SESLENİŞ... Dağ gibi kara yağız birer delikanlıydık. Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi. Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini, yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük.
Cumhuriyet 25 Ağustos 1975
Ağabey, Türkiye’deki sağlık çürümesinin nedeni Yunanlılar! – Nasıl yani? – Ağabey doktorlara Hipokrat yemini ettiriyoruz. Bizimkiler Allah’ın Yunanlısının yeminini niye tutsun. Çevirtsen yemini Türkçeye bize uygun yemin koysan. Hastaya iyi bakmayanı Allah bildiği gibi etsin, yüzdeyle çalışan aha böyle olsun gibi. Bir de en sonda, vallahi de billahi, çoluğumun çocuğumun ölüsünü öpiim dedirtsen, bak olay nasıl çözülüyor. Hep Yunanlıların yüzünden. Pıh pıh.
Elma YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ağabey, Türkiye’deki sağlık çürümesinin nedeni Yunanlılar! – Nasıl yani? – Ağabey doktorlara Hipokrat yemini ettiriyoruz. Bizimkiler Allah’ın Yunanlısının yeminini niye tutsun. Çevirtsen yemini Türkçeye bize uygun yemin koysan. Hastaya iyi bakmayanı Allah bildiği gibi etsin, yüzdeyle çalışan aha böyle olsun gibi. Bir de en sonda, vallahi de billahi, çoluğumun çocuğumun ölüsünü öpiim dedirtsen, bak olay nasıl çözülüyor.
Sayfa 80 - Epub elmaKitabı okudu
Hipokrat
İstanköy (Kos) Adası'nda Hippokrates, ünlü tıp geleneğini yerleştiriyordu. Şimdi ancak Hipokrat Yemini nedeniyle anımsanıyor. Hippokrates kurduğu tıp okulunda oldukça başarılı sonuçlar sağlıyor, bu okulun çağdaş fizik ve kimya bilimine eşdeğer tutulmasını istiyordu. Eski Tıp Üzerine kitabında Hippokrates şöyle diyor: '' İnsanlar sara hastalığının nedenini tanrılara bağlıyor, çünkü ne olduğunu anlayamıyorlar. Fakat anlamadıkları her şeyin nedenini tanrıya bağlarlarsa tanrısal işlerin sonu gelmez.''
Sayfa 202 - Altın Kitaplar
Hipokrat Yemini:
"Bana bu sanatı öğretene anam ya da babammış gibi saygı göstereceğim. Servetimi onunla paylaşacak, gerektiğinde bütün ihtiyaçlarını karşılayacağım. Çocuklarını kendi kardeş­lerim gibi görecek, isterlerse bu sanatı onlara karşılık beklemeden öğreteceğim. Tıp Yasası'na göre genel ilkelerini açıklayarak, dersler vererek ve her türlü öğretim yöntemini kullanarak bu sanatı, kendi oğullarıma olduğu kadar öğretmenimin oğullarına ve yeminli öğrencilere de anlatacağım. Uygulayacağım yöntemler, yeteneklerime ve muhakeme gücüme göre hastalarımın yararı doğrultusunda olacak, onlara zarar vermekten kaçınacağım. Benden istense bile kimseye öldürücü bir ilaç vermeyecek, bu konuda tavsiyede bulunmayacağım ve özellikle de hiçbir kadına çocuk düşürmesinde yardımcı olmayacağım. Kimin evine gidersem gideyim yalnızca hastanın iyiliğini düşünecek, kö­tülük ve ahlaksızlıktan sakınacağım; en önemlisi, kadın ya da erkek, köle ya da özgür insan, hiç kimseyi baştan çıkarmaya çalışmayacağım. Hastaya bakarken ya da onun yanından ayrıldıktan sonra, özel yaşamla ilgili, dışarıda yüksek sesle söylenmemesi gereken ne görürsem göreyim ve ne duyarsam duyayım, bu konuda tümüyle sessiz kalacak, gördüklerimi ve duyduklarımı kutsal bir sır sayacağım."
pan yayıncılık, çeviri: Sabir Yücesoy, 45.basım
Hipokrat yemini
Hippokrates öğrencilerinden şu yemini etmelerini isterdi:Yeteneklerim ve değerlendirmelerim doğrultusunda tedavimi hastalara yardım etmek ve onlara asla zarar ve acı vermeme kaygısıyla kullanacağım. Ne isteyene zehirli ilaç vereceğim, ne de kimseyi buna teşvik edeceğim. Ne de bir kadına doğurmasını önlemek için diyafram vereceğim. Hayatımı ve sanatımı temizi kutsal tutacağım.Bıçak kullanmayacağım, en derin acılar içinde kıvrananlara karşı bile. Ama bu alanda uzman olanlara alan açacağım. Hangi ev olursa olsun gittiğim her eve hastalara yardım etmek için gideceğim. Bilerek haksızlık etmeyecek ve bilerek zarar vermeyeceğim. Özellikle, köle olsun özgür olsun, ne bir erkek ne de bir kadın vücuduna zarar vereceğim. İnsanlarla girdiğim ilişkide görüp duyduklarım başkalarına anlatılmayacak bir şeyse, bunu asla açık etmeyeceğim. Çünkü bu benim için kutsal bir sırdır. Bu yemini tutar ve bozmazsam, insanlar hayatıma ve sanatıma saygı duysunlar. Yok eğer yeminimi bozarsam, başıma bunun tam tersi gelsin.
Reklam
Uğur Mumcu "sesleniş "
Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.  Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini, yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. dövüldük, vurulduk,
Sayfa 3 - undefinedKitabı okudu
"UĞURLAR OLSUN" 24.01.1993 Sesleniş; Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babalarımız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi. Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük
Pinokyonun rüyası
• "Çünkü ev sen olmayınca bomboş geliyor. Çünkü önüme gelen herkesle kavga etmeye başladım. Çünkü günlerdir senin yatağında yatıyorum. Çünkü manyak gibi senin tişörtünü koklayıp duruyorum.Çünkü dakikada üç kez telefonumdaki resmine bakıyorum. Çünkü bombok durumdayım. Çünkü seni acayip özledim." • "O ameliyatları yapmak zorunda değiller!" "Evet. Çünkü Hipokrat yemini sadece zenginleri iyileştirmeyi içeriyor. Haklısınız. Yoksullar gebersin!" • "Seninle bu şekilde tanıştık. Aslında ben, ilk önce tavanına süratli bir iniş yaptığın arabamın ön canından sarkan kolunla tanıştım. Biraz kanlı, gürültülü ve adrenalini yüksek bir karşılaşma oldu ama her şey düzene giriyor." • " Kalktığımda seni yanımda göremeyeceğim diye ödüm patladığı için uyumaktan korkuyorum ben, ...." • "Çikolatan çekmecede..." • NOT: son alıntı en sevdiğim
Uğur Mumcu'nun 25 agustos1975 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki, "Sesleniş" başlıklı yazısıdır. Her okuyuşta; ağlatan, isyan ettiren, bir dönemin acılarını, umutlarını ve haykırışını cok güzel anlatan bir yazıdır.Bu satırları;düşünceleri için, söyledikleri için, halkı için ölen herkese saygı için okumak, anlamak
Reklam
Anladım, saat 10.44'te ve çok daha öncesinde. ağzımı mesken edinmiş, hipokrat yemini çürük fikirler, volta atıyor içeride. sağlam etselerdi eğer yeminlerini, boş yere neşterlemezlerdi beynimi, saniye saniye.
240 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.