Okurken sürekli aklımda "Bu kızın derdi ne?" sorusu vardı. Ve sonunda derdinin "anlam" olduğunu fark ettim, varlığın anlamı. Sadece Veronika değil kitaptaki diğer karakterler de bu arayışta. Gerçek dünyadaki bizler için de bu geçerli. Her gün rutin işler yapıyoruz ve hayatımız bir şekilde ilerliyor. Fakat ne için ya da kimin için yapıyoruz bunları? Yoksa hiç sorgulamadan tabiri caizse ot gibi mi yaşıyoruz?
Normal olan nedir? Peki, deli veya akıllı olan kimdir? Bu kitapta bunlar sorgulanıyor.
Normal olan toplumun ortak kararıdır. Olur da bir gün bu ortak kabulün dışına çıkmaya yeltenirsek işte o zaman deli damgası yememiz muhtemel. Gerçi kimin deli olup olmadığı da tartışılır. Asıl deliler dört duvar arasına kapattıklarımız mı yoksa dışarıdaki sözde "özgür" olan bizler mi?
2 yıl öncesinde okumuştum bu kitabı ve açıkçası o zaman çok da etkilenmeyip bir kenara atmıştım. Son zamanlarda önüme tekrar tekrar çıkmaya başladı ve elime yeniden alıp tane tane okumaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü benim için çok akıcı ilerledi bu kitap.
Size tavsiyem de bu kitabı, diğer kitaplarda da olması gerektiği gibi, üzerine düşünerek sakince okumanız.
Kitabı beğendim fakat bu demek değil ki içinde yazan her şeye katılıyorum. Okurken beni rahatsız eden, kabullenemediğim kısımlar da oldu. Belli bir toplum içinde doğup büyüdüm ve benim de önyargılarım var elbette. Kitapta buna da değiniliyor.
Sorgulatan bir kitap ve bu tarz kitapların okunması gerektiğini düşünüyorum. Bazı kısımlarında rahatsız olabilirsiniz ama genel anlamda çevremde de önerdiğim bir kitaptır kendisi.
İyi okumalar~