Gökyüzünde hafif bir kaç bulut dışında bir şey yoktu, hava serin ve güzeldi.Ormanın sessizliği, sakinliği ve kuşların sesi ortama huzur saçıyor bu sessizliğe ortak oluyorlardı Çimenler üstüne uzanmış iki genç gözlerini kapatmış hayal kuruyorladı,gökyüzüne bakarak hayal kurmak çocukluktan gelen bir şeydi ,çocukken sık sık gökyüzüne bakıp hayal kurmak onlar için hep ayrı bir yere sahipti , çocukluklarına ait tek şey gökyüzüydü.
Simay gözlerini açarak,
"Acaba yerin altında daha neler var , kim bilir eskiye ait ne çok şey vardır." dedi.
Ali gülerek, "Yine aynı hayali mi kuruyorsun?"
"Evet ne olmuş, hiç vazgeçmedim ki? Konu bu değil soruma cevap ver"
"Çocukken de böyleydin çok soru çok, büyünce akılanırsın sanmıştım."
"Ali ,dalga geçmesene soruma cevap ver"
Ali gülümseyerek, başını salladı.
"Her yıl farklı şeyler keşfediliyor, görmedikleri çok şey vardır."
"Acaba aralarında en ilginç olanı nedir? Ya da en ilginç yer?"
"Göbekli tepe?"
"Oraya hiç gitmedim ayrıca çokta ilginç değil gibi geldi bana "
"İlk tapınak yeri ama"
"Olsun en ilginci değildir ama
Off çok merak ediyorum yeni şeyler keşfetmek istiyorum.Hiçkimsenin bulamadığı şeyler bulmak istiyorum "
"Fazla mı kaptırdın sen kendini bu işe? Arkeolog hanım"
"Hmm hiçte bile sadece hiç keşf edilemeyen bir ilki keşf etmek istiyorum"
"Yüzünü eğerek ama çok çalışmam ve çok gezmem lazım"
Ali "Bir de çok kazman gerekiyor' dedi dalga geçerek .
"Ooooo çok çok,sen de bana yardım edersin"
"Seninle gelirim ama kazamam toz toprak işi sevmem ben sadece çekerim"
Gülümseyerek,"Kesinlikle fotoğraf önemli"dedi.
Uzandığı yerden doğruldu,eline fotoğraf makinası aldı.
"Simay gülümse "
Simay yüzünü kapatarak kızgın bakışlar attı.
"Of Ali offf sana kaç kere söyledim haber ver diye ,sonra çirkin çıkıyorum."
"Haber versemde değişmeyecek ,zaten çirkinsin" dedi alaycı bir tavırla.
Simay'ın yüzü düşerek, gülümsemek için kendini zorladı.
Ali fotoğraf makinası ile sağı solu çekerken, bakışlarının altından Simaya baktı.
Kendi kendine mırıldandı .
"Böyle daha güzelsin "
Ve fotoğraf makinasını onun yüzüne döndürdü bir kaç kare aldıktan sonra ,Simay'a baktı fakat Simay bunu fark etmemiş yüzünü asmıştı.
Simay'ın yüzünü kendine doğru çevirerek, "Alındın mı sen?"diye sordu.
Simay yüzünü arkaya çevirerek,"Yoookk doğru olanı söyledin"dedi.
Ali gülerek,"Ee yani her zaman doğru olmak lazım"dedi alaycı bir tavırla.
"Gidelim mi?"
"Olur da sen biraz alındın bana ,kolay kolay gitmek istemezsin"
"Öyle canım sıkıldı"
"Peki madem gidelim."
Hızlı hızlı yürüdü,Ali ona yetişmek için adımlarını hızlandırdı.
"Simay dursana bir, bu ne hız"
Ali'yi duymamazlıktan geldi hâlâ öfkeliydi adımlarını daha da hızlandırdı.Birden durdu ve öfkeyle bağırdı.
"Gerçekten çok mu çirkinim? "
Ali başını hafifçe salladı.
Tekrar hızlandırdı adımlarını "Ali peşimden gelme "
"Ne oldu ki şimdi Simay ?"
"Ne mi oldu?"
Ali şaşkın şaşkın Simay'ın gözlerine baktı.
"Ali beni yanlız bırak"
"Sen bana alındın "
"Hayır alınmadım sen doğru olanı söyledin."dedi öfkeyle.
"Offf Simay fazla abartınnn"
"Ali peşimden gelme lütfen "
Ali umursamaz bir tavırla.
"Peki sen bilirsin "
Öfkeli öfkeli koşmaya başladı, gözlerinden yaşlar süzüldü, gözyaşlarını kollarıyla sildi.
Kendi kendine mırıldandı.
"Kabul et işte çirkinsin"
Ali öyle arkasından bakakaldı.Simay görünürde kaybolana dek ona uzunca baktı.
Başını kaşıyarak,
"Biraz fazla mı abartım ne ?"
Sonra umursamayarak , çektiği fotoğraflara baktı.
"Çok çok güzel "