İstanbul'da yaşayanlar bilir sadece..
Bu şehrin sadece " İstanbul'da yaşamayanlar için cennet" olduğunu.
Çünkü İstanbul öyle bir şehirdir ki, tüm acılarını güzelliklerine saklamıştır.
Yarım kalanların şehridir İstanbul.
Önce aşık olursunuz bu şehre,
Tüm caddeler cıvıl cıvıl olur, sokaklar dolup taşar. Caddebostan, Karaköy, Nişantaşı mutluluk dağıtır. Beyoğlu'nun kalabalığı bile çekilebilir gelir hatta.
Uzun metro yolculukları, İstiklal'de yürümek bile bunaltmaz sizi.
Ama bir gün gelir her şey yarım kalır çünkü İstanbul'da hiçbir şey tamamlanmaz.
Kaçıp gitmek, İstanbul'da bir daha dönmemek gelir içinizden çünkü gülerek geçtiğiniz yerlerden ağlayarak yürürsünüz bir gün.
Ama ne kadar kaçarsanız kaçın, İstanbul bir girdaptan farksızdır. Kaçsanız da gitseniz de aklınız da kalbiniz de hep İstanbul'da kalır.
Ruhumuz çok çok uzakta bu alemden.
Sabırlı ve zorluklarla çıkılan en yüksek dağların yamaçlarında baharın tatlı esintisi ile yeryüzünü seyreder bir halde.
Bedenimiz menekşe bahçelerinde,nergis tarlalarında fıskiyelerin ucunda.
Ruhumuz okyanusların kimsesiz sahillerinde bir kum tanesinin gülüşünde saklı.
Yeryüzüne düşmeden semada asılı duran yağmur tanelerinin kanatlarında sallanıyor