"Dağdaki gerillalar için iki durumda sigaranın tadı doyumsuz oluyordu. Biri yapılan başarılı bir eylemin geri çekilmesinden sonra mola verirken içilen sigara, diğeri tam tersine acı kayıpların hüznü duygulara çöreklendiği vakittir!"
Çok netti, aşkın olmazsa olmazı özgürlüktü. Yabancılaşma varsa, kendi olmaktan çıkma varsa özgürlük yok demekti. Aşk kişinin kendini kaybetmesi değil, bulması olmalıydı.
İşte yüreğimizde taşıdığımız, bizleri var eden varlığımıza anlam veren umutlarımızla yaşıyoruz bugün..! Acıya gömülmüş yaşam gerçeklerini arıyoruz durmadan, yılmadan ve bıkmadan... O acılı ayazı düşerken geceye gözlerim doluyor. Kimlerin acısı düşmedi ki bu yüreğe... Kimler çapraz ateşlere salmadı bu bedeni... Nice yoldaşlarımız, düştü yitik ülkenin koynuna... Sığdıramam hiç bir coğrafyaya onları... Asla... Söyle bana, şimdi bu sevda hangi karanlığa sığar.(?..)
Ben bir barış annesiyim. Bu davaya da barışın bir gün bu topraklara da uğrayacağına da inanıyorum. Eğer o gün gelirse bahar aylarında badem çiçeklerinden görünmeyen o yakılmış evlerimize tekrar döneriz. Yaşadığım müddetçe de bu inancımdan kopmayacağım.