Hoca bir gün Timur’a kızarmış bir kaz götürürken yolda canı çekmiş, hemen kazın bir bacağını midesine indirmiş.
Hoca’yı huzura kabul eden Timur, bakmış ki kendisine sunulan kızarmış kaz, tek ayaklı.
Kendisi de malum topal. Hoca bunu bilerek, hakaret olsun diye yaptı sanarak, ona çok kızmış. Hoca durumu hemen sezerek:
“Ulu hakanım, bizim Akşehir’in kazları hep tek bacaklıdır. Bakın çeşme başındaki kazlara,” demiş ve çeşme başında tek bacaklarını altlarına almış uyuklayan kazları göstermiş.
Timur, Hoca’ya bakarak gülmüş:
“Yoo, Hoca, kazın ayağı öyle değil” demiş. Adamlarına çeşme başındaki kazlara değnekle dokunmaları için emir vermiş.
Kazlar, uykularından uyandırılınca iki ayakları üstünde kaçışmaya başlamışlar.
Hoca’nın yüzüne alaylı alaylı bakan Timur:
“Hani Akşehir’in kazları tek ayaklı idi,” diye sorunca Hoca:
“Vallahi hakanım, eğer o değnekleri size vursalardı, tövbeler olsun, dört ayaklı olur kaçardınız,” diye cevap vermiş.