Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kur'an'dan Gayba Dair Şeyleri İstihrac
Ebu Hayyan, Bahr-i Muhıt nam tefsirinde şunu kaydetmiştir: «Şeyh üstaz Ebu Ca'fer İbni'z-Zübeyr hikâye ederdi ki, Ebu'l-Hakem ibn Berrecan müslümanların Beyt-i Makdisi fethedeceklerini »الم غليت الروم - الى - بضع سنين‎ kavl-i İlâhî'sinden zaman ve günü muayyen olarak istihrac etmiş idi. Ve İbn Berrecan kendisi feth için ta'yin ettiği vakıttan evvel vefat eyledi. Vefatından bir zaman sonra da müslümanlar, O'nun ta'yin ettiği vakıtta Kuds'ü feth ettiler. Müşarün'ileyh Ebu Ca'fer, işbu Ebu'l-Hakem ibn Berrecan'ın Kitabullah'dan istihrâc ederek mugayyebâta dair bir takım şeylere muttali' olduğuna i'tikad ederdi. Muhyiddîn-i Arabî, dahi işbu Kudüs fethi hakkındaki istihracdan bahsetmiştir. Demek olur ki, âyette ancak Ricalullah'a münkeşif olan daha diğer imalar da vardır. Alusî, tefsirinde de der ki: «Muhyiddin-i Arabi, Irakî ve saire gibi arifinin Kur'ân-ı Kerim'den muğayyebat istihrac ettikleri meşhurdur. Bu birtakım kavâid-i hisabiyye ve a'mal-i harfiyye üzerine mebnidir ki, onlara dair seleften bir şey varid olmamıştır. Hazret-i Ali kerremallahü vechehu'ye: «Resûlullah, size başkalarından ketmeylediği bir sır söyledi mi?» diye sorulmuştu. Dedi ki: <<Hayır, ancak Allah Teâlâ'nın bir kuluna kitabında bir anlayış vermiş olması müstesna.
Sayfa 258 - 6.cildKitabı okuyor
Mihail Yuryeviç Lermontov, Kafkasya'da Rusya'nın ete kemi­ğe bürünmüş haliydi. Gördüğü manzara karşısında büyülenen o aksi, gösterişli ve genç subayların ilk örneklerindendi. O, Rus halkına Kafkasya'yı tanıtan büyük bir yazardı. Rusların gözünde "Kafkasya Şairi" olarak yerini koruyor. Adı, kısa ve bahtsız hayatı ile acıklı
Reklam
BİLANÇO TABLOSU BİR MUHASEBE
Görüşlerimi toparlamaya hazırlanırken, bu bölümde birkaç noktaya temas etmek istiyorum. Öncelikle, İngilizlerin Hindistan'da yaptıkları her şeyi kötülemek gibi bir niyetim olmadığını söyleyeyim. İnsanoğlunun yaptığı her işte olduğu gibi sömürgeciliğin de olumlu ve olumsuz tarafları vardı. Hindistan'daki bütün İngiliz yetkililer Clive
Dinî inancınızı (yahut inançsızlığınızı), sevdiğiniz müzik türünü, vatanınızla ilgili zihinsel kodlarınızı, işinize dair düşüncelerinizi, ailenizle olan ilişkilerinizi, arkadaşlarınızla olan etkileşimlerinizi, insanlık, dünya yahut evren ile olan ilişkinizin sizin için ne demek olduğunu ve buna benzer sayısız kişisel görüşünüzü bir gözden geçirirseniz, hepsinin ayrı bir "hikâye"ye dayandığını fark edeceksiniz.
Söz konusu hikâye, çözümü düğüme gömülmüş; serimi, ancak genç, coşkulu ve fakat başarısız bir yazarın kaleminden çıkabilecek tarzda, masumiyet kokan aşk beklentisiyle ağdalanmış; klişeye meyleden söyleyişlerle dolu, zayıf bir hikâyedir. Yazar, ana temayı sözcükleri olsun yenilemeyi beceremeden metin boyunca tekrarlamış, hikâyeyi kuvvetli bir omurga üzerine inşa edememiştir. Her ne kadar o sıralarda eline geçen her romanı okuyor olmanın verdiği edebi heyecanı bir parça yansıtmayı başarmış, aşk ve yalnızlık gibi temalarda taze sayılabilecek bir iki unsur yakalamışsa da, hepsi budur. Metinde toplumsal ya da bireysel kuvvetli bir zemin arayışı hissedilmez, daha çok şiirsel olmak isteyen bir söyleyiş egemendir. Artık hiç de genç olmayan bu başarısız yazar bugünden bakıldığında, hikâyesinin nasıl da aptalcasına umutlu olduğunu görüp hikâyesi için değil, hayatı için acı çekmektedir. Gerçi ondan hâlâ yazar diye söz etmek de doğru olmaz, yazmayı bırakalı çok oldu çünkü. Yazmaya başladığı sıralarda iyi bir yazar olacağına dair sözgelimi 1000 olan umudunun beş yıl sonra 500'e, birkaç yıl daha sonra 250'ye, sonra 125'e, daha sonra 62,5'e düştüğünü aniden farketti ve bunun kaçınılmaz bir şekilde 31,25'e, derken 15,625'e derken azala azala 0,48828125'e; 0,244140625'e hatta 0,0152581890625'e kadar düşeceğini, bunun bir sonunun asla olmayacağını, virgülün sağındaki basamaklarının ağırlığını veya solundaki tek bir sıfırın kavranmayacak kadar büyük boşluğunu taşımanın imkânsızlığını anladı, o an kalemi bıraktı.
Sayfa 151 - Can YayınlarıKitabı okudu
Hayatın anlamsızlığından şikâyet edenler genel ikle hayata dair hikâyelerinin olmayışından yahut kişisel hikâyelerinin anlamsızlık üzerinden kurgulanmasindan muztariptirler. Zira hayatın kendi başına tek bir hikâyesi yoktur ve anlamlar/hikâyeler, kişiden kişiye şaşırticı oranlarda değişir. Dinî inancınızı (yahut inançsızlığınız1), sevdiğiniz müzik
Reklam
Freud hem gizli yasak ve tehlikeliydi.
"H. G. Wells, komşusunun Sigmund Freud olduğunu bilseydi sana kızardı." Dita bir an kocaman gözleriyle ona baktı ve biraz da kızarıp bozardı. "Anlayamadım..." "Sen bana aldırma. Wells gibi sosyalist ve rasyonalist birini Freud gibi bir fantezi satıcısının yanımda görünce içim parçalandı "Freud fantastik hikâye
Sayfa 119Kitabı okudu
( Rüya Yorumlama Sanatı )
_Yorumlanmamış bir rüya, okunmamış bir mektuba benzer. Talmud _Çevremizin bize zorla giydirdiği kıyafeti, rüyada çekip atarız. Rüyasal gerçeklik içinde artık her arzumuz gerçek olabilir. Usta bir insan, kendisini anlayabilmek için, rüyalarını anlamaya çalışır. Bu, kişiliğin genel kalitesini anlamaya yöneliktir. Emerson _Rüyamda kelebek olduğumu
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
"Temür Bek"in İslamiyet'e Bakışı
Profesör Zeki Velidi Bey tarafından Darülfünunda 18.1.1932'de verilen ders "Temür'ün Şehrisebz (Keş)de Şeyh Şemseddin Külâl"in mezarı üzerinde yaptırdığı türbe etrafında, Temür'ün kendisi, oğulları ve maiyetindeki beyler kendi mansıplarına göre yer almışlardı. Bu, Temür ve maiyetinin islâm mukaddesatına İslâmiyet'ten
Reklam
Doğuşundan Günümüze İslam Felsefesi
Mevlana Celaleddin Rumi Suruş bir Rumi uzmanıdır. Suruş'un dini ilimlerle ilgili gö­ rüşleri niçin Rumi'ye bu kadar değer verdiğine işaret etmektedir. Burada, farklı bir ilim türünü veya daha doğrusu, ilme farklı bir erişim yolunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor. İşrakile­ ri incelerken, bir dereceye kadar 'sezgisel' olan
Kitabın yapısı Kitap beş temel bölümden oluşuyor. Her bölüm Impara torluk'u, Imparatorluk'un köşelerde ve çatlaklarda nasıl ço zülüyor oldugunu göstererek, farklı bir pencereden ele ali- yor. Birinci Bölüm Imparatorluk'un işleyişinin giderek da ha yogun bir şekilde, tabi kılmaya ve güçsüzlügü biriktirme ye yönelik politikalara
Sayfa 52
Yaratan Rabbinin Adıyla Oku! Hira, Mekke'ye bakan bir dağın tepesindeki küçük bir mağaraydı. Yirmi üç yıl sürecek bir yolculuk bu mağaranın içinde başlamıştı. Hikâye, “Oku! diye seslenen yüce bir hitapla başlangıç bulmuştu. Bu hitaba Hz. Peygamber, “Ben okuma bilmem." diye yanıt vermişti. Bu sözün karşılığı ise şu şekildeydi: “Yaratan
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.