Söylesene: Hiç intihar etmeyi düşündün mü? Hiç mi? O halde okumaya yeltenme! Peki neden? Bir travma mı yaşadın? Bıçağı bileklerine geçirmeden veya soğukkanlı bir şekilde şah damarını kesmeden önce soğuğu hissettin mi? Ürpertiyi ensende alabildin mi? Yoksa bütün bunlara rağmen hayati zevkler, şaşalı geçici hevesler ve korku seni alıkoyup vaz mı
Türk Tipi Empati : Aynı şeyi senin anana bacına yapsalar iyi mi?
Türk Tipi Felsefe: Fazla düşünme kafayı yersin.
Türk Tipi Psikoloji: Delidir, ne yapsa yeridir.
Türk Tipi Sosyoloji : Elalem ne der?
Türk Tipi Eğitim: '' srım dersine sanki okuyup da apartman yöneticisi olacak p****k '' (Zehraca )
Türk tipi sağlık :
-Kaç yaşındasınız?
-On sekiz.
-Hımm... On sekiz... Dilimizdeki en güzel kelime.
-İnsanlarla hep böyle mi konuşursunuz?
-Evet. Biri Shakespeare ile aynı gezegende yaşadığımızı hatırlamalı...
Kadın hamile. Bebek erkekmiş.
Aile mutlu çok mutlu.
Bebek doğdu, pipisini gösterdi amcalara.
Amcalarda bayram sevinci. Dünyanın en gerekli organını gördüler çünkü.
Bebek terledi, çırılçıplak soydular, evde misafirlikte, mahallede böyle gezdi. Bu hakka sahipti çünkü pipisi vardı.
Bebek biraz büyüdü. Sünnet olacak.
Davullar, zurnalar,
Öyle bir kitle var ki, bu kitlenin düşüncesi her şeye muhalefet olmak. Siyah ayakkabı ister, neden daha koyusunu getirmedin derler. Daha koyusunu getirirsin, bu da çok koyu oldu ya derler. Sürekli bir eleştiri yaparlar, ama kendilerine çözüm önerisi sorulduğunda; onu da ben mi bulayım yahu, hem bak ben öbür tarafı da şöyle şöyle eleştiriyorum
Bir itirafla başlamak istiyorum. (Yargılamayın ama)
Herkes ilk gördüğü insan hakkında çok kısa sürede hemen bir izlenim edinir. Bunu neye göre yapar peki? Altıncı his mi? Duyular mı? Kalp mi? Bana göre hiç biri. Gözlemlerim sonucunda şunu net bir şekilde diyebilirim: İnsanlar hakkında ilk izlenimi kimisi gözlerden kimisi alından kimisi