"Hoş geldin Emelcim" dedi doktor hafif bir gülümsemeyle, kırklı yaşlarının sonlarında, ince yapılı, gözlüklü bir adamdı, "Nasılsın geçen haftadan beri?" Rüzgâra... Rüzgâra kapılmış gibi hissediyorum kendimi, bu bir hal ya da cevap ise eğer, öyleyim; koşmak istiyorum bir de sonra, uzaklara hep uzaklara -kaçmak değil ama. Koşmak istiyorum. Bazen de babamın elinden tuttuğum günler geliyor aklıma: Gençlik Parkı'nda havuzun kenarına oturmuşum, kâğıthelva yiyorum. Keşke orda olsam diyorum ama fakülteyi de bitirsem, bir sendikanın avukatı olsam mesela ama kuğulara ekmek de atsam... Bir de sorunun cevabı olmamakla beraber; keşke bir tane de erik atsam şimdi ağzıma. Nasılım geçen haftadan beri hiç erik yememiş gibiyim. Nasılım, geceleri ter içinde uyanıyor gibiyim, ter içinde uyanıyorum, ter içinde uyuyorum, ikisini birbirinden ayıramıyorum. Bazen sıcak geliyor bazen de üşüyorum sadece birini mi yaşamalı diye düşünüyorum. Oysa mevsimler var! Ve de ikisi bahar... Ellerimi sağa sola koyuyorum, oraya buraya, ellerimi karnımda buluyorum, dönüyorum, dönüyorum yorganın altında. Ağladığım da oluyor. Tuz, diyorum, vücudumdaki bütün tuz terk etmek istiyor sanki beni. Nasılım, tuzsuz kalmış gibiyim doktor beyciğim, tuzsuz kalmış gibiyim. Kendini rüzgâra kapılmış gibi hissettiğini, uzaklara koşmak istediğini, hem geçmişi hem geleceği özlediğini, sık sık dalıp gittiğini ya da tam o sırada canının yine erik çektiğini söylemek istedi Emel. Bazı geceler ter basıyordu, uzun uzun tavana bakıyordu, ağlıyordu, onları da söylemek istedi ancak "İyiyim, teşekkür ederim" dedi sadece, "Siz nasılsınız?"
Sayfa 25 - YKYKitabı okudu
ben öyle zannediyorum ki insan hayatı ve hayattan her bir duyguyu yaşamalı. fakat düşünüp muhakeme etmemeli. hayat öyle tabii, öyle sade bir akıştır ki... onu yaşamak için uzun uzun düşünmeye ve muhakeme etmeye hacet yoktur. kendi yaptığını, başkalarının yaptıklarını, kendi hissettiğini, başkalarının hissettiklerini mütemadiyen düşünen, muhakeme, mülahaza, tenkit eden bir adam, tabii hayatını yaşamaya vakit bulamaz, mesut ve bedbaht olamaz, hayatı ziyan olur, geçer.
Reklam
Ben öyle zannediyorum ki insan hayatı ve hayattan her bir duyguyu yaşamalı. Fakat düşünüp muhakeme etmemeli. Hayat öyle tabii, öyle sade bir akıştır ki... Onu yaşamak için uzun uzun düşünmeye ve muhakeme etmeye hacet yoktur. Kendi yaptığını, başkalarının yaptıklarını, kendi hissettiğini, başkalarının hissettiklerini mütemadiyen düşünen, muhakeme, mülahaza, tenkit eden bir adam, tabii hayatını yaşamaya vakit bulamaz, mesut ve bedbaht olamaz, hayatı ziyan olur, geçer.
Sayfa 64 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
söylenmemiş kelimeler
Bence söylemeli insan karşıdakine ne düşündüğünü ne hissettiğini ve ona hayat vermeli, ruh vermeli ve o kelime o ruhla hiç ölmeyen bir bedenle yaşamalı.
92 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
#okudumbitti yazarın ölmeden önce tamamladığı uzun öyküsü, benim yazarın okuduğum ilk eseri oldu :). Dönemin kadına bakış açısını yansıttığını söylüyorlar fakat bence her dönemde bakış açıları benzerlik gösteriyor.Bence insanlar içlerinde hapsettikleri duyguları toplum baskısı yüzünden ortaya çıkaramıyor ve kendileri bu toplum baskısının birer parçası oluyor. Diğer insanların özgürlük alanına müdahale edilmediği müddetçe herkes her yaşta hissettiğini yaşamalı diye düşünüyorum. Bu eserde heyecanlı bir olay örgüsü veya anlatım yok. Biraz durağan ve sıkıcı olsada, bir psikanaliz kitabı olduğunu düşününce bunlar anlaşılır olabiliyor. Okunmaya değer bir eser.
Aldanan Kadın
Aldanan KadınThomas Mann · Can Yayınları · 20121,359 okunma
71 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Dürüstlük
24 saat mutlu, aşık, üzgün, mutsuz, acınası, hüzünlü bir sürü duyguyu barındırabilir. Her dakikamız her saniyemiz her kararımız aslında çok değerli ama en en önemlisi dürüstlük. İnsan bazen kendi kendine bile dürüst olamıyor ve o an hissettiğini anlayamıyor. Birazda çevre baskısından belki de… Bu yüzden insan dış etkenlerden çok iç etkenlere odaklanmalı ve ona göre yaşamalı. Ne hissediyorsa ne istiyorsa kendine dürüstçe bunu söyleyebilmeli ve ona göre verdiği kararlar arkasında iyi ki diye durabilmeli iyi olsa da kötü olsa da
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020126,3bin okunma
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
SPOİLER İÇERİR. Kitabın Künyesi: Kitabın Adı: Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat Kitabın Yazarı: Stefan Zweig Kitabın Basıldığı Yıl: İlk Basım -> MART-2015, Son Basım -> ŞUBAT-2020 Kitabın Basıldığı Yer: İstanbul Kitabın Yapısı: Özet: Bir gün Bayan Henriette bir gün her şeyi geride bırakarak bir Fransız genç ile kaçar. Her şey bunun
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020126,3bin okunma
Hissettiğini yaşamalı insan.... Hissettiği kadar yaşamalı insan!
Ezbere aşk istemem hissettigini yasamali insan.
272 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Hissettiğini yaşamalı
Sosyolojik bir anlatım gibi ama daha çok kişilik ve duygular üzerinde duruluyor. Gerçek örneklerle çiftlerin nasıl evlendiğini ve sonucunun ne olduğunu, aslında nasıl davranılması gerektiğini güzel ifade etmiş. Gerçek hayatta ne kadar uygulanabilirliği ise muamma.
Açık Evlilik
Açık EvlilikGeorge O'neill · Hürriyet Yayınları · 197411 okunma
Resim