Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum. Beynim yorgun, bedenim yorgun, bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık. Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun, konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun. Benden geriye mecalsiz bir şey kaldı sadece. Çok yorgunum..” Poyraz Karayel
Bugün seni çok özledim, Bunu hangi gün okursan oku.
Reklam
101 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Osamu Dazai'nin " İnsanlığımı yititirken" den sonraki okuduğum ikinci kitabı. Olaylar Kazuko ve ailesi etrafında şekillenmekte. Soylu ve varlıklı olan bu aile tüm bunları kaybederek bir yaşam sürmeye başlar. Baba zaten ölmüştür,anne hastalıkla cebelleşerek vefat eder , kız kardeş eşini kaybeden, çocuğunu doğumda kaybeden kardeşi için endilesşeliyken abi ise sürekli hüzünlü bi halde intiharı kurgular. Kahramanlar ve kurgular aşağı yukarı böyleyken eserde gördüğüm kadarıyla Osamu Dazai kendisinden esintilerle kitabını, karakterlerini süslemiştir. İntihar duygu durumunu bu kadar kurgulamayan bir birey bu denli eserinde işleyemez. Eser esasen trajik bir tarzda. Hemen hemen çoğu yerde yalnızlık , ve ölüm temaları serpiştirilmiş. Ayrıca eserde siyasi görüş ve ahlaki yönden boşvermişlik gibi konulara da yer yer değinilmiş. Baştan beri asıl vurgulanan ise intihar meselesi. Osamu Dazai sürekli bunu kendi içinde kurmuş, planlamış, ölmüş, biçmiş ki bunun taslağı olarak da bu eseri kanıtı olarak gördüm açıkçası. Bu kitaptan yaklaşık bir yıl sonra ise metresi ile birlikte boğazdan atlayarak intihar etmesi de bu düşüncemi doğruluyor. Yaşama sebebi olmayan insan ölmeye sebep bulmuştur çoktan... Çok acı bi eser, bu düşünceyi ömrü boyunca bir kez dahi düşünmeyen insanlar için sıkıcı gelebilir hiç kapağını dahi kaldırmayın. Ancak bu tarz düşünceye sahip bi insanın duygu durumunu merak edenler bi çırpıda okunacak hisler silsilesi için şimdiden hüzünlü okumalar.
Batan Güneş
Batan GüneşOsamu Dazai · Yapı Kredi Yayınları · 19952,654 okunma
158 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Herman Hesse'nin okuduğum ilk eseri. Kitabın içeriği dikkatimi çekmişti ancak asıl ilgimi çeken yazarın Hitler döneminde adının ve kitaplarının yasaklamış olması. Bir yazar ve kitap yasaklanmışsa mutlaka orda okuyanı uyandıracak bir şeyler vardır. Zira devlet yöneticileri düşünüp sorgulayan halktan ziyade kör sağır dilsiz halkı yeğlerler. Esere dönecek olursak baş karakterimiz Siddartha anlam arayışı mücadelesi için ailesini ve sarayını geride bırakan bir gençtir. Yolculuğu esnasında farklı görüşler farklı inançlarla karşılaşır ancak bir türlü aradığını bulamaz. İçindeki boşluğu dolduramaz. Çünkü o kelimelerle verilen öğütten ziyade yaşayarak deneyimlemek istemektedir. Nitekim yaşar deneyimler edinir ancak bu içinde kötü hisler uyandırmaktan öteye gitmez. Aslında bizi bize farklı pencereden anlatan ve günlük rutinlerin boşluğuna işaret eder. Şunu da belirtmek gerekir ki Doğu mistisizmi hakkında bilgisi olan okurlar için yazarı ve eseri anlamak daha kolay. Diğer türlü bu kitap ne anlatıyor böyle diyebilirsiniz. Derinlik var mı, elbette . Ancak aramak ve bulmak isteyene...Aramak demişken Siddartha bir noktada uyarır ; aramaktan bulma fırsatını kaçırmayın... Zira çoğu şeyi ararken çoğu şeyi de gölgeler yokluğa iteriz... Güzel bir kitaptı , her okur kendince bir pay alacaktır. Şimdiden iyi okurlar :)
Siddharta
SiddhartaHermann Hesse · Cem Yayınevi · 197638.1k okunma
Ah kadınlar, kadınlar, siz sadece aşkınıza, sadece fedakarlık yüceliğine düşkün ve mağlup olup hummalı ve mesut yanarken erkeklerin kalbinde ne çirkin, ne hain, ne garip hisler olduğunu bilirseniz...
Sayfa 175Kitabı okudu
Reklam
"Yoğun hisler sizi oldukça dramatik şeyler yapmaya yöneltebilir. Bu benim için aşırı yemek, hep yanlış yerlerde sevgi aramak, iyice borca batana ve iflas bayrağını çekene kadar elimdekinden çok para harcamak, neredeyse önemli ilişkilere zarar verecek ve bazen de sevdiklerime sert ve ani çıkışlar yapacak noktaya kadar başkalarını kontrol etmeye çalışmaktı."
Sayfa 136 - Kuraldışı yayınları şubat 2019Kitabı okudu
Bazıları, başkalarının acısına uzaktan bakıp kederlenmekle iyi insan olunabileceğini sanıyor. Hatta sadece kendi iyiliğinin altını çizebilmek için üzüntüsünü ele güne duyurmaya çalışıyor. Oysa şunu iyice öğrendim ki, vicdandan en çok söz edenler, sadece başkalarının kurbanlarına üzülen katiller. Kabullenmek zor ama aslında, başkalarının acısına bakarken insanda kederden ziyade hodbin hisler uyanıyor. Savaş gazilerine bakmak feci bir duyguyla tanıştırıyor insanı: Şükretme duygusu. Duyguların en ikiyüzlü, en sefil olanı. Haline şükretmelerin en rezilcesi, başkalarının haliyle mukayese edilerek yapılanı... O zaman insan Yaradan’a, verdiği mutluluklar için değil, olsa olsa başkalarına verip kendinden esirgediği acılar için teşekkür ediyor. Sana şükürler olsun ki beni değil, onu seçmişsin diyor! Ve bunu ne zaman fark etse, mesela hastanedeki ölü çocuklara, onların ince ayak bileklerine bakarken, ruhunu derin bir utanç kaplıyor.
İçinizdeki hisler dış dünyadaki karşılıklarının size doğru çekil­ melerine yol açar. Dış dünyada bir şeyler istediğiniz gibi gitmiyorsa, içinize yönelip kendiniz hakkındaki hislerinizi değiştirin. Böylece farklı insanları ve tecrübeleri hayatınıza çekebilirsiniz
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.