'' Sesli sesli ağlamak istedim, ama ağlayamazdım. Dünyada gözyaşı dökülemeyecek üzüntüler vardır işte. Bunu kimseye anlatamayacağınız gibi, anlatsanız bile hiç kimsenin anlayamayacağı türden şeylerdir. O üzüntü şekli hiç değişmeden, rüzgarsız bir gecede yağan kar gibi sessizce yüreğinizde birikir durur.''
İlk kelimem HARİKAYDI! olacak Murakami beni yine ve yine etkiledi. Murakami eserlerinde kurduğu dünyayla gerçeküstücülük tekniğinden uzak okumalar yapmayı seven insanlar tarafından kabul görmese de ben kendisini çokça seviyorum. Son günlerde böyle fantastik bir kitap okumak bana çok iyi geldi. 2 ayrı dünya 2 farklı karakter üzerinden çok güzel hisler yaşattı bana. İnsan belleği, paralel evren kavramları üzerine de düşündürmedi değil. Ne zaman boşluğa düşsem Murakami okuyarak toparlanacağım sanırım iyi okumalar :)
Bazen doğduğumuz coğrafya, sahip olduğumuz aile, akrabalarımız, arkadaşlarımız ve bazen bedenimiz bize yabancı, ait olmadığımız bir dünya gibi gelir. Bunu hemen hemen hayatının en az bir döneminde herkes hissetmiştir. Genelde sorgulayan insanlar varlığını anlamlandırmaya, bir neden bulmaya, sahip olduğu çevredeki hatta kainattaki rolünü kavramaya
Siyah bulutlar altında, garip bir boşlukta sallanır kayıp ruhlar,
Ne gittikleri yön bellidir, ne de içlerinde taşıdıkları hisler.
Sessiz soluk benizler dolaşır avare avare
kör kuytu sokaklarda
biçareliğin resmini çizer şehrin soğuk duvarlarına...
Nefessiz, hissiz, kimsesiz...
sultanky...