Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
83 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bögü Tanman | Taco Nacho Burrito Yetimhanede büyüyen üç dost; Taco, Nacho ve Burrito… Hayat onlar için hiçbir zaman kolay olmamış. Sırf ten renkleri yüzünden dışlanan, yaşadıkları hiçbir yerde istenmeyen , hor görülen bu üç arkadaş bu duruma ne yazık ki alışmışlar. Asla normalleştirilmemesi gereken ve bence farkındalık yaratacak bir konuyu
Taco Nacho Burrito
Taco Nacho BurritoBögü Tanman · Dorlion Yayınevi · 20248 okunma
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Eğer sadece birkaç şey yapabiliyorsan, ama bunlar gerçekten güzel ve mükemmele yakın şeylerse, çok mutlu ve kendinle barışık olursun. Çok şey yapmanın gereği yok. Eğer seni tam olarak tatmin eden bir tek şey bile yapsan bu sana yeter; hayatın doludur. Veya bir sürü şey yapmaya devam edersin ve hiçbir şey seni tatmin etmez ve her sey mideni bulandırıp seni hasta eder. Bunun ne manasi var ki?
Tolstoy diyor ki: “Belki de her şeyi kabullenip hayatı akışına bırakmak lazım. Zorlamak bazen çözüm değildir. Ve zorla olan hiçbir şey güzel değildir.”
Devletlerin İnterneti Kendi Menfaatleri İçin Suistimal Etmelerine Dair
Günümüzde Batılı hükümetlerin sahip oldukları çevrimiçi kabiliyetleri suiistimal etme arzuları bize şunu gösteriyor: İnternetin gücü ve önemi arttıkça ABD'nin savunma kurumları (ve müttefikleri) ile yaratılmasında önemli bir rol üstlendiği küresel ağ arasındaki ilişki de giderek daha karmaşık bir hal alıyor. İnternet bir bakıma fevkalade
Sayfa 212-215
368 syf.
8/10 puan verdi
·
31 günde okudu
İnsan zihninin nasıl önemli, nasıl etkili olduğunu apaçık ortaya koyan bir kitap…İnsanı hasta eden de insana şifa veren de aslında kendi zihni…Bu, bu kitapla o kadar bilimsel bir yaklaşımla anlatılıyor ki hak vermemek mümkün olmuyor. En başta yazarın kendi gerçek hikayesi başlı başına efsane bir örnek teşkil ediyor zaten.Joe Dispenza 23 yaşında bir bisiklet kazası geçiriyor, omurları ciddi hasar alıyor, yürüyemez deniliyor, ameliyatı olmayı reddediyor. Bunun yerine radikal bir karar alarak kendi plasebosunu yaratıyor; her gün düzenli meditasyonlarla ve egzersizlerle kendini iyileştirmeye odaklanıyor.Kuantum fiziğini öğreniyor ve bunu tedavi sürecinin bir parçası haline getiriyor.Veee sonuçta kazadan yalnızca dokuz buçuk hafta sonra Dispenza, bedenine hiç bir cerrahi müdahale olmadan yürümeye başlıyor…Etkileyici bir başarı öyküsü değil mi?!Tabi iyileştikten sonra O’ nun için hiçbir şey eskisi gibi olmuyor, hayatını yeniden yapılandırıyor; tıp eğitimi alıyor ve hikayesiyle pek çok insana ilham olmaya devam ediyor…Size çok şey katacağını inandığım bir kitap, ben yoga derinleşme yolculuğum sırasında okudum, bana tavsiye edilmişti ve ben de gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum
Plasebo Sensin
Plasebo SensinJoe Dispenza · Ray Yayıncılık · 2019401 okunma
Reklam
AKIL, ERDEMLER VE FELSEFENİN DOĞASI
“… hiçbir kıymeti olmayan eleştirilerden ancak hiçbir kıymeti olmayan safsatalar çıkar. Çünkü en başarılı eleştiri bile sıfırdan bir şey üretmekten daha kolaydır ve kendi fikirlerinizi bazı temellere oturtup -veya temeller üretip- ortaya koymak zordur; saçmalıyor olsanız bile bunu yapmak zordur. Ama temenniler herkeste vardır ve bu yüzden herkes şikayet edebilir. Şikayet etmek yerine üretmek yani yolun üzerindeki tek bir taşı bile kaldırıp kenara koymak ise büyük bir gayret ister. Ne var ki, yol başkaları tarafından temizlendikten sonra temizleyenleri unutup rahatlıkla yürümeye başladığınızda kendinizi “kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan yürüyebiliyor” zannedersiniz. Halbuki her adımınız siz daha doğmadan önce “fikir üretmeye” cesaret edebilen cesurlara aittir ve bu edebiyat yolunda da felsefe yolunda da bilim yolunda da böyledir.”
Sayfa 250 - Mitra Yayınları
..gidilecek yolu doğru tahmin etmek her şeyden daha önemliydi. ..her şeyi görüp hiçbir şeyi görmediğini, her şeyi duyup hiçbir şey duymadığını, her şeyi kavrayıp hiçbir şeyi anlamadığını çok iyi biliyordu. Kısacası Wilhelm mükemmel bir şoför ve ideal bir ayakçıydı. .
Sayfa 12 - JaguarKitabı okuyor
Müslümanlar felsefe dersine şu öğretiyle başlıyorlar: Tersi söylenmeyecek hiçbir şey yoktur. Ve böylece her iddiaya zıt bir düşünce bulmak ve dile getirmekle görevlendirerek gençliğin aklını çalıştırıyorlar. Bu sayede büyük bir düşünce ve konuşma becerisine ulaşıyor olmalılar.
Sayfa 249 - Kültür ve Turizm Bakanlığı YayınlarıKitabı okuyor
118 syf.
·
Puan vermedi
önceki kitap ve konuşmalarından oluşan kısa cümleler yer almaktadır. kısa dediysem öylesine okunup geçecek cümleler değildir kesinlikle. her bir cümle kendi içinde bir çok manayı içermekte ve düşünmeye sevk eden bir yapıdadır. bazı cümleleri var ki içimde bir çok konuşmanın uzamasına sebebiyet everecek ders niteliğindedir. bunlardan bazıları; Doğduğunda baş aşağı edildi kum saatim; kavuşmaya kaç kum tanesi kaldı Rabbim? Allah'a olan hiçbir şey olmasa da zengindir; Allah'ı olmayan her şeyi olsa da fakirdir Allah'ın verdiği ağızla Allah'ı anmaktan utanmak neyin nesidir? Bir işin ancak Allah'a bakan bir yönü varsa bir kıymeti harbiyesi olabilir İmanın sahiciliği sevdiğin şeylerden vazgeçmen gerektiğinde ortaya çıkar Hayat görüşlerini İslam'a göre yargılayacaklarına hayat görüşlerine göre İslam'ı yargılayanlar, lokomotifi vagonlara çektirmeye kalkanlardır. İnsanlar bu dünyada mahrum kalmamak için ölümü düşünmüyorlar ama ölümü düşünmeyerek ahiretten mahrum kalıyorlar
Hayretten Hayranlığa Aforizmalarım
Hayretten Hayranlığa AforizmalarımCaner Taslaman · İstanbul Yayınevi · 202183 okunma
Reklam
İnsan davranışlarının ve ilişkilerinin gerçek anlamı ancak çaba göstererek anlaşılır.Mesela biri ölür ve sen bunu anlayamazsın. Gömülür, hâlâ bir şey hissetmezsin. Toplum içinde yas tutar, ağırbaşlı bir ciddiyetle önüne bakarsın ama evde esner, burnunu kaşır, kitap okursun; aklına ölmüş olan ve yasını tuttuğun kişiden başka her şey gelir.Dışarıya karşı belli bir duruş sergilersin, ciddi ve vakursundur ama içten içe hayretle hiçbir şey hissetmediğini, olsa olsa suçluluk duygusuyla karışık bir memnuniyet ve rahatlama duyduğunu fark edersin. Ve kayıtsızlık, derin bir kayıtsızlık.Bu bir müddet böyle sürer; günlerce, hatta aylarca. Dünyaya kendini farklı gösterir ve gizli bir kayıtsızlık içinde yaşarsın. Ve sonra, çok sonra, bir yıl sonra, ölen kişinin burnu düştüğünde, bir gün sokağa çıkarsın, başın döner ve bir duvara yaslanırsın; çünkü anlamışsındır. Neyi mi? Vaktiyle seni ölen kişiye bağlayan duyguyu. Ölümün anlamı mı. Toprağı tırnaklarınla kazıp ondan kalan ne varsa çıkarsan bile bir daha asla gülümsemesini göremeyeceğin, dünyadaki bütün bilgelik ve kudret bir araya gelse onun, yani ölen kişinin sokakta karşına çıkıp sana gülümsemesine yetmeyeceği gerçeğini.Ve ordu kurup yeryüzündeki bütün toprakları fethetsen, onun da bir işe yaramayacağını.İşte o zaman bağırmaya başlarsın. Ya da belki bunu bile yapmazsın. Sokağın ortasında, bomboş bir kafayla kalakalır ve dünya anlamını kaybetmiş, dünyada yapayalnız kalmışsın gibi bir eksiklik hissedersin.
122 syf.
8/10 puan verdi
Hadi anlaşalım..
Meksika halkının Toltekler soyundan gelen bir aileye mensup
Don Miguel Ruiz
Don Miguel Ruiz
'in kitabı
Dört Anlaşma
Dört Anlaşma
, kişisel gelişim türü kitapları tercih edenlerin severek okuyacağı ancak, bana kalırsa diğer kişisel gelişim kitaplarına benzemeyecek kadar kısa,öz ve sade bir kitap olmasından kaynaklı tür ayırt etmeksizin okunabilecek bir kitap.. Aynı anlama gelen
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
Hiçbir şey arzulamaz, çünkü o an bütün arzuların üzerindedir, çünkü her şey yanı başındadır, çünkü istediği her şeye fazlasıyla sahiptir, çünkü o kendi yaşamının sanatçısıdır ve eserine her an canının istediği süsü ekleyebilir.
İnsan belki de sevilmeyi sevmiyordur ya da belki de çok değer verip merkezimize koyduğumuz için gidiyorlardır. Ne yapalım, her zaman taktik mi yapalım, böyle mesaj yazma, böyle davranma, böyle konuşma diyerek nasıl hayat geçer ki? Uzun ilişkilerin sırrı taktikle oluyorsa, ben ömrümün sonuna kadar yalnız kalmaya razıyım. Ben taktikle bir şey yapmam, beni sevecekse biri ve ben de onu seveceksem hiçbir şekilde taktik yapamam. Beceremem çünkü ben sevince çocuk sever gibi sevenlerdenim, çünkü ben sevince onu her şeyim yapıyorum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.