Eserin adı: Hiçlik ya da Her Şey
Yazar: Tuğba Saydam
Hayatın her alanına imgeler üzerinden inceden inceye göndermeler yapılması romanda “kafkaist” bir anlatımı önümüze seriyor. Öyle ki mitolojiden diğer roman kahramanlarına, tarihten günümüzün en ağır sorunlarına değinmesi beni bir okur olarak büyüledi.
“Hector ile Aegina” gibi mitolojik bir hikâyeyi günümüz insanının yalnızlığına, umutlu bekleyişine ve kaybettiklerine ustaca bağlıyor. Bunu yaparken de birçok şeyi mizahi ve eleştirel bir bakış açısı ile önümüze seriyor.
Diğer taraftan toplumun başkahramana dayattığı normlara, kısıtlamalara ve baskılara karşı varoluşunu ortaya koyan isimsiz bir kahraman duruyor, bizlerden biri. Acılarından, yalnızlığından ve kaybettiklerinden yılmadan hayata tutunmaya çalışan biri.
Yazar, başkahramanın yaşamına ve yaşantısına ait duygu, düşünce ve nesneleri toplumsal kodlarla yoğurarak vermesi de romana ayrı bir zenginlik ve yoğunluk katmıştır.
Romanı elimize alıp okuduğumuzda bir merak duygusu sarıyor, bir sonraki sayfada anlatılacak olanlar bizi romanı bir çırpıda okumamızı sağlıyor. Buna ek olarak dilinin sade ve akıcı olması, cümlelerin anlaşılır bir tonda yazılması bize rahat bir okuma imkânı sağlamıştır.