Bu nedenle uyanık olalım; iki anlamda uyanık olalım: Auschwitz'den bu yana insanın ne yapabileceğini biliyoruz. Hiroşima'dan bu yana da neyin tehlikede olduğunu biliyoruz.
Sayfa 166Kitabı okudu
Başbakan Margaret Thatcher, 12 Şubat 1983'te Bournemouth'ta­ ki Genç Muhafazakarlar konferansında konuşurken, Japonya'n ın 1945'te atom bombası ile vurulmasının sebebinin, özellikle nük­ leer silaha sahip olmaması olduğunu belirtti. Thatcher, "Nagazaki ve Hiroşima, nükleerden arındırılmış bir bölgenin ne kadar kırıl­ gan olduğunu gösteriyor" diye ekleyerek Partisi'nin 1960'daki İşçiScarborough Konferansı'nda Hugh Gaitskell'in sorduğu soruyu tekrarlıyordu: "Eğer Japonya 1945'te atom silahına sahip olsay­ dı, sizce Başkan Truman bombanın atılmasına izin verir miydi?"
Reklam
Eğer emperyalist güçler, binlerce mazlum insanı ve mustazaf halkları ezmese, sömürmese, onların sırtından milyarlar kazanmasa nereden füze yapıp uzay araştırmaları yapacak? Böyle olmasaydı hiç Ay'a çıkabilirler miydi? Bu korkunç bombalar ve dev silahlar niçin yapılıyor? Bunların tesiri kimin üzerinde denenecek?... Ve Hiroşima daha unutulmadı!...
"Bu yüzden de uyanık olalım. İki şekilde uyanık olalım: Auschwitz'ten beridir insanın neler yapabileceğini biliyoruz. Hiroşima'dan bu yana ise neyin tehlikede olduğunu."
Sayfa 155Kitabı okudu
Fakat Dünya'daki yaşama yönelen tehditlerin kuyrukluyıldız bileşenleriyle bir ilgisi yoktur. Eğer başınıza bir tonluk bir buz parçası çarparsa, bir tonluk kaya parçası çarptığında vereceği kadar zarar verir. Dünya'ya saniyede 50 km hızla çarpan 10 km çapındaki bir buz ve kaya kitlesi yüz milyon megaton TNT patlamasıyla eş değerde enerji açığa çıkarırdı: İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda Hiroşima'ya atılan atom bombasında açığa çıkan enerjinin 5 bin milyon katından fazla. Bu, dinozorların ortadan kalktığı dönemde gerçekleşen küresel çevre yıkımını fazlasıyla açıklıyor. Dünya'nın ve diğer gezegenlerin yüzeyindeki eski kraterlerin izlerini sayarak ve kuyrukluyıldızlar ile asteroitlerin yörüngeleri hakkındaki bilgilerimize dayanarak, gökbilimciler bunun gibi bir çarpışmanın Dünya'da kabaca yüz milyon yılda bir meydana geldiğini tahmin ediyorlar. Dinozorların kaderinin de gösterdiği gibi bu, böyle bir felaket hayatta kalabilenlerin yayılması ve çeşitlenmesi için -varlığımızın kanıtladığı gibi yeni fırsatlar doğurabilse de Dünya üzerindeki yaşamın evrimi için ciddi sorunlar teşkil eder. Yine de öyle görünüyor ki eğer çarpışmalar daha sık olsaydı, zekânın yıkımlar arasındaki kesintilerde evrimleşmeye zamanı olmayacaktı. Ve muhtemelen söz konusu çarpışmalar galaktik merkeze bizden daha yakın olan yıldızların yörüngelerinde bulunan gezegenlerde çok daha yaygın görülüyor.
Sayfa 100Kitabı okudu
Auschwitz'den bu yana insanın ne yapabileceğini biliyoruz. Hiroşima'dan bu yana da neyin tehlikede olduğunu biliyoruz.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Çevre üzerinde kurduğu hakimiyeti insan, pekala Coventry ve Hiroşima'daki gibi kullanabilir. Eğer insan hayatının gayesi bu ise, ben kendi hesabıma, insan olmaktansa, koyun olmayı tercih ederim.
Sayfa 115 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Gezegenimiz olan Yerküre 'de bugün 55.000 nükleer silah var. Bunların hemen hepsi Hiroşima ve Nagasaki'yi imha eden bombalardan daha güçlüdür.
Sayfa 176Kitabı okudu
"Bu da neydi? " "Yeni bir tür bombaydı. Hiroşima'daki gibi." "Hayır, güneş patlamış olamaz mı?"
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Bir gece senden uzakta, bir kurtarıcı diye bekledim gündüzü
Reklam
"Sevgili dost ,kim kazandı? Atom bombasını Hiroşima'ya atan mı? Everest'in tepesine ilk kez varan mı? Doksanıncı dakikada maçı alan mı ? Diriler mi , ölüler mi ? Çobanlar mı ,sürüler mi ? Efendiler mi , köleler mi ? Kim kazandı? Sevgili dost , herkes kaybetti. Ölüm kazandı."
Gerçek bir uğraş olabilirmiş gibi geldi bana nefret.
Kadının ertesi sabah uçağının kalkış saatine kadar kalan zamana ters bir oranda büyür aşkları.
Kadın da erkeği istediğine göre neden onu bir daha görmeye yanaşmaz?
"Teknolojiyi tümüyle yermek, tuzdan arındırılmış deniz suyu ile yeşeren bahçeleri görmezden gelmek, onu gözü kapalı övmek ise Hiroşima'yı unutmak demektir." Steve Jobs
Resim