Yalnız başına yaşamak, tüm aziz ruhların kaderidir...
Sayfa 9 - Aylak Adam Yayıncılık 3.BasımKitabı okudu
Hayat, maliyeti karşılanmayan bir iştir...
Sayfa 8 - Aylak Adam Yayıncılık 3.BasımKitabı okudu
Reklam
152 syf.
4/10 puan verdi
Boş
Seçki olmasına dikkat etmeden almıştım. Kitap alıntılardan oluşuyor. Hayli yüzeysel. Mutlu Olma Sanatı ile yarışır. Okumayın derim, bunları okumak yerine yazarın bizzat kendi yapıtlarını okumak daha faydalı olacaktır fikrimce.
Hiçliğin Mutlu Sessizliği - Aforizmalar
Hiçliğin Mutlu Sessizliği - AforizmalarArthur Schopenhauer · Aylak Adam Yayınları · 2017812 okunma
İnsan hiçbir olay karşısında büyük sevinçlere ya da ağlayıp sızlanmalara boğulmamalı; kısmen, bütün şeylerin kişiyi her an başka bir biçime sokabilen değişebilirliğinden ötürü, kısmen de bize neyin yarar ya da zarar getireceğine ilişkin kendi yargımızın aldatıcılığından dolayı böyle davranmamalıdır. Yargımızın aldatıcılığının sonucunda, bir defa olsun hemen herkes sonradan gerçekte kendi iyiliği olduğu anlaşılan bir şeye ağlayıp sızlamış ya da en büyük acılarının kaynağı olmuş olan şey karşısında sevinç çığlıkları atmıştır.
Sayfa 140
Ama her kim, özellikle gençlik yıllarında insanlardan duyduğu ve haklı da olan hoşnutsuzluk onu yalnızlığa ittikçe bu yalnızlığın ıssızlığına zamanla katlanamıyorsa, ona kendi yalnızlığının bir bölümünü topluluğa giderken beraberinde götürmeye alışmasını, yani topluluk içinde de belli ölçüde yalnız olmayı öğrenmesini, dolayısıyla da ne düşündüğünü hemen başkalarına bildirmemesini, öte yandan ise onların söyledikleri üzerinde titizlikle durmamasını, ne ahlâksal ne de entelektüel açıdan bu söylenenlerden fazla bir şey beklememesini, bu nedenle de onların düşüncelerine ilişkin olarak övülesi bir hoşgörüyü hep canlı tutmanın en güvenilir yolu olan o kayıtsızlığı kendi benliğinde sağlamlaştırmasını salık veririm.
Sayfa 138
Pek çok kitap oysaki sadece yanılmanın kaç yolu olduğunu ve onların rehberliğini izlersen nasıl yolunu şaşıracağını gösterme amacına hizmet eder.
Sayfa 134
Reklam
Başkalarına güvenimizde en büyük pay gevşeklik, bencillik ve kendini beğenmişliktedir. Gevşeklik bizzat araştırmamak, uyanık durmamak, eylememek için başkasına güvenmeyi yeğlediğimizde; bencillik kendi sorunlarımızdan söz etmek gereksinmesi bizi bir başkasına yüreğimizi açmaya ayarttığında; kendini beğenmişlik, güvenimiz, yapmakla kurumlandığımız şeyler arasına girdiğinde. Hal böyle iken, güvenimize saygı duyulmasını talep ederiz. Güvensizliğe gücenmememiz gerekir oysa, çünkü güvensizlikte dürüstlüğe yönelik bir iltifat, yani dürüstlüğün enderliğine ilişkin içten bir itiraf saklıdır. Bu enderlikten dolayı, dürüstlük, varlığından kuşku duyulan şeylerden sayılır.
Sayfa 132
ne fayda.
Dinleyiciler önünde ya da toplumda söylenen veya literatürde yazılan, muhtemelen kabul de gören, en azından çürütülmeyen her yanlışlık karşısında umutsuzluğa düşmemeli insan, bunun böyle kalacağını da düşünmemeli, tersine konunun sonradan ve gitgide sindirileceğini, aydınlatılacağını, etraflıca ele alınacağını, tartılacağını, tartışılacağını çoğunlukla da sonuçta doğru değerlendirileceğini bilip teselli bulmalı. Konunun güçlüğüyle orantılı bir süre geçtikten sonra hemen herkes, aydın bir kafanın ilk anda görmüş olduğunu kavrar sonunda. Bu süre içinde sabretmek gerekiyor kuşkusuz. Çünkü kandırılmışlar arasında kavrayışı sağlam bir adam, saat kulelerinin hepsi yanlış ayarlanmış bir kentte saati doğru işleyen birine benzer. Tek o bilir doğru zamanı. Ama bunun ne yararı dokunur ona? Herkes kentin yanlış saatine uyar, doğru zamanı yalnız onun saatinin gösterdiğini bilenler bile.
Sayfa 131
İnsan zamanın etkisini ve şeylerin değişebilirliliğini sürekli göz önünde bulundurmalı, o nedenle de şimdi olup biten her şeyde hemen bunun karşıtını tasarımlamahdır, yani mutlulukta mutsuzluğu, dostlukta düşmanlığı, güzel havada kötü havayı, aşkta nefreti, güven duymada ve yüreğini saçmada ihaneti ve pişmanlığı ve tersini hayalinde açık seçik canlandırmalıdır. Bu bizim için, hep temkinli duracağımızdan, o kadar kolaylıkla da aldanmayacağımızdan, gerçek pratik yaşam bilgeliğinin tükenmez bir kaynağı olurdu.
Sayfa 113
Çünkü deneyimin üstlendiği ilk görev, gençlikte yerleşen saçma sapan hayallerden ve yanlış kavramlardan bizi kurtarmaktır.
Sayfa 113
Reklam
Çünkü ıstıraplardan uzak olduğumuz sırada, oynak arzular aslında hiç de var olmayan bir mutluluk yanılsaması yaratır bizde ve bizi bu yanılsamanın izinden gitmeye ayartır. Böylelikle acıyı üstümüze çekeriz, yadsınamaz bir gerçekliği olan acıyı. O zaman, yitip giden, heba edilen bir cennet gibi ardımızda kalan o hiçbir acımızın olmadığı duruma feryat ederek, olmuş'u, olmamış yapabilmeyi isteriz boş yere. Sanki kötü bir deymon, gerçek mutlulukların en büyüğü olan acısızlıktan bizi hep dışarı çekiyor gibidir; arzuların aldatıcı imgeleriyle.
Sayfa 110
Genel olarak her kişi ancak kendi kendisiyle en yetkin uyum içinde olabilir; dostuyla değil, sevgilisiyle de değil, çünkü bireysellik ve mizaç farkları her defasında az da olsa bir uyumsuzluğa yol açar. O nedenle, yüreğin derin huzuru, yetkin ruh dinginliği, sağlığın yanı sıra bu en büyük yeryüzü nimeti sadece yalnızlıkta, sürekli bir ruh hali olarak da ancak en koyu inzivada bulunabilir. O zaman kişi, eğer kendi özü yüce ve zengin ise, bu yoksul yeryüzünde karşılaşılabilecek en mutlu durumun tadını çıkarabilir. Şu da açıkyüreklilikle söylenmelidir. Dostluk, aşk ve evlilik insanları ne denli sıkıca bağlasa da her kişinin sonuç olarak bütünüyle ciddiye aldığı bizzat kendisi, olsa olsa bir de çocuğudur.
Sayfa 110
Öte yandan ise, insanları toplumcul kılan, onların yalnızlığa, bu yalnızlık içinde de kendilerine katlanma yeteneğinden yoksun olmalarıdır. İçsel boşluk ve bıkkınlıktır onları gerek topluluğa gerekse yabancı ülkelere, yolculuklara sürükleyen. Onların zihinlerinde, zihne kendi devinimini verecek esneklik eksiktir. Bundan ötürü şarapla hızlandırmaya çalışırlar bu devinimi, bu yolla da pek çoğu ayyaş olur. Sürekli dış uyanma, hem de en şiddetlisine, yani yapı olarak kendilerine benzeyenlerden gelen uyarıma gereksinim duymaları da işte bundandır. Bu uyarım olmadığında zihinleri kendi öz ağırlığı altında çöker ve kasvetli bir uyuşukluğa düşer.
Sayfa 108
Gerekli.
Bize her saat eziyet eden küçük felaketlerin, büyüklerine katlanma gücümüz mutlulukta tümden gevşemesin diye, bizi formda tutmak için var oldukları düşünülebilir. İnsanlarla ilişkide her gün karşılaşılan kötü muamelelere, küçük sürtüşmelere, başkalarının önemsiz rezaletlerine, münasebetsizliklerine, dedikodulara ve benzeri şeylere karşı insan savaşçı bir Siegfried olmak, yani bunları hiç duyumsamamak, çok daha az dert edinmek, kuruntu etmemek, tersine bunlardan hiçbir şeyin kendisine ulaşmasına izin vermemek, hepsine yolda duran küçük taşlar gibi vurup kendinden uzaklaştırmak zorundadır.
Sayfa 106
çok doğru, paylaşmak faydadan çok zarar getiriyor çoğu zaman.
Bütün kişisel sorunlarımızı sır olarak düşünmeli, yakından tanıdıklarımıza da, onların kendi gözleriyle gördüklerinin dışında, tümden yabancı kalmalıyız. Çünkü bu kişilerin hakkımızdaki en masum şeylere ilişkin bilgisi zaman ve koşullar gerektirdiğinde bize zarar getirebilir.
Sayfa 102
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.
Resim