Dimyata pirince giderken...
“Otuz beş senelik evlilikten sonra şeytan dürttü galiba. Bunca yıllık evlilikten bir çocuğumuz bile yoktu ama kusurlu olan karım değil bendim. Karım bunu bildiği halde bir gün bile yüzüme vurmamış, ‘Üzülme hayatım kısmetimizde yokmuş. Sanki çocuğu olmayan tek çift biz miyiz...’ deyip beni teselli etmişti. Dedim ya şeytan dürttü diye. Bir gün
Büyük özlem üzerine
Ey ruhum, tüm bilgeliği ve bilgeliğin tüm taze ve en eski sert şaraplarını verdim toprağın içsin diye. Ey ruhum, her güneşi, her geceyi ve her susuşu ve her özlemi döktüm üzerine: – bir asma gibi büyüdün sen de. Ey ruhum, aşırı zengin ve yüklü duruyorsun şimdi, dolgun memeleri ve sık, boz altın üzüm salkımlarıyla yüklü bir asma: – – mutluluğunla
Sayfa 226 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, IX. Basım, Mayıs 2016Kitabı okuyor
Reklam
-Beni niye bırakıp gittin Müzeyyen? - Elimde değildi,kendime engel olamadım. Ona aşıktım. Seni üzmek istemezdim ama kendimden de vazgeçemedim. - Değdi mi peki? - Mesele bu değil ki, yaşamam gerekiyordu yaşadım. Ama biliyorsun işte bitiyor en nihayetinde her şey gibi. - Çay için teşekkürler. - Gitme! Lütfen! Diyelim ki gitmedin. Seninle
YALNIZLIĞIN YARATTIĞI İNSAN Pardösüsünün kürklü yakasını kaldırınca üşüdü mü diye baktım. Aslında soluk esmer yüzü balmumu gibi sararmıştı. – Üşüdün, dedim. Kaşını kaldırdı. Yanağındaki çıban yerinde kan yoktu. Durdum. Yüzünü avuçlarıma alıp ovaladım. – Neden böyle oldun, dedim. Güldü. Karanlığa doğru tükürdü. Başını iki tarafa şiddetle
Oh evet kesinlikle güzel bir teşekkürü hak ediyor. Üzerimdekileri çıkanp çarşafın üzerine uzanıyorum. Masada yüzümü koyabileceğim bir boşluk var ellerim kollarım sabit yatıyorum gözlerim kapalı bedenim uzun zamandır olmadığı kadar gevşek. Sadece kollanm ve bacaklarım lütfen baldırlanma gerek yok. Elbette. Bir CD çalıyor ve başlıyoruz. Elleri bir
Sayfa 142
Seni sevmeme izin verdiğin için teşekkür ederim...
Merhaba sevgilim :). Bugün çok özel bir gün ve dahası yarın çok çok daha özel bir gün. Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Seninle bize ait günlerin konuşmasını çok çok erken yapmıştık aslında. Sen takvimine not almıştın, bense birkaç kez unutup 17 Mart tarihinde sonsuza kadar aklıma kazımıştım. Senden saklı bir şeyim olmadığı için bunları anlatmamda
Reklam
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Külotunu çıkar. Demek ki duymuş. Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem? Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme. Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul. Eteğimi kaldınp külotu
Sayfa 34
122 syf.
2/10 puan verdi
İnsanlar görüşlerine ilişkin kitapları okumuyorlar. Kur’an olsun, Nutuk olsun, Kavgam olsun, Manifesto olsun; okumuyorlar. Ancak harıl harıl da savunup kafa şişirebiliyorlar. Ne zaman biri kafamı şişirse gider, sırf sus diyebilmek adına olsun, kitabına bir göz atarım. En son kafamı şişiren kişi bir ülkücü oldu ve şimdi de buradayım. Kendi görüşümü
Dokuz Işık
Dokuz IşıkAlparslan Türkeş · Kutluğ Yayınları · 1975731 okunma
Atatürk'ün zamanında 64.000 kişinin KAFATASı fişlenmişti!
1 Ağustos 1935 günü Sinan'ın Süleymaniye Camii'nin yanındaki mezarı Atatürk'ün direktifiyle Türk Tarih Kurumu'ndan bir heyetin huzurunda açılır. İskelet büyük oranda bozulmuştur (bazı gazetelerse sağlam çıktığını yazar). Kafatası yassı-geniş (brakisefal)çıkarsa 'Türk', uzun (dolikosefal) çıkarsa 'öteki'
Evlerden birindeyim, dışarda kar yağıyor Üstüme kar yağıyor. Kalbimin Atışlarında eriyor kar Üşümüyorum, üşümek elimde değil Hiçbir şey elimde değil Sevmek istiyorum, sevemiyorum Çarpıyor birbirine kalbimin kapıları Gülmek istiyorum, gülemiyorum Öne geçiyor acılarımın çizgileri
Sayfa 299Kitabı okudu
Reklam
159 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
FAHRENHEIT 451 Kitap kağıdının tutuşup yandığı ısı derecesidir. Guy Montag yakmanın zevli bir iş olduğunu düşünen fakat neden kitap yaktıklarının farkında olmayan eşi Mildred ile sorgulamadan,sıradan bir hayat süren itfaiyecidir.Normalde yakma işini değil yanan bir yerleri ya da bir şeyleri söndürmesi gereken bir iş yapması gereken
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · Baskan Yayınları · 198488,9bin okunma
Hiçbir şey elimde değil Sevmek istiyorum, sevemiyorum Çarpıyor birbirine kalbimin kapıları Gülmek istiyorum, gülemiyorum Öne geçiyor acılarımın çizgileri
Hartfield iyi yazabilmek üzerine şunları söyler: “Yazmak dediğimiz şey aslında kendin ile seni saran olaylar arasındaki mesafeyi korumaktır. Gerekli olan şey sezgiler değil, cetveldir.” (İyi Hissetmenin Nesi Kötü?, 1936) Başkan Kennedy’nin öldüğü yıldı; elimde çekine çekine tuttuğum cetvelle ben de çevremdeki dünyaya korku içinde bakmaya başlamıştım, bundan on beş yıl önceydi. Bu on beş yıl zarfında ne kadar da çok şeyden vazgeçmiştim. Motoru bozulmuş bir uçakta ağırlığı azaltmak için önce eşyaları, sonra koltukları, son olarak da zavallı kadın kabin görevlilerini uçaktan atar gibi on beş yıl boyunca mümkün olan her şeyden kurtulmuş ama onların yerine neredeyse hiçbir şey koymamıştım. Bu yaptığım doğru bir şey miydi, emin değilim. Rahatlamış olduğum kesindi ama yaşlanıp ölme vakti geldiğinde benden geriye ne kalacağını düşündüğümde çok korkuyordum. Cesedim yakıldıktan sonra kemiklerimden tek biri bile kalmayacaktı geriye. “Kalpleri karanlık olanlar kötü rüyalar görür. Kalpleri çok daha karanlık olanlar ise rüya bile görmezler” derdi her zaman rahmetli büyükannem. Büyükannemin öldüğü gece, ilk yaptığım, ellerimi uzatıp onun gözkapaklarını nazikçe kapatmak olmuştu. Gözlerini kapatınca, yetmiş dokuz yıl boyunca süren rüyası, sanki asfalta düşen yaz yağmuru gibi sessizce yok olmuş ve geriye hiçbir şey kalmamıştı.
pdf//syf. 7Kitabı okudu
ALLAH YOLUNDA HARCAMANIN SEVABI
Bakara Sûresi’nin 261. âyet-i kerîmesi, Allah yolunda mallarını harcayanların nâil olacağı sevabı beyan buyurmakta, Müslümanları Allah yolunda infâka teşvik etmektedir. Şöyle tefsir edilmiştir: Allah yolunda, din uğrunda tam bir istekle ve kemâl-i rızâ ile mallarını sarf edenlerin; yani gerek farz ve vacip gerek nafile olsun, hayır ve hasenât
ALLAH YOLUNDA HARCAMANIN SEVABI
Bakara Sûresi’nin 261. âyet-i kerîmesi, Allah yolunda mallarını harcayanların nâil olacağı sevabı beyan buyurmakta, Müslümanları Allah yolunda infâka teşvik etmektedir. Şöyle tefsir edilmiştir: Allah yolunda, din uğrunda tam bir istekle ve kemâl-i rızâ ile mallarını sarf edenlerin; yani gerek farz ve vacip gerek nafile olsun, hayır ve hasenât
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.