Kitaba ilk başladığımda kahramanın sonunu hemen yazılması dikkatimi çekti . İlk sayfalarda biraz sıkıcı gelebiliyor kimin kim olduğu biraz karışık ilerledikçe güzelleşiyor herşey rayına oturuyor. Namus cinayeti olarak işlenen bir cinayeti anlatıyor ve tüm halkın bunu bilemesine rağmen engel olmak için hiç kimsenin birşey yapmaması . Kahramanın kesin olarak suçu yapmış olduğuna dair bir kanıt yok sadece onun isminin verilmiş olmasından dolayı hükümlü sayılıyor ve olmazsa olmaz önyargı kesin yapmıştır diyerekten . Santiago Nasarın öldürüşüne ayrı annesinin kapsında vahşice öldürülmesine ayrı üzüldüm . Aynı zamanda kader bizi görünmez kılar sözünü yazar bir çok örnekle net bir şekilde göz önüne seriyor . Böyle bir trajedinin yaşanması gerçekten üzücü . Herşeyden bir haber güne başlayıp neden öldürüldüğünü bilmeden hayatının sonlanması gerçekten hiç adil değil .
.
Kitabın meşhur konusu; işleneceğini herkesin bildiği ama hiç kimsenin birşey yapmadığı bir cinayetin öyküsü. Kitap, en başında yazan bu cümle ve 1982 yılında Nobel edebiyat ödülü alması sebebiyle iyice merak ettirmişti bana kendisini. .
İki erkek kardeş, kızkardeşlerinin namusu için bu cinayeti işlemeye karar veriyor. Ama içlerindeki ufacık iyi niyet mi desem korku mu desem o duygudan dolayı her gittikleri yerde söylüyorlar onu öldüreceğiz diye. Belki birileri bize engel olur diye. Ama ellerinde bıçaklarla bunu bağıra bağıra söylemelerine rağmen, mahalleliden kimse imkan vermiyor onların cinayet işleyeceğine. Çok iyi çocuklar bunlar, yapmaz öyle şey, bizimle dalga geçiyorlar diyorlar. Bazısı da bu olaya engel olmaya çalışıyor ama başaramıyor. Göz göre göre işleniyor cinayet. .
Şimdi sadece cinayeti fiilen yerine getirenler mi suçlu? Yoksa bile bile buna engel olmaya çalışmayanlarda suçlu mudur?
.
Bu olaylar ülkemizdeki yaşananlardan çok da farklı değil aslında! Daha dün değil miydi; “ölmek istemiyorum” diye bağırmasına rağmen vücudundan akan kanları gören kişilerin ilkyardım yapması gerekirken sadece izlemekle yetinilen #eminebulut cinayeti!
.
Bu dünyadaki kötülük hiç bitmeyecek. Ve bunun üzerine kitaplar yazılmaya, okunmaya da devam edecektir. Bir tek kıyamet günü hepsi son bulacaktır. .
Kitabı okurken Peyami Safa'nın konuya ilişkin nasıl da sağlam bir müktesebata sahip olduğunu görüyoruz. Kitapta Osmanlı 'nın son dönemlerindeki fikir cereyanlarından başlayarak Türk İnkılabının hangi temeller üzerinde yükseldiği irdeleniyor. Kitaptaki önemli noktalara değinmek istiyorum.
Ziya Gökalp, Balkan Harbi’nin sonunda yazdığı
Anlatmaya nerden başlayacağımı bilemiyorum. Kitapla ilgili ne yazarsam yazayım duygu ve düşüncelerim eksik kalacak. Kitabın alıntılarını hep okuyordum ve kitabın ismi dikkatimi çekti, kitapla ilgili hiç araştırma yapmadım. Bir gün arkadaşımın çekiliş var mesajı atmasıyla çekilişe katıldım. Mutlu hocamızın yaptığı çekilişi kazandım. Arkadaşıma
Bu kitabın derdi o kadar tanıdık ki... Aile içindeki bireylerin farklı tercihlerine karşı geliştirdikleri önyargılar, toplum baskısı ya da ebeveynlerin toplumun kalıplaşmış fikirlerini çocuklarına dayatmaya çalışmaları ve onları bu uğurda tıpkı bir oyun hamuru gibi ezip büküp şekil vermeye çalışmaları. Bir anne baba neden yaşlandığında kendisine
Hadis Karşıtları Ne Yapmak İstiyor?” Kitap Tahlili
Bu kitap hadis karşıtlarının tezlerini çürütmek için, onların mantığa aykırı sorularına kesin bir dille, objektif bir şekilde ve deliller ile cevap veren hadis alanında ilermek isteyenlerin ilk okuması gereken kitaplardan biridir. Dili gayet sade ve okuyan herkesin anlayabileceği bir
