Herkese Merhaba 🤗🤗 Eylül'e iki kala bir kitabı daha okumuş bulundum. Granada'dan Fas'a ordan Kahire'ye ve son olarakta Roma'ya kadar giden bir çok ülkenin, dinsel yapının, ırkın sarıp sarmaladıgı bir kurgu Afrika'lı Leo. Bakmayın Afrika'lı dediğime Afrikali değil. Kendisi Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, o, Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazin vaftiz ettiği yolların oğlu. Ayrıca kendisi dünyanin hem en talihli hem de en talihsiz insanı. Zenginliğin zirvesini yaşarken bir anda tüm varlığını kaybetmek ne kadar zor olsa gerek değil mi? Buram buram tarih kokan bir kitap. Kadınların doğurganlıklarıyla(oğlan çocuğu) saygı gördüğü eğer beklenen çocuk erkekse üzerine ağıtlar yakıldığı; "oğlunun sünnetiyle ışık daha parlak şimdi, tıpkı fitili düzeltilen mumun daha cok ışık verdiği gibi." bir düzen. Özgür kadın köle kadın ayrımının yapıldığı bir zaman ki hangisinin özgür hangisinin köle olduğu tartışılır.
Anı türünde yazılmış bir kitap olan Afrikalı Leo başlarda güzel başlamışken Fas'ta yoğunlaşmış yalnız Kahire ve Roma'da biraz olaylar sıkıştırılmış, hızlı bitirilmiş geldi. Roma'da tarih unsurlarina cok sık yer verilmiş eğer benim gibi çok fazla tarih kitabı sevmiyorsanız sıkılabilirsiniz.
Herkese huzurlu, bol gülümsemeli, bahar tadında ve bol okumalı bir gün diliyorum.