Asrin gitti ve ayağını atın üzengisine koydu, sonra atın üzerine bindi. Alev de kendi atına zıpladı ve "Beni takip edin! Haydi Karabasan! Ormana gidelim!" dedi. Atını dehleyip ormana doğru sürdü. Asrin, Klera ve Hans da peşinden at sürüyordu. Asrin, Klera ve Hans'dan önde at sürüyordu. Asrın bir süre sonra Alev'i kaybetti. Arkasına baktı ama Klera ve Hans da yoktu. Korkuyla etrafına baktı ama hiçbirini göremedi. Sonra ağaçların arasında kırmızı birşeyler gördü. Gitti ve onun ne olduğuna baktı.Pek bir sorun yoktu, tek sorun, o kırmızı şey onun beklediği şey değildi. Biraz sonra ıslık sesine benzer bir ses duydu ve durup sesi dinlemeye başladı. Ses, ona doğru yaklaşıyordu. Dönüp arkasına baktı ve şok oldu. Alev, Asrin'in arkasında okunu yayına yerleştirmiş ve yayı germiş bir halde duruyordu. Asrin'in yakınında bir ayı vardı ve Alev onu vurmuştu!
İki saat sonra~
Alev, Asrin'i, Klera'yı, Hans'ı düzlük bir alana getirdi. Sonra "Siz burada kalın, bir yere gitmeyin." dedi ve bir yere gitti. Birkaç dakika sonra bir kucak dolusu çalı çırpıyla geri geldi. Asrın "Napacaksınız onları?" diye sordu huysuzca. Alev de "Benimle -sınız'lı -siniz'li konuşma. Ormandayken hepimiz sadece insanız, prens yada prenses değil. " dedi, elindeki çalı çırpıyı yere atıp "Yakacağım. Donmak istemezsin ya?" diye ekledi.