Elif Arslan

Duyularımla deneyimlediklerimden eskisi gibi keyif alamayışım değildi asıl sorun - artık o deneyimleri yaşamamamdı. Sözgelimi işe yürüyebilir ya da market alışverişine çıkabilirdim ama eve döndüğüm zaman gördüğüm ya da duyduğum hiçbir şey zihnimde yer etmemiş olurdu. Görüyor ama bakmıyordum herhalde - görsel dünya yassı bir halde, bir bilgi kataloğu gibi ulaşıyordu elime. Nesnelere geçmişte olduğu gibi bakmıyordum artık.
Sayfa 159 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yirminci yüzyılın upuzun bir soru olduğunu düşünüyorum, sonunda yanlış cevabı verdik. Dünya sona erdiğinde dünyaya gelmiş talihsiz bebekler değil miyiz? Sonrasında gezegen için de umut kalmadı, bizim için de. Belki de bir medeniyetin, yani bizimkinin sonudur bu ve gelecekte bir başkası onun yerini alacaktır. Öyleyse de karanlıktan önce son aydınlık odada duruyor, bir şeye tanıklık ediyoruz.
Sayfa 95 - Can YayınlarıKitabı okudu
Kilise yeşil beyaz süslenmiş, yeşil yapraklar, beyaz çiçekler. (Hala o eski semboller: Yeşil umut, beyaz masumiyet, artık kimsenin umut etmemesine ve kimsenin göründüğü kadar masum olmamasına rağmen.)
Sayfa 62 - YKYKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Sonunda öldürürüz annelerimizi çünkü artık yalan söylemek istemeyiz.
Sayfa 9 - YKYKitabı okudu
Şimdi o denli acı duymadan düşünebiliyordu onu. Anısında uzanmış yatıyordu dinlenircesine: Çılgınca sevmiş olduğu bir ölüydü o.
Sayfa 152 - YKYKitabı okudu
Reklam
Reklam
56 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.