608 syf.
·
Puan vermedi
Geniş Özet
Tanrı'yı ve dinleri akademik bir çevrede konuşmak ne kadar mümkün ve doğrudur, bilemiyorum. Bilim bazı inanç temelleri üzerinde yükselmiş ve bunlar yıllar içinde birbirine öylesine kenetlenmiştir ki artık bunun dışında söylenen bir şey'in imkanına dair düşünmemek gerektiğine dair bir algı vardır.  Armstrong'un bir kaç eserini daha
Tanrı'nın Tarihi
Tanrı'nın TarihiKaren Armstrong · Pegasus Yayınları · 20171,629 okunma
Kaldı ki, yine garip bir raslantı olsa gerek, hem Peter hem de Paul, yazıların­da - ya da İncil'e alman yazılarında ve söylevlerinde - İsa'nın "Bakire Doğumu"ndan hiç söz etmemişlerdi! Böyle­sine inanılmaz bir "Mucizeden" niçin bir tek kelime dahi olsa söz etmediler? Tanrının Oğlu İsa'ya haksızlık değil de nedir?
Sayfa 63 - AlfaKitabı okudu
Reklam
Tekfirde esas olan kaide
"Lâ İlâhe İllallah Muhammedü'r-Resúlüllah" düs-tûruna samimî bir şekilde bağlı kaldıkları ve bu düstür ile çelişki teşkil eden bir durumda bulunmadıkları müddetçe; yolları (mezhepleri) ne kadar farklı olursa olsun ehl-i İslâm'a dil uzatmaktan ve çeşitli mezhep mensuplarına kâfir demekten kaçınmalıdır. Ben diyorum ki: Küfür: "Hz. Peygamber'i, Allah Teâlâ'dan getirdiği şeyler hususunda tekzip etmektir." İmân ise: "Getirdiği şeylerin cümlesini tasdik etmektir." Bu duruma göre, Hz. Peygamber'i tekzip ettikleri için Yahudi ve Hıristiyanlar kâfırdir. Bunlar kâfır olunca Brahmanların haydi haydi kâfir olmaları gerekir, çünkü Brahmanlar bizim Peygamberimizi tekzip ettikten başka diğer peygamberleri de tekzip etmektedirler. Dehrîlerin (tanrısızların) kâfir sayılmaları daha tabiîdir, çünkü bunlar, bizim Peygamberimiz de dahil olmak üzere diğer bütün peygamberleri inkâr ettikten başka peygamber göndereni (Allah) de inkâr etmişlerdir.
80 syf.
9/10 puan verdi
Humeynicilik - Kitap Özeti
Eski dosyalarım arasında üniversite yıllarımda hazırladığım kitap özeti denk geldi. Umarım faydalı olur. İran ve itikadi sapkınlıkları için okuyabilirsiniz. 1) İmamlar Hakkında Aşırılık Allah (a.c) Tevbe Suresi 31. Ayette şöyle buyuruyor: اِتَّخَذُوا اَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ اَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَالْمَسٖيحَ ابْنَ مَرْيَمَ
Humeynicilik
HumeynicilikSaid Havva · Kökler Derneği Yayınları · 201641 okunma
Hıristiyanların ve Müslümanların Tevrat'a bakışı bazen fetvalara konu olmaktadır. Bu çerçevede bir Yahudi tarafından İbn Meymun'a Tevrat'la ilgili ilginç bir fetva sorulmuştur. Soru, Yahudi olmayan kişilere Tevrat'ın öğretilip öğretilemeyeceğiyle ilgilidir. İbn Meymun, Hıristiyanları Yahudiliğe çekmek için onlara Tevrat'ın öğretilmesinin caiz olduğunu belirtmektedir. Bunun gerekçesini de "Sünnetsizler [Hıristiyanlar] Tevrat'ın vahiy olduğuna ve değişmediğine inanıyorlar" şeklinde açıklamaktadır. İbn Meymun, Müslümanlara Tevrat öğretmeyi ise yasaklamaktadır. Gerekçe olarak da "Çünkü bildiğiniz gibi onların itikatlarına göre Tevrat vahiy mahsulü değildir" ifadelerine yer vermektedir (İbn Meymun, Teşuvot ha-Rambam, no: 149).
Bakara 137-138.ayetler
Eğer o (yahudi ve hıristiyanlar da sizin iman ettiğiniz gibi (bütün esaslara iman ederlerse muhakkak doğru yolu bulmuş olurlar. (Yok) eğer yüz çevirirlerse mutlaka onlar (size karşı) ayrılıkçılık (ve düşmanlık) içindedirler. Onlara karşı Allah sana yeter. O, hakkıyla işitendir, bilendir. Hristiyanlar, Allah Resulü'ne: "Biz vaftiz yapılarak Hıristiyanlık ile boyanıyoruz, sizin renginiz nedir? diyorlardi 138, (De ki: "Biz) Allah'ın (Islâm) boyasıyla (boyanmışızdır)." Boyası Allah'ınkinden daha güzel olan kim olabilir ki? Biz ancak O'na kulluk edenleriz." Allah'ın boyasıyla yani Islam ile boyanmak demek, şirk, küfür, nifak, büyüklenme ve benzeri pisliklerden arınmak; hayat tarzını, Kur'an'a islam'a göre düzenlemek ve onu öze/temele yerleştirmektir
Reklam
Sabbat'ın şekillenmesindeki en büyük etkiyi Katharlar ve Waldensian'lar olarak bilinen ortaçağ heretiklerinin yaptığı iddia edilir. Ancak bu etkinin izi Romalılar'ın ilk Hıristiyanlarla ilgili düşüncelerine kadar sürülebilir. Sabbat kelimesi Sabbath kelimesinden türetilmiş gibi görünmektedir ve bu, büyük ihtimalle kasıtlı bir Yahudi
Sayfa 42 - KAL KE DONKitabı okudu
( Nuh’un büyükbabası Enok ) _Meleklerin Düşüşü ve Masonluk_ _İnsanoğulları çoğalınca, güzel ve alımlı kızları oldu. Melekler, göklerin çocukları onları görüp şehvet hissettiler. Birbirlerine dediler ki: “Gelin insanların arasından kendimize eşler seçelim ve onlardan çocuklarımız olsun.” Liderleri Semyaza onlara dedi ki: “büyük bir günahın cezasını
Nihal Atsız, Sinanoğlu, Renan
_Nihal Atsız: _Bu memleket gerizekâlılarla, delilerle, ruh hastalarıyla doludur. _En büyük kahramanlığı yapsanız bile en küçük bir karşılık beklemeyiniz. _Bütün dünyada yurt düşmanlarına müsamaha
Osmanlı'nın Arap coğrafyasından çekildiği 1918'de Filistin'de Yahudi sayısı 50 bin civarında iken 1947'de İsrail Devleti kurulduğunda bu sayı 650 bin olmuştu. Aralık 1917'de Filistin'i işgal eden İngiliz ordusu içinde 7 bin Yahudi gönüllü vardı. İngiltere ve sonraki müttefiki ABD, Yahudileri Filistin'e taşımak
Reklam
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
( Eleştirel bir Bakış )
_Dinde zorlama yoktur. (Bakara 256) _Ama, kim İslamdan çıkıp başka bir dîn'e yönelirse sapkındır ve af yoktur. (İmran 90) _Çünkü, tek gerçek din islamdır. (İmran19) _İslam dışı tüm inançlar batıl ve sapkınlıktır.(Hadis) _İslam hakim gelene kadar kafirlerle savaşın.(Enfal39) _Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saff 8)
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
Allah’ın rahmeti ❥
"Rahmetim her şeyi kuşatmıştır" (A'raf 7/156). Yani her mahlûkatın Allah Teâlâ'nın rahmetinden bir nasibi, hissesi vardır. وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ فَسَأَكْتُبُهَا لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَالَّذِينَ هُمْ بِآيَاتِنَا يُؤْمِنُونَ الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الرَّسُولَ النَّبِيَّ الأُمِّي Rivayet edildiğine göre İbn Abbas [radıyallahu anh] şöyle demiştir "Rahmetim her şeyi kuşatmıştır" âyeti inince İblis (aleyhillâne), "Ben de Allah'ın bahsettiği şeylerden bir şeyim. Onun için benim de bu rahmetten nasibim var" dedi. Hıristiyanlar ve yahudiler de, "Bizler de bir şeyiz. Bizim de rahmetten nasibimiz var" dediler. Daha sonra âyetin devamı indi: “O rahmeti sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım." Yani rahmetimi şirkten sakınanlara, zekâtını verenlere ve âyetlerimizi tasdik edenlere vereceğim, buyruldu. Bunun üzerine İblis (aleyhillâne) rahmetten ümidini kesmiş oldu. Yahudi ve hıristiyanlar, "Biz şirkten sakınır, zekâtımızı verir ve de Allah'ın âyetlerini tasdik ederiz" dediler ve rahmetten nasiplerinin olduğunu iddia ettiler. Bunun ardından, "Rahmetime nail olanlar ümmi Peygamber'e (Muhammed) tabi olanlardır..." (A'raf 7/157) âyeti nazil oldu. Bunun ardından yahudi ve hıristiyanlar da rahmetten ümitlerini kesmiş bulundular. Dolayısı ile Allah'ın rahmeti sadece müminlere özel bir ikram olmuş oldu.
104 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.