ÇÜNKÜ BEN BİR GÜLDÜM Çünkü ben bir gülüm. Bir gül olmakla açıkladım bencilliğimi. Ve sevilmiş olmamı. Ben bir gülüm de ondan, dedim duyunca yazgımın içinde kavrulan sorunun çıtırtılarını. Yürümüşüm yazgım diye bileceğim bütünü seçebilmek için, yürümüşüm işte epey. Ne geçti eline diye sorarsan; geçmiş için yetersiz bir açıklama. gelecek için zayıf
"Sessiz bir Ağustos gecesi, başımı göğsüne saklayıp, sessizce bahçeden salona taşan ılık kokulara gömülüp uyuduğum, çocukluğumun büyülü anlarına benzer bir şey babamın konuşmaları. Ne anlatılırsa anlatılsın, hiç fark etmiyor aslında. Sesindeki o tuhaf hışırtı, elimden tutup geri götürüyor sanki taşlı topraklı ama çok sahici ve sıcak bozkır patikalarına."
Reklam
''Bir hışırtı, bir kıpırtı, yaşamanın işareti; seviniyorum.''
Saat 5’te İstanbul
“..Seni o sabah saat beşte gördüm İstanbul Haliç’in üstündeki evlerde Tek tük ışıklar yanmaya başlıyordu Motorlar açılıyordu denize Trenlerin hazırlandığını işitiyordum. Rıhtımdan bir adam geçti Adımlarının sesini duydum Sonra biri bir kayığa atladı Demir gürültüsü, ____bir hışırtı denizin üstünde Bütün bu sesler öyle güzeldiler ki..”
Gecekondu
Benim şehrimde duvarlara dokununca, tozlu bir beyazlık bulaşır insanın eline, kuru bir beyazlık; insanın burnunu tıkayan bir hışırtı duyulur.
Sayfa 20 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Artık kendimi hissetmiyordum; bu nefeslerin benim kendi nefeslerim mi, yoksa geminin uzakta çabalayan kalbinin mi olduğunu bilmiyordum; bu gece yarısı dünyasında, dinmek bilmeyen bir hışırtı içinde akıyor, akıntıda kaybolup gidiyordum.
Reklam
Zeytinime dokunma!.. Edebiyatçı Mehmet Başaran nasıl anlatır zeytin ülkesini? Balıkesir’den çıkıp Edremit’e yöneldiniz mi, sisle kaynaşır, bütünleşir doğa. Yamaçlarda koyu yeşil çamlar, aşağılarda açık yeşil çınarlar, kavaklar. Kekik kokulu, çam kokulu bir esinti yalar geçer sizi ve hışırtı Şap Dağı’nın,Madralar’ın derinliklerine çeker... Bir
Mehmet Erte // Çünkü Ben Bir Gülüm (İzdiham)
"Kader ağlarını örer derler, anlamam hiç böyle sözleri. Saçlarımı örerdim ben gençliğimde; nerde, ne zaman çözüldüler.. bir daha örülmemek üzre? Tanrı mı, yoksa rüzgâr mı çevirdi sayfaları çabucak. Ömrüm dediğim bir hışırtı. Dün olan unutuldu, bugün olan yarın yine olacak. Nereye varacağız diye sorma, bilmiyorum, bir gülüm ben, bilemem."
Kısa Kollu Pembe Tişörtüm Bana Ölümü Hatırlatıyor. ( Gerçektir.)
Hayat akıyor, geçiyor, yaşanıyor, yaşanılıyor. Ama hayatın bize ne zaman ne sunacağını bilemiyoruz. Çok mutluyken birden seni mutsuz edecek haber alabilirsin. İşlerin çok iyi bir şekilde yolunda gittiğini düşünürken neticede hayal kırıklığına uğrayabilirsin. Çok sevdiğin dostunun aslında çıkar arkadaşın olduğunu görebilirsin. Senin hiç sevmediğin
"Evet,benim" dedi kadın."Hayatını mahvettiğin kadın." Milvelton güldü ama sesindeki korku çok belliydi."Çok dik kafalıydınız" diye konuştu."Neden o son adımı atmama izin verdiniz ki?Bir sineğe bile zarar verecek biri değilim ama herkesin yapması gereken bir iş vardır.Ne yapmamı bekliyordun ki?İstediğim para,
Sayfa 265 - Martı YayıncılıkKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.