, metroda, ders arasında, parkta yayılırken, havuz başında güneşlenirken kısacası her yerde, her an okuyabileceğiniz türden bir kitap. Her öykü yüzde bazen hüzün dolu bazen de eğlenceli bir tebessüm bıraktıracak şekilde bitiyor. Özellikle Reading Slump olduğunuz dönemlerde sizi tekrardan okumaya itecek tarzda güzel bir öykü kitabı.
️En sevdiğim öyküler; Kaya Bakkaliyesi - Kusura Bakma Dağları - Terketti Hatun Ziyaretgahı - Bu Son Yağmurları.
@hibo_books
Mata Hari’nin tek suçu özgür bir kadın olmaktı: Sınırlar ve sınırlamalarla dolu bir dünyada kaderine boyun eğmeyen bir kadın...
.
️Paulo Coelho ortaokul-lise yıllarımdan bu yana bir çok kitabını keyifle okuduğum bir yazardır. Kitabın baş karekteri Mata Hari, 20. yüzyıl başında casuslukla suçlanarak idama mahkum edilen bir dansözdür. Dans şovlarıyla bir çok politik ortama giren, siyasilerle tanışan Mata Hari ve avukatı arasındaki yazışmalar kitabın kurgusunu oluşturmaktadır.
.
️Yazarın dilinin sadeliği ve olayların akıcılığı kitabı bir çırpıda bitirmenizi sağlıyor. Benim gibi 19. ve 20. yüzyıl Avrupa-Osmanlı tarihi seven biriyseniz kitapta sizi önemli sürpriz karekterler bekliyor .
.
Kitabı bitirdikten sonra yaaa kimmiş bu Mata Hari biraz daha irdeliyeyim dedim ve aslında olay döngüsün romanda çok yüzeysel kaldığını farkettim. Sanki “ aaa güzel bir karakter buldum hızlı ama popüler birşeyler yazayım” gibisinden bir etkisi olmuş. Diğer bir sevmediğim tarafıda kitaptaki Batı sempatizanlığında biraz aşırıya kaçınılmış olması.
.
@hibo_books
Nazi Almanyasında, faşizmin her yerde kol gezdiği, çocukların bile masumiyetini kaybettiği bir çağda bir öğretmenin hakikat ve yalanlar arasındaki ikilemi.
.
️2. Dünya Savaşı öncesi Alman toplumundaki kutuplaşmanın şiddetlendiği, Nazilerin genç kuşakları savaşa hazırladığı, toplum direncinin yıkılıp; gözlerin kör, kulakların sağır edildiği bir dönem anlatılıyor.
.
️Okuması keyif verici ve akıcı bir kitap. İnanç ve bireysel çıkar ilişkisinin asıl yüzü çok güzel vurgulanmış. Yazarın kitabının film uyarlaması için görüşmeye giderken yıldırım çarpması sonucu ölmesi ise ayrı bir trajedi.
.
@hibo_books
Augusto Perez hali vakti yerinde, yaşama dair felsefi görüşleri olan biridir. Ne var ki bir gün sokakta gördüğü Eugenia’ya âşık olmasıyla tüm dünyası altüst olur. Zaten dünyayı bir sis olarak kabul esen Augusto için her şey gittikçe daha muğlak ve anlaşılmaz hale gelir.
.
️Olayın bütünlüğü kitabın bazı yerlerinde kopuyor olsa dahi İspanyol yazarın kuvvetli edebi dili sizi olay döngüsünün içinde tutuyor. Kitabın sonundaki yazar ve Augustonun bir araya gelişi ve diyalogları esere ayrı bir özgünlük katmış. Yaratan - Yaratılan döngüsünün edebiyata aktarılmış hali gibi.
.
️Cümleleri ışıldayan bu kitabı bir çırpıda ve keyifle okudum. Sevgi ve ilginin karşılığını kimden beklemeli ya da onları kime vermeli. Bunlar bir Sis bulutu içinde karar vermesi zor zorular. Bu arada karakterler içerisinde en çok Bay Fermin’i (enişte) sevdim. Bir kitaba özgün değerini bazen yan karekterler verebiliyor. Eminim siz de çok seveceksiniz .
.
@hibo_books
Mark Manson bu kişisel gelişim rehberinde daha mutlu olabilmek için sürekli “pozitif” olmaya çabalamaktan vazgeçmenin ve bunun yerine zorluklarla mücadele etmekte daha azimli olmanın yolunu gösteriyor.
.
️Bir blog yazarı olan Mark ilk olarak sosyal medyanın ve tüketim çağının üzerimize nasıl kara bulut gibi çöktüğünü anlatıyor. Tanıdığımız - tanımadığımız insanların sosyal medyadaki abartılmış ve özellikle göze sokulmaya çalışılan başarılarının ya da mutluluklarının normal giden hayatımızı bile sorgulamaya ittiği bir dönem yaşamaktayız.
.
️Charles Bukowskinin hayatından bir kesiti anlattığı ilk bölüm baya hoşuma gitti. İnandığın ya da hayalin olan bir konuda zorluklarla karşılaştığında onun varlığını kabullenmeni, pes etmeden üstesinden gelmeni, iyiyi de kötüyü de özümsemeni hatırlatıyor bolca. Ün ve başarı onu daha iyi biri yapmadı. Ne de daha iyi birine dönüştüğü için ün ve başarı kazandı.
.
Kitabı genel olarak çok beğenmedim. Blog yazılarının ve yaşantısından kesitlerin birleşimi olduğu için çoğu yer birbirinden kopuk. Özellikle kitabın son çeyreğinde baya baya kendi hayatını anlatıyor ve insan eeee sana aferin, hayatını yoluna koymuşsunda kitabı seni tebrik etmek için alıp okumadık diyorsunuz :). Klasik abartılmış, şişirilmiş bir çok satanlar kitabı .
@hibo_books
Kırmızı Saçlı Kadın
1980’lerin ortasında kuyucu Mahmut usta ile çırağı Cem zor bir arazide su ararlarken, kasabanın hemen dışındaki çadırda esrarengiz bir tiyatrocu kadın her gece eski masal ve hikayeler anlatır. Cem’in kırmızı saçlı bu kadına olan bu aşkı ve yaşadıkları, onu büyük bir insani suçun peşinden sürüklüyor.
.
️Kırmızı saçlı kadın, Orhan Pamukla tanışma kitabımdır. Anlatımı sade ve herkese hitap edici tarzdadır. İnce sayılabilecek bir kitap olmasına rağmen geniş bir zaman aralığı sindirilerek anlatılabilmiş. Olaylar asıl karekter Cem’in ağzından anlatılıyor. Aşklar, hayaller, pişmanlıklar, kaçışlar ve yakalanışlar hepsi hayat çarkında bir dişli oluşturur.
.
️Yazar Batı’nın “Kral Oidipus’u “ (Sophokles) ile Doğu’nun “Rüstem ve Sührab’ını” (Firdevsi) kıyaslayarak, toplum içindeki Baba-Oğul ilişkisini farklı senaryolardaki iki temel felsefe zemini üzerine oturtmuş.
@hibo_books
* Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, kırmızı ışıkta direksiyon başında bekleyen bir adam aniden bağırır “Kör Oldum”. Bir anda kör olan bir kişi ve nedeni bilinmeyen beyaz bir körlük. Bir süre sonra bu kişi ile temasta bulunan ve daha sonrada onlarla temasta bulunan diğer kişilerden ani bir ses yükselir “Kör oldum”. Hükümet bütün körleri bir binada toplayıp onları ölüme terk ederek kısa sürede herşeyin düzeleceğine inanır ama nafile bir süre sonra tek bir kişi dışında herkes kör olur.
.
* 1998 Nobel Edebiyat Ödülünün sahini José Saramago bozulan toplum düzenini, kişisel çıkarlar işin içine girince eşlerin, anne-babaların, arkadaşların nasıl değişebileceğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Bozulan bütün düzene rağmen tek bir insanın bile iyiliğini kaybetmemiş olması; aniden yayılan körlük gibi iyiliğinde yayılabileceğini gösterir.
.
* Konu ve içerik bakımından insanın içinin kaldıramayacağı bir çok nokta olmasına rağmen kesinlikle okunması gereken distopik bir kitap. Sıkılmadan, akıcı bir şekilde okunan ve bittikten sonrada “vay beee ne kitaptı” diyeceğiniz bir kitap.
