Sultan hamit’in huzurundan kovuluşum;
İradesiz ayağa kalkmanın CEZASI : HUZURDAN KOVULUŞ… Sultan Hamit, doktorlara daima mültefitti Kendisi şahsan da hastalıktan hiç hoşlanmazdı. Saray halkından biri rahatsızlansa âdeta telâşlanırdı ve hastayı tedavi eden doktorun muvaffakıyetini rütbe ve nişanla takdir etmiş görünürdü. Daima da tababetin ilerlemesine hâ- dim olmak istediğini
Reklam
"Kimi zaman hayatta hiç tanımadığımız kişilerle öyle karşılaşmalar olur ki, kendileriyle daha bir kelime konuşmadan ilk bakışta onlarla ilgilenmeye başlarız." Dostoyevski / Suç ve Ceza
( Biriyle buluşunca ben ) Cemil Topuzlu eşiyle ilk görüşmesi
ikimiz beraber yukarıya çıktık, Gayet şık döşenmiş bir salona girdik. Yüz görümlüğü olmak üzere bir çift küpe almıştım. Kadife mahfazayı, refikamın yanına koydum. O da, lûtfedip yüzünü açtı! Hele şükür, birbirimizi görebilmiştik!… Fakat her ikimiz de, mahcubiyetten tek bir kelime söyliyeme- dik. Böylece, yekdiğerimizden, hiç konuşmadan ayrıldık!…
Cemil topuzluKitabı okuyor
Ve hiç konuşmadan anlaşabilmek...
Hiçbir şeyi açıklamak zorunda olmadığı biriyle yan yana olmak huzur veriyordu.
Reklam
Benim ay ışığını ne kadar sevdiğimi bilemezsin. Mehtaplı gecelerde yalnız başıma gezmek kadar hoşuma giden şey yoktur. Yalnız, bilmem dikkat ettin mi, mehtap insana daima bir arkadaş aratır. Mehtap altında ağır ağır giderken yanımda benim gibi hiç sesini çıkarmadan, hiç konuşmadan yürüyecek ve bu gümüş ışıkları yavaş yavaş içecek bir arkadaş ararım.
Bazen hayatta hiç tanımadığımız kimselerle öyle karşılaşmalar olur ki, kendileriyle daha bir kelime konuşmadan, âdeta birdenbire, ansızın, ilk bakışta onlarla ilgilenmeye başlarız.
Belki de hiç konuşmadan, bir daha konuşmak ümidi bile kalmadan Allahaısmarladık, der, birbirinizden ayrılır gidersiniz.
Reklam
Susmak, şu kadarı açıkça görülüyor ki, hem onu uygulayana hem de muhatap olana derinden dokunabilir. Belki, "hissi" muhafaza etme, yani insanlar için olduğu gibi şeyler ve durumlar için de tipik olan ilişki ve bağlantılardaki bereketin değerini bilme kabiliyeti, konuşmadan da fazladır. Susmak, bu ilişki ve bağlantıları konuşmadaki gibi
Ey cellatlar, ey güvercin kasapları, ölüm tacirleri... İnsan daha konuşmadan, öğrenmeden, bilmeden "mezar kazıyordu" ölüsü için. … Bir karga bile değilsiniz. Kabil'in kargayı görüp de utanan kalbi yok sizlerde, anladık. Ama, yorulmadınız mı, ağzınızda cesetlerle yıllar yılı te­pemizde akbaba gibi dolaşmaktan? Bir karga gibi yapın hiç olmazsa. İnin yere ve bırakın ölülerimizi. Kalplerimiz onla­ra mezar yeridir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Sessiz
sessiz oturabilir miyiz seninle . . . . duyabilirim seni hiç konuşmadan
"...Sorulmadan bilinmesi, söylenmeden anlaşılması gereken şeyler vardır bu hayatta, hiç üstüne konuşmadan yaşanacak hassasiyetler vardır, işte biz buna kısaca medeniyet diyoruz."
Anlatıyorum, hiç konuşmadan, Buğdayın içini dökmesi gibi...