ON KİŞİYDİLER - AGATHA CRISTIE
-
Seneler önce okuduğumda yaşadığım o hisler hâlâ aynıydı benim için. Agatha Cristie’den okuduğum ilk romandı ve gerçekten aşırı etkilenmiştim. Mükemmel bir kurgu olduğunu düşünmüştüm.
İşte seneler sonra yine aynı kitabı okudum, düşüncelerim yine aynı.
Nasıl bir kurgu olduğunu inanın aklım almıyor, çok zekice yazılmış ki kendisi bile önsözünde bundan bahsediyor Agatha Cristie..
Asker Adası.. ünü çok.. herkesin merak ettiği bir ada..
Adadaki kocaman lüks malikane..
Birbirinden habersiz, alakasız on kişi.. Owen isminde birinden davetiye alıyorlar bu adaya konuk olmaları için. Kimi çalışmak için kimi tatil için..
Fakat bu on kişinin de birbirinden farklı nedenlerle yapılmış, kimsenin bilmediği suçları var. Ortak tek noktaları: katil olmaları.
Her birinin odasında ‘On Küçük Asker’ şiiri, salonun ortasında on küçük asker biblosu..
Evin sahibi daha gelmedi, hepsi merak içinde, keyifliler, birbirlerine alıştılar, yemeklerini yediler, sohbet ediyorlarken bir ses duydular.. her birinin sırrını ortaya açık açık döken bir ses..
Hık.. kaldı dokuz asker..
İliklerime kadar ürperdim okurken. Öyle muhteşemdi ki..
Şu an bu yorumu yazarken bile tüylerim diken diken..
Olayların gelişmesi, her bir karakterin yaşadıkları, yaşayacakları.. ay düşündükçe geriliyorum. Agatha Cristie üslubuyla beni gerçekten çok gerdi. Çok ama çok beğendim. Sonunda zaten şok oldum.
Kurguya hayran kaldım. Çok çok iyi bir kitaptı, bu sefer Agatha Cristie’den okuduğum ilk ve son kitap olmayacak. Devamını mutlaka getireceğim.