HULÂSATÜ’L-HAKÂYIK VE MEKTÛBÂT-I HÂCE MUHAMMED LUTFÎ M. NİHAT MALKOÇ “Hulâsatü’l Hakâyık” Erzurumlu Hâce Muhammed Lutfî(Alvarlı Efe Hazretleri)’nin en önemli eseridir. Bu kitapta Efe Hazretlerinin birbirinden derin mânâlı âşıkâne, ârifâne, âlimâne, mürşidâne şiirleri bir araya getirilmiştir. Bu şiirlere baktığımızda çoğunun Divan
Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni / Hikmetli Nazım
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken… Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının… İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti… Parmakların ucunda kalan kokusu sardunya
Reklam
RÜYADAKİ PADİŞAHLIK Bir gün Hârûn Reşîd, Behlül ile görüşmek, hikmetli sözlerini duymak istedi. Bu şekilde adamlarını gönderip Behlül'ü getirmelerini söyledi. Gidenler Behlül'ü boş bir mezar içinde uyur buldular. Uyandırdıklarında; - "Siz ne yaptınız. Beni pâdişâhlık makâmından indirdiniz. Şimdi ben ne yapacağım." dedi. Görevliler gidip bu sözleri halîfeye bildirdiler. Hârûn Reşîd onun bu hâline bir mânâ veremedi, huzûruna geldiğinde; - "Ey Behlül! Bu ne iş. Sen hangi padişahlıktan indirildin?" dedi. O, bu soru üzerine; - "Ey Halîfe! Rüyâmda kendimi hükümdâr olmuş gördüm. Tahtımda oturuyordum. Hizmetçilerim vardı. Saltanat ve ihtişam içinde idim. Lâkin senin adamların beni uyandırdı ve tahtımdan oldum." Bu sözlere Hârûn Reşîd güldü ve; - "Ey Behlül! Rüyâdaki pâdişâhlığa îtibâr olur mu?" dedi. Bunun üzerine Behlül hazretleri; - "Ey müminlerin emîri! Benim hükümdarlığım ile seninki arasında ne fark var. Ben gözlerimi açınca hayat buldum. Sen gözlerini kapayacak olsan ebediyyen emirlikten düşecek, saltanatından olacaksın ve nedamet, pişmanlık günün başlayacak. O halde hangimizin hükümdarlığına îtibâr yoktur siz söyleyin." dedi. Bunun üzerine Harun Reşîd söyleyecek söz bulamadı. ALINTIDIR
Ama aşk dediğin nedir ki? Postacı: -Nedir? Kahveci gülümsüyor, hafifçe eğilerek: -Muhabbet iki başlı olacak arkadaş. Tek taraflı oldu mu sakat. Kara sevdaya girer. -Çaresi? Hikmetli bir söz söylüyor kahveci: -Ya tahammül, ya sefer!..
1-Hakim saçı sakalı uzamış Necip fazıl üstada "maymuna dönmüşsün Necip" demiş. Necip fazıl yüzünü duvara çevirip: "şimdi de duvara döndüm" demiş. 2-Üstad Necip Fazıl Kısakürek bir gün konferans verirken salonda bulunanlardan birisi kürsüye salatalık fırlatır. Salatalığı eline alan Necip Fazıl salondakilere dönerek: "-
- Kız bu hıyara âşık olmuş. Bütün hikaye bu. Ama aşk dediğin nedir ki? Postacı: - Nedir? Kahveci gülümsüyor; hafifçe eğilerek. - Muhabbet iki başlı olacak arkadaş. Tek taraflı oldu mu sakat. Kara sevdaya girer. - Çaresi? Hikmetli bir söz söylüyor Kahveci: - Ya tahammül, ya sefer!
Sayfa 59 - DergahKitabı okudu
Reklam
859 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.