İslamcılık, 19. yüzyılın sonlarına doğru, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme dönemiyle ve Batı'nın etkileriyle şekillenen bir düşünce akımıdır. Bu dönemde, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri, ekonomik ve sosyal sorunları, Batı'nın kolonizasyon baskısı ve teknolojik gelişmeler karşısında geri kalma hissi, Müslüman entelektüeller arasında geniş çaplı bir düşünsel ve kültürel arayışı tetiklemiştir. İslamcılık, bu bağlamda, İslam’ın toplumsal düzeni yeniden şekillendirme kapasitesine olan inancı temsil eden bir ideoloji olarak ortaya çıkmıştır.
Sosyo-Politik Arka PlanOsmanlı İmparatorluğu’nun 18. yüzyıldan itibaren yaşadığı gerileme, çeşitli iç ve dış etkenlerden kaynaklanıyordu. İçeride, yönetimsel ve mali problemler, bürokratik bozulmalar, askeri yenilgiler ve sosyal huzursuzluklar ortaya çıkmıştı. Dışarıda ise Batı'nın askeri ve teknolojik üstünlüğü, sömürgecilik faaliyetleri ve ekonomik baskılar Osmanlı'nın zayıflamasına neden oluyordu.
Bu süreç, bazı Osmanlı entelektüellerinin, İslam’ın modernleşme sürecinde bir temel sağlayabileceğini düşünmesine yol açtı. Bu düşünürler, Batı'nın askeri ve teknolojik başarısının yanı sıra, Batı kültürünün ve ideolojisinin Osmanlı toplumu üzerinde yarattığı değişiklikleri eleştirmiş ve İslam’ın bu değişimlere nasıl uyum sağlayabileceğini araştırmışlardır.
İslamcılığın İlk Temsilcileriİslamcılığın erken dönem temsilcilerinden biri, Osmanlı aydını ve reformcusu Said Halim Paşa’dır. Said Halim Paşa, İslam’ı modern bir devlet anlayışının temeli olarak görmekteydi ve Batı tarzı reformların İslam'ın özünden sapmadan gerçekleştirilebileceğini savunuyordu. Ayrıca, Jön Türkler hareketi içerisinde de bazı İslamcı düşünceler öne çıkmış ve İslam’ın toplumsal yapıyı korumak için modernleşmeye uygun bir model sunabileceği düşünülmüştür.
Bu dönemde, Ali Şeriati, Jamal al-Din al-Afghani, ve Muhammad Abduh gibi düşünürler, İslam’ın sosyal adalet, eşitlik ve bireysel özgürlükler konularında nasıl bir rol oynayabileceği üzerine düşünmüşlerdir. Bu düşünürler, İslam’ın yeniden yorumlanması ve modern dünya ile uyumlu hale getirilmesi gerektiğini savunmuşlardır.