Bu romanında hikayeyi payitahttan, Sultan Abdülaziz’in ölümü ve sırasında gelişen olaylardan başlatan Amin Maalouf, alışageldiğimiz; zeminini yaşanmış tarihi hadiselere oturtan, hızlı ilerleyen kurgularından birisini inşa ediyor. Fakat bütün hızına rağmen okuru hikaye atmosferine dahil etmeyi başarıyor. Tarihsel gerçeklerden zemin alan kurgular, şüphesiz okurda hem tarihe hem de kurgunun ilerleyişine dair bir tecessüs uyandırıyor; nitekim yazar için de aykırılığa ve anakronizme uğratmadan bir tarihi romanı tamamlamak hem zor hem bir o kadar da zevkli olsa gerek. İnsanlar ve toplumlar, bazen yönlerini tayin eden yazgıları gereği, tarihin akışı onları yüzlerce yıl yaşadıkları dostlukları bırakıp karşı karşıya getirebiliyor.
Doğu'nun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202132,7bin okunma
Asıl hikâye şarkıyı her zaman doğru çalıp tamamlamak değildi. Asıl hikâye müziği arzuyla ve tutkuyla hissetmek ve yeniden bir başka notada yakalamaktı. Yani müziği yaşamaktı. Hayatı olduğu gibi…
Pera, arkadaş grubuyla kış kampına katılırken içinde tarifsiz bir huzursuzluk kol geziyordu.
Avrupa'nın en yüksek dağı Mont Blanc'ın karlı etekleri, kızıl granitleri, sivri buzulları ve gözalıcı zirvesiyle birlikte bir süprizi daha vardı.
Büyülü bir evrenden gelen ve kanlı bir görevi tamamlamak için orada bulunan dört adam.
Neşeli
Cumhuriyet’in seri olarak 2000 yıllarında çıkardığı mükemmel eserler var. Gerçekten bunlar mükemmel ve bunları sahaflar 20 liradan aşağı satmazken Cuma günleri Metrobüs durağına da epey yakınca kurulan meşhur Salı Pazarından 1 ₺ gibi komik rakamlara edinebileceğinizi biliyor muydunuz? Bu seri iki kitaba bölündüğü için aynı incelemeyi oraya da