Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
zaten ömrü boyunca bir balonla uçmayı düşlemişti...🎈🎈
… o yaşananlar, o geçmişte duyulan özlemler başka bir dünyaya aitti ve o dünya artık yoktu, belki de hiç olmamıştı.
Reklam
Uzaktan, başının üstünde bir yerden tiz, soğuk bir ses duydu: "Fazlalığı öldür."Bir hışırtı ve hemen ardından gecenin karanlığına haykıran ikinci bir ses duydu: "Avada Kedavra! Cedric yanı başında, kolları ve bacakları iki yana açılmış, yatıyordu. Ölmüştü.
Başkalarının kör, mutlu oldukları yerde ben niçin her şeyi görüyor, biliyorum? Her şeyi anlamam için bir hışırtı, hafif bir yel, sessizliğin kendi niçin yetiyor bana? Tatsız bir duyarlılık bu!
Koşuyorum Terkedilmiş bir şehirde Terkedilmiş bir mezarlıkta Yapraklarla kaplı bir yolda Hışırtı sesleri eşliğinde Koşuyorum Hissetmek için kalbimin atışlarını Kasvetli, sisli ve soğuk bir aralık sabahı Koşuyorum. Belki de kaçıyorum Kafamdaki düşüncelerden Düşündükçe koşuyorum Koştukça düşünüyorum Yüzün gelince gözümün önüne Tıpkı hayatım gibi tepetaklak olup düşüyorum Dizim kanamış, canım acımış Farkında değilim Kalkıyorum ayağa, koşuyorum Hayır, kaçıyorum. ~Azem Kutlu
Uzaktan, başının üstünde bir yerden tiz, soğuk bir ses duydu: "Fazlalığı öldür." Bir hışırtı ve hemen ardından gecenin karanlığına haykıran ikinci bir ses duydu: "Avada Kedavra!" Yeşil bir ışık patlaması Harry'nin gözkapaklarının içine işleyip gözlerini kamaştırdı. Hemen sonra yanı başına, yere ağır bir şeyin düştüğünü duydu. Yara izinin acısı öyle bir düzeye varmıştı ki, öğürdü. Sonra acı azaldı. Harry, göreceklerinden korkarak, sızlayan gözlerini açtı. Cedric yanı başında, kolları ve bacakları iki yana açılmış, yatıyordu. Ölmüştü.
Reklam
Gücenik Bir kozalak gibi acıları birleştirmekten söz ediyordu bir şair, arkadaşım, küçük küçük yangınları biriktirmiş meğer kendine, ilk gözlerinde mi gördüydüm, lacivert yangını, belki de aynı anda düşmüştü sesine de, alev, ateş, yangın, kıvılcım, ağustos ve yanan bir ömrün bıraktığı hışırtı: yaz yanıyor yaz yanıyor... Sonra eski bahçe kapısının önünde durmuştuk o yazüstü, sabahüstü, denizüstü, iyiliküstü, burada bırakalım demiş miydik geçmişi, o acılar denizini, ateşler adasını, kederler kozasını, gücenik bahçeyi gördüm sonuna kadar unutulmuş bahçe ardına kadar açık kapısına da gücenik, her şey birbirine gücenik, rüzgârın yorduğu pencereler, denizin yorduğu iskeleler ev bahçeye gücenik ağaçlar eski yazlara eski rüyalar yeni gözlere...
..bununla birlikte büyük bir engeldir büyümek. Genellikle insanın başına uykusunda gelir. Evet, sanırım bu defa büyüme sırası senin. Yarın çok daha güçlü olacaksın, senin için yeni bir hayat başlayacak, ama sen pek çok şeyi anlamayacaksın: Seninle konuştuklarında bile, ne ağaçları, ne kuşları, ne nehirleri, ne de rüzgârları anlayacaksın. Kalsam bile hiçbir sözümün anlamı olmayacak senin için. Sesimi duyacaksın elbette, ama bu sana anlamsız bir hışırtı gibi gelecek; belki de güleceksin buna... Hayır, inan bana, doğru zamanda ayrılıyoruz, belki böylesi çok daha iyi...
Artık kendimi hissetmiyordum; bu nefeslerin benim kendi nefeslerim mi, yoksa geminin uzakta çabalayan kalbinin mi olduğunu bilmiyordum; bu gece yarısı dünyasında, dinmek bilmeyen bir hışırtı içinde akıyor, akıntıda kaybolup gidiyordum.
30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun
On beş kadar Yunanlı kaçak soluya soluya yaklaşıyordu. Öndeki subay bir hışırtı duydu, başını çevirdi, köylüleri gördü -ellerinde baltalar, kazmalar, satırlar, tırpanlar, bir de tüfek vardı-"Türkler" diye bağıracaktı, bağıramadı, alnına kurşunu yedi. Köylüler askerlerin üzerine atıldılar. Güneş, Murat Dağı'nın ardında kaybolup akşam alacası çökerken, top ve piyade ateşi kesildi, askerler süngü hücumuna kalktılar. Çelik süngüler akşam ışığında çakıp sönüyorlardı. M. Kemal Paşa siperin içinde ayağa kalktı. Savaş heyecanı ile doluydu. Kabarıp taşarak haykırdı: "Hacianestiii! Nerdesin? Gel de ordularını kurtar!"
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.