Batı uygarlığının özü bu. Sürekli koşuşma, sürekli değişiklik, sürekli yenilik, bir tehlike ve bir hız tutkusu. Bu uygarlıkta kapılar her türlü tartışmaya, sapmaya, ayrılığa açık bırakılmıştır. Çünkü yorum, bireylerin kişisel yargılarına bırakılmış ve salt akla dayandırılmıştır. Aklın tek başına izleyeceği yol, elbette bir sömürü yolu olacaktı.