Mısır'daki Yunanlılar ordularına Müslümanlardan Daha Çok Yardım Etti
Hilafetin lağvı kararını 1924 Mart ve Nisan aylarında Mokattam'da yedi yazıyla objektif olarak inceleyen bir kişi A. Sabri'dir. dikkati çekecek bir öz eleştiriye girişiyor: "Hilafetin başkenti işgal edildiği, halife esir edildiği, Hristiyan alemi Haç'ın bu zaferinden dolayı keyiflendiği zaman Müslümanlardan tek protesto çıktı
Sayfa 350 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
371 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Mutlaka okunmalı herkese tavsiye ediyorum...
(Spoiler) Murat Bardakçı'nın bir videosunu izlemiştim zamanında orada bir kitap söylüyordu İttihat ve Terakki ile ilgili o videoyu arıyordum, "'Hilafet Makamı İngilizler'in Baskısıyla Kaldırıldı' Canlı Yayında Fahrettin Paşa Tartışması.." başlıklı videoya denk geldim. Videoda
Gazi'nin Çağında İslam Dünyası
Gazi'nin Çağında İslam DünyasıOrhan Koloğlu · Boyut Kitapları · 19947 okunma
Reklam
430 syf.
7/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Bu eserin İlk baskısı 1969 yılında yapılmıştır. Hâlâ ikinci el satış fiyatları yapılmakta ve iyi fiyata satılmaktadır. O dönemde çok ses getiren eser yakın tarihe, resmi tarihten farklı bir bakış açısı sunmuştur. Resmi, yazılı gerekse görsel basında Kızıl Sultan olarak hafızalara yerleştirilmeye çalışılan Sultan Vahdettinin'in ya da Halide
Kurtuluş Savaşında Sarıklı Mücahitler
Kurtuluş Savaşında Sarıklı MücahitlerKadir Mısıroğlu · Sebil Yayınevi · 1980108 okunma
m. kâmal, ismet paşa'ya bir telgraf gönderdi: "...Halife ve bütün cihan kat'i olarak bilmek lazımdır ki, mevcut ve mahfuz olan halife makamının, hakikatte, ne dinen ve ne de siyaseten hiçbir mâna ve hikmet-i mevcudiyeti yoktur. Türkiye Cumhuriyeti safsatalarla mevcudiyetini, istiklâlini tehlikeye maruz bırakamaz. Hilafet makamı, bizce en nihayet tarihî bir hatıra olmaktan fazla bir ehemmiyeti haiz olamaz. Türkiye Cumhuriyeti ricalinin veya resmî heyetlerin, kendisiyle temasını talep etmesi dahi Cumhuriyetin istiklâline açık tecavüzdür... Halifenin temin-i hayatı ve maişeti için Türkiye Reisicumhuru'nun tahsisatından; mutlaka aşağı bir tahsisat kâfi gelir. Maksat debdebe ve dârat değil, insanca hayat ve maişet temininden ibarettir." (22.1.1924)
Sayfa 258 - Yazar YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal'in, daha önce saltanatı ele geçirme, halife olma gibi bir çabanın içerisinde olduğu, bu amaçla konuşmalar yaptığı hatta sarıklı, cübbeli fotoğraflar çektirerek altına 'mefkûre (ideal) hatırası' yazdırdığı bilinmektedir. Mustafa Kemal'i bu düşüncesinden hem Kazım Karabekir hem de İsmet İnönü vazgeçirmek için çok çaba sarf etmiştir.¹⁰⁵ Nitekim Mustafa Kemal, İsmet İnönü Lozan görüşmelerinden dönünceye kadar, özellikle de İzmir İktisat Kongresi'nden önce gittiği her yerde hilafet lehinde konuşmalar yapmaya devam etmiştir. Bu konuşmalarından birini de 7 Şubat 1923 Çarşamba tarihinde öğle vakti, Balıkesir'deki Zağanos Paşa Camii'nde verdiği hutbe¹⁰⁶ ile gerçekleştirmiştir. 105 Daha geniş bilgi için bkz. Ali Kaçar, Zirvedeki Mankurtlar, Genç Birikim Yayınları, III. bak 2012, s. 48 vd.; haber7.com/guncel/haber/86... 106 Kaçar, a.g.e. s. 49 vd. Hutbenin tamamı için bkz. İzmir Yollarında, Yayına hazırlayan Mehmet Önder, T. İş Bankası Yayınları, 1989, s. 85 vd
Sayfa 41 - Genç BirikimKitabı okudu
Mustafa Kemal & Hilafet
Türkiye'de ise Mustafa Kemal Paşa, 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında yapılacak İzmir İktisat Kongresi'ne katılmak üzere yola çıkmış ve yol esnasında 15 Ocak 1923'de Eskişehir'de 18 Ocak 1923 tarihinde İzmit'te konuşmasında "Bütün İslam âleminin gerçek kurtuluşuna kadar varlığını korumayı görev bildiğimiz Hilafet
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Atatürk'ün kanaatince Refet Paşa da Ankara'nın hükümet merkezi olması fikrinin kesin olarak karşısındaydı. O, bu esnada İstanbul'da oturuyor ve her gün, herkese bunu söylüyordu. Bizim yakında yapmayı tasavvur ettiğimiz inkılaplar, bilhassa hilafet üzerindeki görüşümüz ve hissolunan siyasetimiz, İstanbul'u ve büyük ölçüde İstanbul entellektini telaşa sevk ediyordu. İşte bütün bu faktörler de ayrıca, hükümet merkezi meselesinin bir an evvel halli için bizi aceleye zorluyordu.
İsmet Paşa'nın Lozan'dan zafer kazanmış bir tavırla dönmesi, Osmanlı İmpratorluğunun tükenişi sayılan Mondros Mütarekesini imzaladığını unutmasına izin verilmeyen Rauf için çok fazla oldu. 25 Temmuzda Ali Fuat ile birlikte Çankaya'ya gidip, anlaşmanın imzalandığını Mustafa Kemal' e bildirdi. Biraz sohbetten sonra Rauf (Orbay) başvekiliikten istifa edip yerine Genelkurmay Başkanı Fevzi'yi (Çakmak) bırakarak eski seçim bölgesi Sivas'a gideceğini açıkladı. Liderlik çekişmesinde pek de akıllıca olmayan bir adım atıyordu. Mustafa Kemal Büyük Nutuk'ta, Rauf'un (Orbay) bu toplantıda devlet başkanının konumunu güçlendirmesini istediğini ve kendisinin de bunu onayladığını söyleyecekti. Mustafa Kemal'in yorumuna göre Rauf, hilafet makamının güçlendirilmesini kastetmişti, oysa kendisi onaylarken aklından (güçlü bir başkanın yönetimi altında) cumhuriyeti ilan etmek geçmişti.
Sayfa 452Kitabı okudu
İttihat, Osmanlıda oğlancılık, Rabıta, 28Şubat, Apollo, Yunan...
_İttihat Terakki Cemiyeti_ _Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Halil Kut, Mehmet Akif Ersoy, Fahrettin Paşa, Enver Paşa, Cemâl Paşa, Talat Paşa, İsmet İnönü, Celal Bayar, Ali Fuat Cebesoy, Ali Çetinkaya, Ziya Gökalp, Hacı Bekir, Tevfik Rüştü Aras, Said Halim Paşa, Nuri Conker, Çerkez Ethem, Yunus Nadi… _1889 devletin
Falih Rıfkı Atay
_Çocukluğumuzda Türk, kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden, Osmanlı idik. Vatan sözü yasaktı. Padişahın kulları idik. Okul çıkışında ’Padişahım çok yaşa’ diye bağırırdık. Arap’a Arap, Arnavut’a Arnavut, Rum’a Rum, fakat kendimize Osmanlı derdik. Bütün ekonomi, bütün iç ve dış ticaret, bakkallara kadar çarşılarımız, kadrolarında bir tek Türk
Reklam
Lozan Konferansı'nda İlk Zamanlar
Bakınız: Matbuât ve İstihbârât Müdüriyet-i Umûmiyesi'nce (sonradan Turizm Bakanlığı) yayınlanan "Hilafet ve Hakimiyet-i Milliye" (Ankara 1939). Çeşitli yazarların hilâfet ve millî hâkimiyetin telif olunabileceğini ifade eden yazılarını ihtiva eden bu resmî eserde İsmet Paşa'nın Abdülkerim Kayyum'a söylediği şu sözler ne kadar câlib-i dikkattir: "-Türkiye hilâfeti tutuyor ve tutacaktır. Hilafet Türk Milleti'ne vediâdır, emanettir. Türk Milleti, hür ve müstakildir. Bunun için hilâfet de taarruzdan masun ve iktidara mâliktir. Hilafetin bütün vasıfları mahfuz ve emindir. Kanımızın son damlasına kadar hilâfeti tutup yaşatacağız."
Sayfa 51 - Sebil YayıneviKitabı okudu
Üzücü...
3 Mart 1924 gece yarısı İstanbul'da bir polis müdürü Dolmabahçe Sarayı' na dalıp Halife Abdülmecid'i uyandırdı ve kendisine sabah 05.00'e kadar Türkiye'yi terk etmesi gerektiğini bildirdi. Çünkü o akşam hilafet kaldırılmıştı. Sultan Abdülmecid acilen eşyalarını toplayıp arabayla Çatalca'ya doğru yola çıkarken, Ankara' da yeni rejimin karakteri hepten belli oluyordu. Aynı gün çıkarılan Eğitim Birliği Yasası'yla dini eğitim ve- ren okullar da kapatılmıştı. Yeni devlet, laik bir temel üzerinde yükselecekti. Ancak Kurtuluş Savaşı'nın önder kadrosu içinde ilk çatlak da bu kararla başladı. Milli Mücadele kahramanları ikiye bölünmüştü.
Sayfa 55 - Can YayınlarıKitabı okudu
Lozan zafer’dir ama bizim değil İngilizlerin zaferi
Evet; Ankara, Lozan'da istediğini aldı… Peki, ne istedi? Tam yüz yıldır Lozan'ın "zafer mi; yoksa hezimet mi" olduğunu tartışıyoruz. Çünkü, baktığınız yere göre her ikisi de doğru görünmektedir. Elbette kim için zafer ve kimler için hezimet olduğu önemlidir. Gelin bu "derin" karanlığı; belgeler ışığında aydınlatmaya
83 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.