BENİM GEÇMİŞİM SENİN HATIRA DEFTERİN Demli çay severdin mesela, ellerin hareket halindeyken konuşurdun örneğin. Hiç kimse, hiçbir şey yapacaklarına set kuramazdı,kuralların yoktu. Çocuklaşan yanını ve öfkeli halini ayırt etmek imkânsız hâle gelirdi çoğu zaman. Kendine sakladığın her cümlenin “sen“ kısmı içimde büyürken bana bıraktığın aşkla örülü bir yalnızlıktı. Farkında olmayışın değil, asıl farkında olup duygularımın üzerine basıp gölgesinde yürümendi. Bekleyişlerim benim bastığım yerde tuzla buz olurken, yazdıklarıma imla hataları eklememe neden oldu. Gerçekleri görmezden gelen bir korkak rolüne bürüneceğini çok sonra önüme attın. Yazık.. Sadece varlığınla doğduğunu sandığım güneşin rengi solarken, o renkten kendine gökkuşağı çizip hayaller kurdun..Senin dilediklerin bir bir gerçek olurken kaç anlamlı şarkı, kelime heba oldu. Var oluşuna tek sıra halinde döşediğim harfleri kendi ellerinle yıktın.Kaç kez denesek de bir daha eskisi gibi yazamam seni.. Silinir çünkü, zaman bir sünger gibi üzerini örter yazacaklarımın.Hislerim kadar gerçek bir “Hoşça kal” ile kapattım sayfanı, bundan sonra hangi sayfayı çevirirsem çevireyim aynı hikâyeye çıkmaz.Kalemi çoktan bir başkasının eline verdin.Sana dairlerim yalnızca geçmişte kaldı şimdi, senin içinse geri dönüşü olmayan bir hatıra defteri. -Esin AYKAN
Elbette seviyordun ama yoruyordunda.. Hiçbir ilişki mükemmel değildir de Ya aldıkların? Kırdıkların? Bile bile yapılan yanlışlar? Zaman hepsini telafi edebilir mi.. Gözlerinin içine baka baka söylenen yalanları unutturabilir.. Küçük yalanlar büyük yalanların perdesini aralamaz mı.. Orada saf sevgiden bahsedebilir miyiz yanılsamaların içerisinde. Kalbine sorsana gerçekten sevginin hakkını verebildin mi diye?? Yaptığını sandığın her şeyde yitirdiklerini de gözlemsene.. Güven oluşturmaya çalışırken sen temelden zedeledin oluşan tüm duvarı… Nasıl kendinde doku dizgin aşkı tanımlayabilirsin.. Aşkının celladı sen oldun.. Bahanelere sığınmanın anlamı yok. Yapılan konuşulan her şey senin eserin. Bu noktaya gelene kadar ilmek ilmek sen getirttin. Konuşulanda hissedilende aynı. Bir düşünsene bunu göremeyen sen olmayasın? Her şeyi yapıpı yapıp yaramaz çocuk gibi köşene çekildiğinde dünya senin etrafında dönemez. Bunun bi yaptırımı olmalı. Oluyorda. Aynaya bakıp hatalarınla yüzleşmek yerine bir diğerinin değerlerini sorgulamak iştee tamda yaptığın bu çünkü kendine bu yakışırdı sende biliyorsun. Defalarca kandırmayı seçtin çünkü sende kandırılmaya alışmış birisin. Kalbinde ne varsa karşındakine onu verirsin. Bundandır ki sana verdiğim sevgiyi, inanmışlığı hiçbir zaman almayı başaramadın. o küçük dünyanda bunlara açlık yok hadi itiraf et. Et ki asıl sorunun ne olduğunu görebil. Kendi duyguların çevresinde dolanırken gerçekten koptuğunu görebil. Bugün bu halde yitiksek sebebide sebin bile bile yaptığın hataların. Sonuçlarıda yine senin bile bile yanlış aktardığın yaşanmışlıklar.
Reklam
#Yûsuf #31..40 Kadın, hemcinslerinin bu kınayıcı dedikodularını duyunca haber salarak onları evine çağırdı, onlar için konforlu sedirler hazırladı, herbirinin eline birer yemek bıçağı verdi ve Yusuf'a «Çık şunların önüne» dedi. Kadınlar Yusuf'u görünce güzelliği karşısında büyülendiler ve «Allah'ım, sen ne büyüksün! Bu bir insan
Günün makalesi
Ahlakın Güzelleşmesinde Yeni Tarz: İmam Nursi Modeli I. PSİKOLOJİNİN BUGÜNÜ İnsan ruhunun derinliklerini ve zenginliğini tanıma çabası insanın yaradılışından beri vardır ve var olmaya devam edecektir. Psikiyatri ve psikoloji insanı ele alan diğer bilim dallarından farklı olarak ruh ve beden ilişkisinin getirdiği çelişkiye çözüm aramak
11 Temmuz öğleden sonra Ulus’un ertesi sabahı çıkaramayacağı haberi ulaştığında verdiğim ilk tepki, daha sonra iki gün boyunca bu haberi çevreme ilettiğimde herkesin de ilk tepkisiydi: “İşte beklenen, korkulan oldu!” Ulus Baker işsiz ve parasızdı, muhtemelen çok iyi denemeyecek şartlarda yaşıyordu, karaciğeri iflas etmiş, içkinin uzun süredir
Arthur Schopenhauer
 - İsteme ve Tasarım Olarak Dünya
İnsan eylemleriyle ilgilidir. Bu konu herkesi doğaldan etkiler, kimse de ona yabancı, ilgisiz kalamaz. Başka her şeyi eyleme bağlamak insan doğasının ayırıcı niteliğidir. Öyle ki, her dizgeli araştırmada, insan, eylemle ilgili bu bölüme (en azından içeriği onu ilgilendirdiği ölçüde) bütünün özü diye bakar. Böylece başka bir bölüme dikkat etmese
Reklam
1,000 öğeden 431 ile 440 arasındakiler gösteriliyor.