Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
SEBİR DAĞI İLE İLGİLİ BİR RİVAYET
"Nakledilmiş ki: Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Mekke'den hicret ettiği ve küffarlar takibe çıktıkları vakit, Sebîr namındaki dağa çıktılar. Sebîr dedi ki: Ya Resûlallah, benden ininiz! Korkarım, benim üstümde sizi vururlarsa, Allah beni tâzib (azap) eder. Onun için korkarım." Cebel-i Hıra çağırdı: Ya Resülallahi ileyye
Sayfa 329 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Reklam
Müminin aldanması
İnananlardan günah işleyenlerin aldanmaları şu sözlerinde kendini gösterir: "Allah, bağışlayıcı ve merhametlidir; biz O'nun affını ümit ediyoruz." Böyle söyleyip buna güvenir ve amelleri ihmal ederler. Gerçi dinde bu anlayış "ümit" açısından övülen bir düşüncedir. Allah'ın rahmeti elbette geniş, nimeti çok kapsayıcı
"Şu halde hicret, bazı kereler yanlış olarak ifade edildiği gibi bir kaçış değil, bir arayıştır. Dinin, tamamen yok edilme noktasına gelen tehdit ve tehlikelerden kurtarılarak, yaşatılmasına müsait vasatın aranmasıdır. Din, kendisine gaye olarak, fiilen yaşanmayı tesbit etmiştir. Bulunulan yerin şartları, bu gayenin tahakkukuna imkân vermeyecek duruma geldi ise, oradan hicret etmek, şarttır, dinen vecibedir, vazifedir. Bu duruma düşen kimseleri, hicret etmediği takdirde Kur'an-ı Kerîm mazur addetmiyor ve kesinlikle sorumlu tutuyor. Bunlar, dinlerini yaşayabilecekleri uygun bir yer aramakla mükelleftirler."
Sayfa 310Kitabı okudu
Medine'ye Hicret
"Mü'min, dini için Allah'a veya Resûlüne hicret etmek zorunda idi. Zîra, dinini yaşamaktan menedilmesi korkusu vardı."
Sayfa 310Kitabı okudu
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Mekke'den Medine'ye hicret eden Müslümanlar'ın fakirleri Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme geldiler ve: "Ya Resûlallah! Varlıklı Müslümanlar cennetin yüksek derecelerini ve ebedî nimetleri alıp götürdüler. Bizim kıldığımız namazı onlar da kılıyorlar. Tuttuğumuz oruçları onlar da tutuyorlar. İhtiyaçlarından fazla malları olduğu için haccediyor, umre yapıyor, cihad ediyor ve sadaka veriyorlar, biz ise bunları yapamıyoruz" dediler. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onlara, "Sizden önde gidenlere yetişebileceğiniz, sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, sizin yaptığınızı yapanlar dışında herkesten üstün olacağınız bir şeyi haber vereyim mi?" diye sordu. "Evet, söyle yâ Resûlallah!" dediler. O zaman Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Her farz namazın ardından otuz üçer defa sübhanallah, elhamdülillah ve Allâhü ekber dersiniz.
Buhârî, Ezan 155, nr. 843; Daavât 18, nr. 6329; Müslim, Mesâcid 142, nr. 595.
Reklam
Allah Resulü'nün komuta ettiği büyük savaşların (Bedir, Uhud, Hendek, Mekke'nin Fethi, Huneyn ve Taif Savaşları) yanında, pek çok gazveler de yapılmıştır. Bu savaşların tamamı Medine dönemindeki 10 yıl içinde (M. 622-632) gerçekleştirilmiştir. Allah Resulü'nün Medine'ye hicret ettiği tarihte Medine Şehir Devleti bazı dar sokaklardan ibaret küçük bir kent iken, vefat ettiği tarihte 1.5 milyon kilometrekareden fazla bir alana yayılmış bulunuyordu. Bu alan, Rusya dışında kalan Avrupa büyüklüğündeki bir alana karşılık geliyor. Üzerinde milyonlarca insanı barındıran bir ülke... 10 yıl boyunca neredeyse kesintisiz biçimde sürdürülen bu irili ufaklı savaşlarda (gazalar ve gazveler) hasım tarafından katledilen insan sayısı 150 kişiyken, Müslüman şehitlerin sayısı ise 120 kişi civarındaydı. Her iki taraftan ölenlerin toplam 300 kişiyi bulmuyordu.
Hicret
Kur'an'ın bahsettiği kullanımda anlaşıldığı kadarıyla beş tür hicret vardır.. 1.hicret: Sorumluluk içermeyen bireysel hicrettir. Koşullar eğer toplumun içinde kalırlarsa onda değişiklik meydana getirmekten ümit kesilecek boyuttadı. Bazen tarihte insanın bu aşamaya vardığı vakidir.Eğer o toplumda kalırlarsa iki halden fazlası olmayacaktır
Beş şey insanı anadan doğmuş gibi günahsız eder. 1. İslam: Bir insan 90 sene küfür üzere yaşasa bir kere Lailahe illallah dese 90 senelik, günahları silinir. 2. Tövbe 3. Hicret: Bir kişi dinini iyi yaşamak için bulunduğu yerden çıkıp müslümanlann arasına girse bütün günahları silinir. 4. Hac. 5. Şehitlik. Efendi Babam derdiki; Tarikata girmekte bu 5 şeyden biri gibidir. -Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 4
Ömer ibnü’l-Hattâb radıyallahu anhdan rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu? “Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmek ise eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.”
Reklam
Hz. Ömer...şöyle seslendi. "işte ben de dinimi korumak için Allah yolunda hicret ediyorum! Karısını dul bırakmak, anasını ağlatmak, çoçuklarını öksüz bırakmak isteyen varsa, şu vadide önüme çıksın!"
Sayfa 352 - Halebî, İnsanü'l-Uyûn, c. 2, s. 183-184.
Cebrail aleyhisselâma düşman olanlar Yahudilerdir. Peygamber Efendimiz Medine'ye hicret edince, Yahudilerin önde gelen âlimlerinden Abdullah ibni Selâm onu ziyarete gitti ve kendisine peygamberlerden başka kimsenin bilemeyeceği üç şey soracağını söyledi; sorularının cevabını alınca, bir peygamberin huzurunda bulunduğunu anlayarak İslâmiyet'i kabul etti. Sorduğu soruların cevabını Cebrail'in getirdiğini öğrenince, Yahudilerin bu meleğe düşman olduklarını haber verdi (Buhârî, Tefsîr 2/6). Hz. Mûsa'ya, "Haydi sen ve Rabbin birlikte gidip savaşın; biz işte burada oturuyoruz" (Mâide 5/24) diyecek kadar saygısız ve korkak olan İsrâiloğulları, Cebrail'e, "savaş emrini ve helâk edilecek topluluklara ilâhî azabı getirdiği için" düşman idiler (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1, 274).
Sayfa 55
Ümmü Habîbe Remle binti Ebi Süfyân [r.anha]
Ubeydullah bin Cahş'la evliydi. Kocası ile birlikte Habeşistan'a hicret etti. Ubeydullah bin Cahş orada dinden çıktı, hıristiyan oldu ve orada vefat etti. Ümmü Habîbe ise dini ve hicreti üzerine sebat etti. Resûlullah [aleyhisselam], Amr bin Ümeyye ed-Damrî'yi Necâşî'ye mektubu ile birlikte hicretin yedinci yılının Muharrem ayında gönderdiğinde Necâşî Ümmü Habîbe'yi Resûlullah [aleyhisselam]'a nişanladı ve ona nikâhlayarak Şurahbil bin Hasene ile Medine'ye gönderdi.
“İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için bağışlanma ve bol rızık vardır.” (Enfâl, 8/74) Mesaj: Allah yolunda gerektiğinde hicret ve cihad etmek ve bunları yapan Müslümanlara yardım etmek imanımızın bir gereğidir.
Sayfa 185Kitabı okudu
Ermeniler, PKK'yı üç maksad için vücûda getirmiş ve Batı Hıristiyan Âlemi de bu maksadlar için O'nu desteklemiş ve desteklemektedir. Bu destek, bugün de aynı sebeple devam etmekte olduğundan, Abdullah Öcalan'ın idamı engellenebilmiştir. Bu maksatlar şunlardır: 1) Kürtler'den Ermeniler'in intikamını almak. Zira tarihte "Ermeni Katliamı" adıyla ayyuka çıkarılmış olan hadise, Kürt Aşiretleri'nin işidir. 2) Bölgede Kürt nüfüsunun ölüm veya hicret sebebiyle azalmasını sağlamak. Çünkü ancak bu takdirdedir ki, oraya bilâhare taşınacak Ermeniler hatırı sayılır bir çoğunluk olabileceklerdir. 3) Arâziyi ucuzlatmak. Çünkü Ermeniler, Tıpkı Filistin'de Yahudilerin yapmış olduğu gibi- burasını Av- rupa Birliği'ne kabul edilişimizden sonra parayla satın al- mayı planlamaktadırlar
Sayfa 147Kitabı okudu
603 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.