Bir zekânın bir başka zekâya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır.
Sayfa 20Kitabı okudu
Cenâb-ı Peygamberin "Ümmi" Oluşlarının Hakîkati
Vâkıa Cenâb-ı Peygamber yazı yazmamışdır ve bizim gibi ölen bir şahısdan da hiçbir şey okumamışdır. Fakat istese O, her şey'i yazar ve okurdu. Onun içün O'na haricde hoca aramak kadar âcîb bir şey yokdur.
Zîra Cenâb-ı Peygambere "Ümmi" tesmiye edilmesi, hakîkatde O'nun bütün eşyânın annesi olduğuna işâretdir.
Aksi hâlde Cenâb-ı Peygamberin okumak yazmak bilmeden beşeriyyete bu kadar geniş bir ilim bırakması mümkün olabilir mi idi?
Sayfa 318Kitabı okudu
Senin suçun ne biliyor musun Hoca, sen kendini başkalarının yerine koyuyorsun
Sayfa 206 - HalitKitabı okudu
Kur'an'ı Türkçeleştirme kararı
(14 Ağustos) heyet-i ilmiyye şerefine Türk Ocağı'nda verilen çay ziyafetinde İLK TEHLİKELİ HAMLE göründü.
Şöyle ki: Ziyafete Mustafa Kemal Paşa da, Ben de davet edilmiştik. Vekillerden kimse yoktu. Hayli geç gelen Mustafa kâmal paşa, heyet-i ilmiyyenin şimdiye kadar ki mesâisi ile ilgili görünmeyerek "Kuranı Türkçeye aynen tercüme
TruvaKitabı okudu
Ahahaahh
Komşusu bir gün Nasreddin Hoca’dan eşeğini ödünç ister. Aynı kişi daha önce de eşeğini alıp hor kullandığından Hoca vermek istemez:
“Kusura bakma komşu, eşek burada yok!” der.
Tam komşusu arkasını dönmüş gideceği sırada ahırdan eşeğin sesi gelir. Komşusu Hoca’ya “Hocam, hani eşek burada yoktu?” diye sorar.
Hoca, “Yani ilahi komşu, bu yaşımda ak sakalımla benim sözüme inanmıyorsun da, eşeğin sözüne mi inanıyorsun!” der.
Değişim sürecinde kırılma noktası 1821 yılında, Yunan Bağımsızlık Savaşına evrilecek Yunan isyanının patlak vermesiyle yaşandı. Büyük Yunan dragomanlarının sonuncusu, Stavraki Aristarki -muhtemelen haksız yere- isyancılara yardakçılıkla suçlanmış ve infaz edilmişti. Osmanlı tarihçileri kısa süre içerisinde buna cevap olarak Babıali'ye birçok mektup yığıldığını ancak bunu okuyacak kimsenin olmadığını söyler. Daha sonra sorun bahriyeye baş müderris olarak, Hoca İshak Efendi' nin getirilmesiyle çözülmüştür. Hoca İshak Efendi (ö. 1834) mühtedi bir Rum Yahudisiydi ve Batı bilim literatürünü Türkçeye ilk çeviren kişiydi. Bu çeviri görevinde tamamen yeni bir kelime haznesi yaratmak zorunda kalmıştır.
Kahve de havuz başında otururken
Ufak cocuklar ve yanında da babası
Babası dedi ki bizim camii hocasından Allah razı olsun
Çocukları camiiye çekmek için her şeyi yapıyor.
Ve bir den çocuklar atladı , dediler ki hocamız bize çikolata veriyor , kek veriyor , bize mangal yapıyor dediler
Ve gözlerinde ki mutlulukta okunuyordu çocukların.
Ve şunu anladım ilim öğreten hoca veya öğretmen
İşini kalben yapmıyor ise , sadece maaş odaklı yapıyor ise bırakın yapmayın.
Çünkü sizler bu toplumun temel taşlarını yetiştiriyorsunuz...
Hoca, benim kardeş hasta, diyor.
Nesi var? diyorum.
Ateşi var çok, diyor. Ölecek.
İlaç vereyim mi? diyorum.
Hayır, portakal ver, diyor.
Portakal yememiştir hiç.
Sayfa 180Kitabı okudu
Dört kitabın mânâsı
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır
Yirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Mânâsı ne demektir
Sayfa 23 - Türk diyanet vakfıKitabı okudu
İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tespih, post, seccade güzel
Ama Tanrı kanar mı bunlara?
Tetik durmadın mı, tantuna gittiğin gündür Hoca ağa...
Sayfa 49Kitabı okuyor
