Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. "Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?" diyorlar. "Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir karış toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?" Hiç olmaz olur mu? Arayıp, bulup görmek lazım. Bunun için de kenarı köşeyi araştırmak istemez. Her şey apaçık ortada, göz önünde. Sade güler yüzlü, bahtiyar insanlar değil, bahtiyar köpekler bile var.
gece sever hüzünleri, vardır yine bir bildiği yağmurundum, yavaş yavaş diniyorum yakıp yine ışıkları arar mısın o günleri? bitiyor artık ve bunu çok net görüyorum hiç kimseyi seninle aynı tutmak olur mu? aşk bir keredir, bir sonraki aynı yeri bulur mu? yürüyerek gidiyorum hiç acelem yok ayrılığa seninkisi bitmiş olabilir, benim duygum bir bela
Reklam
"Boşa öleceksin!.." "Hiç boşa olur mu İbrahim, kimden yana olduğum bilinir."
Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Zümer suresi/ 9. ayet
Öylemesine
-Hadi hadi acele et oğlum, geç kalıyoruz. Her Cuma vakti bunu yapmazsan olmuyor! Evet, şu yaşıma geldim değişmeyen telaşelerden biri bizim evde Cuma telaşesi. Benim değil de, babamın telaşesi. Bana kalsa Cuma hutbesine yetişsem kafi. Öyle ya, ben modern Müslümanım; ona kalsa sünneti kılmayan gavur gibim bir şey oluyor! Yine geldim köyüme. Bir
çocukluğumla beraber geleceğim sana, hiç çekinmeyeceğim onu yanımda getirirken, her şeyi anlatacağım. hiç çekinmeyeceğim yaralarımı göstermekten. “bak burası.” diyeceğim. “öpersen geçer, deşersen ağlarım...” ama bileceğim senin deşmeyeceğini, aksine beni anlayacağını... “yaralarını gösterme, en zor anında oradan vururlar.” diyenlere inat, “o vurmuyor, yaralarımdan öpüyor.” diyeceğim, sonra seni dinleyeceğim. biliyorum, sen de geldiğinde çok şey yaşamış olacaksın ama söz veriyorum, seni her halinle kabul edeceğim, hatalarınla, kötülüklerinle, pişmanlıklarınla... çünkü sen benim için herkes olmayacaksın, çocukluğumu bileceksin. çocukluklarını tanıştırmayanlar, tam anlamıyla birbirini tanı­yamazlar. bu yüzden biz başka olacağız, seni şimdiden çok seviyorum, çocukluğunu yanında getirmeyi unutma, olur mu? çünkü onlar, hep bir yol bulup bizi birleştirecekler.
Sayfa 67
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.