Olduğunu sandığı kişiye tutunup asla sınırlarının dışına çıkamayan insanlar için üzülüyorum artık. “Ben şöyle biriyim, ben böyle biriyim” diye boyuna konuşmalarına da tahammül edemiyorum. Hiç sınanmadıkları durumlarla ilgili kesin bir biçimde “Ben olsam şöyle yapardım” dediklerindeyse artık anlattıklarını hiç ciddiye alamıyorum. Hayat yeri gelince insanın ağzını burnunu öyle bir yamultur ki, feleğini şaşarsın. İnsan söyledikleri değil, yaptıklarıdır Osman.
1950’li yıllarda İskoçya’ya yük taşımak için Reefer tipi bir gemi yanaşır. Demir attığı limanda yükünü aldıktan sonra, gemide çalışan denizcilerden biri acaba unuttuğumuz bir yük kaldı mı diye bakmak için soğuk hava deposuna girer. Onun içerde olduğunu fark etmeyen başka bir denizci ise, kapıyı dışardan kapatır. Soğuk hava deposunda mahsur kalan denizci, var gücüyle bağırır, çelik duvarları yumruklar, ama kimseye duyuramaz sesini. Çakısıyla içerden açmaya çalışır kapıyı, lakin mümkün değildir. Gemi hareket eder ve denizciyi unuturlar. Mahsur kalan denizci, depoda açlıktan ölmeyecek kadar yiyecek bulur. Ama deponun dondurucu soğuğuna fazla dayanamayacağını anlamıştır. Kapıyı açamayan çakısıyla, çelik duvarlara kendisini bekleyen ölüm sürecini yazmaya, daha doğrusu kazımaya başlar. Günbegün, adeta bilimsel bir titizlikle soğuğun vücudunu nasıl uyuşturduğunu sonra yavaş yavaş öldürücü etkilerini, el ve ayaklarının nasıl duyarsızlaştığını, donan burnunu ve buz gibi havanın verdiği acıyı anlatır. 3 gün sonra soğuk hava kapısını açan başka bir denizci, zavallı adamın cesediyle karşılaşır. Duvarlara kazıdığı acılı sonunu okur ve.. kendisi de hayretten dona kalır. Çünkü soğuk hava deposunun derecesi 19’dur. Çünkü soğutma sistemi zaten çalıştırılmamış olup, kendi haline bırakılan deponun sıcaklığı normal bir dereceye yükselmiştir. Yani biçare denizci donarak ölmemiş, donduğunu sandığı için ölmüştür. Bu hikaye bilinçaltını doğru kullanırsak ne kadar güçlü olduğunu, yanlış kullanırsak da bizi ölüme dahi götürebileceğini göstermiştir.
Reklam
282 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 11 days
Bir dünya daha biter...
Merhabaa; Nora’nın dünyası ile karşınızdayım. Kitaba başlar başlamaz pişmanlıklarını düşünmeye başlıyor insan. Birden bire belki de içten içe pişman olup haberinizin olmadığı yaşadıklarınız gün yüzüne çıkmaya başlıyor. Tabii pişmanlıklar akla gelmeye başladıkça ‘acaba şöyle yapsam yine pişman olur muydum?’ soruları dönmeye başlıyor ki, kitabımız
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 2021224 okunma
448 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Zeynep Sahra'nın Ayçöreği ve Elmalı Turta kitaplarını çok beğendiğim için bu kitabını bir hevesle alıp okudum. Ama şu bir gerçek. Bu kitap asla Ayçöreği ve Elmalı Turta kitaplarının yerini alamaz. Kitabın konusu çok klişe ama okutturuyor. Evet bazı yerlerinde sıkıldım. Ama bazı yerlerinde de iki hatta üç defa aynı yeri okudum. Romantik tarzda hatta romantik komediye yakın bir kitaptı. Ama hayran olduğum birisi var. Hem de ne hayranlık efendim. Eser Edward Williams kim bir Eser'i olsun istemez ki değil mi? Bence damarlarında İngiliz kanı olduğu için bu kadar romantikti. Alınmayın ama hiç bir Türk erkeği bu kadar romantik olamaz. İngiliz ve İskoç erkeklerinin aşkı başka oluyor be kardeşim:) Bir de kitabın her yerinde The Beatles şarkıları var. Hem de en romantikleri :) Bu kitabı okuduktan sonra mutlaka bu grubu dinlemek isteyeceksin yani o kadar. Spoi içerir Elif, sevgilisi tarafından 2. yıl dönümlerinde ekiliyor ve 2 saat kadar bekledikten sonra gitmeye karar veriyor. Aşırı derecede sinirlenip kimsenin olmadığını sandığı asansörde tırnağı kırılınca çığlık atması ile başlıyor hikaye. Fakat asansörde yalnız değildir. Dakikalar sonra Elif o asansörde Eser ile tam dört saat mahsur kalıyor. 4 saat arkadaşlar karanlıkta tanımadığınız bir adamla bir asansörde. Neyse efendim sonrası Eser, Elif'in hayatına giriyor ve elif ne derse desin ne yaparsa yapsın çıkmıyor hayatından. Taki..... Okuyup öğrenin bakalım neler olacak? All you need is love;) İyi okumalar...
Dün, Bugün, Yarın ve Sonsuza Kadar
Dün, Bugün, Yarın ve Sonsuza KadarZeynep Sahra · Ren Kitap · 20192,176 okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Bir Çizgi Roman Efsanesi Doğuyor: Sandman 1 - Prelüdler & Noktrünler
“Neil Gaiman hikâyelerle dolu bir hazine sandığı ve elini hangi işe atsa biz kârlı çıkıyoruz.” -
Stephen King
Stephen King
1. Neil Gaiman ve Yazın Dünyasına Dair:
Neil Gaiman
Neil Gaiman
, 1960’ta Londra’da doğdu. Fantazyanın yanı sıra, bilimkurgu, büyülü gerçekçilik, korku-gerilim, masal, mitoloji gibi düşsel edebiyat türlerine ağırlık verdi ve birbirinden değerli eserlere imza
Prelüdler & Noktürnler - Sandman 1. cilt
Prelüdler & Noktürnler - Sandman 1. ciltNeil Gaiman · İthaki Yayınları · 20161,310 okunma
"Her insan eninde sonunda kendi hayatı sandığı bir hikâye uydurur."
Max Frisch
Max Frisch
Reklam
612 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.