Ben de en az Suç ve Ceza’nın Raskolnikov’u kadar iz bırakacak bir karakter diyebilirim Julien Sorel için. Hırs ve tutkusunun esiri olan Mösyö Sorel’in çalkantılı ruh halleri ustaca betimlenmiş. Ya siyah (kilise ) ya da kırmızı(ordu)... Yükselsin yeter ki. İstediği yüksek mevkiyi elde etme yolunda büyük aşkından bile vazgeçmeyi göze alabilecektir. Ama vazgeçebiliyor mu? Yaşadığı iki aşktan hangisi doğru? Hangisi gerçek? Kerestecinin oğlu Mösyö Sorel’e bazen kızacak bazen yanında olacak, bazen de “Bu kadar da olmaz.” diyeceksiniz. Ayrıca eserde yer yer eleştirilerle çizilen bir toplum profili. Yazarın kendi deyişiyle roman, sokağa ayna tutmaktır.
Yazarın dili sade ve akıcı. Cümleler baş döndürecek uzunlukta değil. Bunda çevirmen Ataç’ın da rolü tabii ki yadsınamaz. Ara sıra geçen kişioğlu, betine gitmek gibi sözleri benimseyemesem de yorulmadan okudum diyebilirim.
Keyifli okumalar...
Kırmızı ve SiyahStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210bin okunma
Modern uygarlık kadını biraz akıllandırmış fakat erkeğin hırs ve tamahkarlığı yüzünden, onun çektiği acıyı, yüklendiği külfeti daha da artırmıştır. Dünün kadını mutlu bir eşti fakat bugünün kadını bedbaht bir metres durumunda. GEÇMİŞTE IŞIKTA KÖRCESİNE YÜRÜYORDU, BUGÜNSE AÇIK GÖZLERLE, FAKAT KARANLIKTA YÜRÜYOR...
Aile ilişkilerimiz sayesinde ve benim yükselme hırsından uzak ,daha ziyade maneviyata dönük yaşamam eğilimime bakıldığında bir devlet hizmetinden yana olacaktı muhtemelen.hırs dürtüsüne hiç bir zaman sahip olmamıştım zaten
Ah Nalan ah.. Aşk, hüzün, mucize, pişmanlık, kardeşlik, hırs ve vicdan azabı. Handan, Nalan ve Vildan.. 3 kızkardeş. Birinin yaptığı bir hata hepsinin hayatını karartmaya yetiyor. Nalan'a çok kızsam da, onun için üzüldüm. En çok kızdığım karakter Haldun, en çok üzüldüğüm Mahir. Anlatılan her şeyi kendim yaşıyormuş gibi oldum. O kadar samimi ve içten kaleme alınmış ki; kitaba bayıldım. Tam anlamıyla beni alıp götürdü. Bu kitabın etkisinden uzun süre çıkamam sanırım.