Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnternet Çağında Hicret
Bir flama açıp "ben hicret ediyorum" demek gerekli değildir. Bu asırda şu teknoloji çağında, şu medyanın ceplere girdiği çağda hicret, üç şeydir. Bu üç şeyi beceren, hicretin özünü yakalamıştır. Ebubelirler de -Allah onlardan razı olsun- esasen bu üç şeyi gerçekleştirmişlerdi. Birincisi; bir yer Allah'a isyan edilen yerse, yani
Nasr Suresi | Allah'ın yardımı | Yasin Pişgin
Mekke fethedildiğinde Yemen'den 700 kişilik bir elçi heyeti geldi ve Yemen'de temsil ettikleri bütün kabilelerin İslam'a girdiğini Peygamber Efendimize bildirdiler. Gerek Yemenilerin Müslüman olmasında gerek Mekkelilerin fetihten sonra toplu halde İslam'ı tercih etmelerinde Efendimizin temsil ettiği o yüksek ahlakın izleri
Reklam
Hicret
Vatanından ayrılış, insana en ağır ve zor gelen bir şey olduğu halde Ashâb-ı kirâm, vatanlarını, ölünceye kadar bir daha dönmemek kaydı ile, nasıl bırakıp gittiler? Âhiretlerini dünyadan ve dünya varlığından nasıl üstün tuttular? Dünyanın elden gitmesine önem vermeyip dinlerini nasıl dünyaya tercih ettiler ve dinlerini fitneden korumak için bir memleketten diğer bir memlekete nasıl kaçtılar? İnsana öyle geliyor ki, bunlar, sanki âhiret için yaratılmış ve âhiret çocukları olmuşlar, sanki dünya da onlar için yaratılmıştır.
Sayfa 428
"Muhacirlerden önce, Medine'yi yurt ve iman evi edinenler, kendilerine hicret edip gelenlere muhabbet beslerler. Onlara verilen şeylerden dolayı nefislerinde bir kaygı duymazlar; kendilerinde ihtiyaç bile olsa (onları) nefisleri üzerine tercih ederler. Kim de nefsinin hırsından korunursa, işte bunlar (azaptan) kurtulanlardır. Haşr, 9
Sayfa 343Kitabı okudu
104 syf.
10/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Konusundan bahsedecek olursak; hayatı yalnızca moda dergileri ve makyaj malzemeleriyle dolu olan Süheyla ile yoksul bir aileden gelen ve tek amacı zengin olmak olan Engin'in hikayesini anlatıyor. Engin bu mal mülk sevdasıyla Süheyla'yı terk eder. Süheyla bu süreçte işten ayrılır, kendini maneviyata verir ve kendi deyimiyle "Müslüman olur". Sonrasında Engin'le ortak arkadaşlarının düğününde karşılaşırlar. Artık iki yabancı haline gelmişlerdir. Süheyla'nın bu karşılaşmada Engin'e "Seninle harama batmamış bir beldeye hicret edelim." demesiyle ise Engin'in serüveni başlar. Mustafa Kutlu'yu hiç okumayanlar için ilk tercih olmamalı. Çünkü anlaşılmaz ve havada kalan bir etki bırakabilir. Benim için de verdiğı mesaj hariç, diğer kitapları kadar tatmin edici olmadı. Fakat sıkı okuyucularına tavsiye ederim. :))
Yoksulluk İçimizde
Yoksulluk İçimizdeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202110,7bin okunma
Bediüzzaman, Risale-i Nur'da "Kâfir neden Allah düşmanıdır?" sorusuna cevap arar. Öyle ya, kişi yok kabul ettiği bir şeye karşı neden düşmanlık besler? "Çünkü der Üstad, insan, sevdiği ve kıymetini takdir ettiği bir Cemal-i Mutlak'tan ebedi ayrılmaktan gelen derin yarasını, ancak O'na düşmanlıkla, O'ndan
Reklam
SULTAN VAHİDEDDİN'İN İSTANBUL'U TERK ETMESİ
Bu esnada 17 Kasım 1922 de Ankara Meclisi, padişahı vatana hıyânet ile itham eden teklifi kabul etti. Padişah can ve ırzının emniyette olmadığını anladı. Siyasi bir buhrana ve iç savaşa sebep olmak istemedi. Ortalık yatıştıktan sonra tekrar geri dönmek niyetiyle hicrete razı oldu. Sonradan, “Yaşamak imkânsız olan yerden hicret, Hazret-i
Sayfa 404Kitabı okudu
HİCRET-TERCİH
Bilesin ki her hicret, söz aynasında tersten okunduğunda tercih olur.
Sayfa 292Kitabı okudu
Yoldaş Ebû Bekir...✿
Sahi şu Ebu Bekir ne güzel bir yoldaştı. Akşam karanlığında gülümle buluşup bu mağaraya gelirken bazen önünde, bazen ardında yürüyor, aklınca onu korumaya çalışıyordu. Ayın parladığı bir geceydi ve uzaklardaki karaltıları kıpırdıyormuş gibi hissettiği, kayaların gölgelerinden bile tedirgin olduğu belliydi. "Ya ona bir şey olursa;" diyordu içinden "bunca mümin içinden beni yoldaş seçmişken, ya onu koruyamazsam!" Oysa ne kadar istemişti onunla birlikte hicret etmeyi. Müslümanlar Yesrib yollarına döküldükçe beklemesinin bir sebebi vardı, belki bir umut ile yoldaşlığa kendisini seçeceğini düşünüp durmuş, "Ali varken beni neden tercih etsin!" zehabına bile kapılmıştı. Anlamalıydı, Yesrib' e gitmek için izin istediğinde "Sabret aziz dostum" deyişinden ve "azıcık sabret, belki Allah sana bir yol arkadaşı ihsan eder" diye ilave etmesinden anlamalıydı. Bereket versin her şey yolunda gidiyordu; gülümün tabanlarındaki yarıkların kanamasından başka. Yollardaki keskin taşların eseri...
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bunun için Müslüman,hadis kelimesini imanın gereği olarak dinler,'hadismiş'demez, Resulullah'a hicret etmek gibi bir şey'der.Medine'ye gidemeden yüreği medineleşmiş Müslüman bu Müslümandır.Ona o zaman her yer Medine olur.TıpkıResulullah'ı görmediği halde Resulullah'ın onu görmek istediği bir adam olmaya hak kazanan Üveysi'l Karni'de olduğu gibi. Bu sebeple kardeşlerim ,sünnetdemek,Resullulah'ın hadisi demek,bizim için şu fani dünyaya baktığımız pencere demektir.Ebubekir'in mağarada gördüğünü görmek demektir. Resulullahsallallahu aleyhi ve sellemin yanında kılıç kullanarak şehit olmak için mücadele eden Müslüman gibi bende herhengi bir sünnete sarılırken kendimi Hamza ile buluşacağı eylemi gerçekleştiren bir Müslüman? olarak görebiliyorsam ideali büyük bir Müslümanım demektir. Bugün Resulullahsallallahu aleyhi ve sellemin mübarek vücudu,peşinden gidilen bir vücut olarak aramızda olmasa da,onun mübarek sünneti bağrımızda olduğu sürece, beğenmek beğenmemek,şartlarınıbelirlemek,sıcak-soğuk gibi bir tercih yapmadan buradayım ya Resulullah!' diyebiliyorsak Ebubekir'in tavrıyla özdeşleşmiş bir tavırda bulunduğumuz için inşallah cennetide on binlerce sahabi ile beraber paylaşacağız."
Şehzadebaşı Sohbetleri
Şehzadebaşı SohbetleriNureddin Yıldız · Tahlil Yayınları · 2015136 okunma
344 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.