1984 yılında dünyaca ünlü bir Hollandalı profesör, post-travmatik bozukluklarla ilgili çalışmalarında, travmatik olaylar yaşamış, ancak bu yaşanmışlıkları normal psikoanalizle bir türlü bilinç düzeyine çıkartmayan hastalarına LSD vererek bunu sağlamaya çalıştığında, başı hayli belaya girmiş, ilaç kullanarak hekimlik yapma yetkisi elinden alınmıştı.
Neden alim yetiştiremiyoruz? Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz: Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
Reklam
496 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Vampir kitapları denince akla gelen ilk isim Bram Stoker'dır. O, Eflak Boğdan prensi Vlad Tepeş hakkındaki söylentilerden esaslı bir roman çıkarmayı başarmış ilk yazardır. Bilindiği üzere Osmanlı ile sürekli bir çekişme halinde olan Vlad Tepeş, nam-ı diğer Kazıklı Voyvoda, tarihe korkunç işkence ve idam yöntemleri ile geçmiş bir sadisttir. Onun korkunç şahsiyeti bir vampir efsanesinin doğmasına da sebep olmuştur. Bu kitap da bu efsanenin derli toplu hale getirilmiş ilk şekli sayılabilir. İngiltere'de bir hukuk firmasının çalışanı olan genç avukat Jonathan, firmanın sahibi tarafından bir satış işleminin gerçekleştirilmesi için Romanya'ya Karpatlar'daki ürkütücü bir şatoya ve en az şato kadar ürkütücü Kont Drakula'ya gönderilir . Şatoda kaldığı süre içerisinde akla hayale sığmaz birtakım olaylara yaşar Jonathan. Kont Drakula, yüzyıllara yaydığı planıyla kötülüğünü dünyaya taşımak istemektedir. İngiltere'de çeşitli mülkler alıp orayı kendisine üs edinmek ister. Elbette bu kötülüğe karşı da bir iyilik ittifakı oluşur. Hollandalı nörolog profesör Van Helsing, Bay ve Bayan Harker ( Mina ve Jonathan ),Doktor Seward, Lord Godalming ve Bay Morris bu ucubeyi dünya üzerinden silmek için zorlu bir mücadeleye başlarlar. Türün ilk örneği olmasının getirdiği eksiklikleri saymazsak gayet güzel, keyifli bir kitaptı. Tavsiye ederim.
Drakula
DrakulaBram Stoker · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20233,957 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
Kürdoloji konusunda çalışma yapan bilim insanları, siyasetçilerin, seyyahlarin yazdıkları eserler ile ilgili Hollandalı Kürdolog Martin Van Bruinesen in bir derleme kitabı. Okumak için kitapta geçen isimleri bilmek ve önceden okunmuş olması kitabın daha iyi anlaşılmasını sağlar. Örneğin Bruinesen in anlamak için Şeyh, Ağa Devlet kitabını İsmail Beşikçi nin Doğu Anadolu üzerine bir çalışma Profesör Jwaideh gibi şahsiyetleri ve eserlerini bilmek gerekiyor. Konuya ilgisi olanlar için iyi bir kaynak.
Kürdolojinin Bahçesinde
Kürdolojinin BahçesindeMartin Van Bruinessen · İletişim · 201234 okunma
264 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
UTANÇ-J.M.COETZEE,258 sayfa Yazar,Güney Afrika’nın Cape Town kentinde doğmuş ,babası avukat annesi öğretmen olup,ailesi 17. yüzyılda ülkeye gelen ilk Hollandalı göçmenlerindendir. 1999 Man Booker ve 2003 Nobel Edebiyat Ödülü almış,edebiyat profesörüdür.Avustralya’da yaşayan yazar hayvan hakları savunucusudur ve kitapta bu konuya çok
Utanç
UtançJ. M. Coetzee · Can Yayınları · 20182,445 okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Neden Olmasın?
Ütopya Thomas More tarafından 1516’da yazıldı. More’nin yazdığı bu kitapta da bahsedilen ülke gerçekte yok. More hayalindeki ideal ülkeyi bu eserinde var etti. Yaşadığı dönemdeki İngiltere ve benzer ülkelerin yönetim biçimlerini de eleştirel bir gönderme yaptı, aynı zamanda. Adada yaşayan Ütopya halkının Yönetim biçimleri ve sosyal
Ütopya
ÜtopyaThomas More · Kabalcı Yayınevi · 201120,3bin okunma
Reklam
Casper, Wyoming'deki bir top­lantıda. "Onlar acı çektiğinde, biz de cemiyet olarak çeki­yoruz. Hepimiz birbirimize bağlıyız."38 Bu mesaj ahlaki duygularınızı kıpırdatmaya yetmi­yorsa, işe maddi yönünden bakın. Çünkü söz konusu ister Hollandalı serseriler olsun ister Hindistanlı şeker pancarı çiftçileri ya da Cherokee çocukları, yoksullukla mücadele sadece vicdanımız değil, cebimiz açısından da yararlı. Pro­fesör Costello'nun kısa ve öz ifade ettiği gibi, "Bu, toplum için çok kıymetli bir ders."
Karaciğerin belki de ilginç yönlerinden biri, yenilenme kapasitesidir. Üçte ikisini aldığınız bir karaciğer yalnızca bir kaç hafta içinde eski boyutlarına döner. Hollandalı genetikçi Profesör Hans Clevers, ''Pek de güzel göründüğünü söyleyemem'' diye anlatmıştı bana. ''Orijinaline göre biraz yıpranmış ve kaba dursa da
Sayfa 152 - DOMİNGO YAYINLARIKitabı okudu
"Sevmenin ne olduğunu bilerek seviyorum seni."
Ne zaman birini sevmeye karar verirsek kendimizi büyük ıstıraplara açıyoruz, çünkü en çok sevdiklerimiz bize sadece büyük neşe değil, aynı zamanda da büyük acı veriyor. En büyük acı bırakmaktan geliyor. Çocuk evden ayrıldığında, karı veya koca uzun bir süre boyunca ya da iyiliğe gittiğinde, sevgili arkadaşı başka bir ülkeye gittiğinde ya da öldüğünde… Ayrılmanın acısı bizi ayırabilir. Yine de, ayrılma acılarından kaçınmak istiyorsak, asla sevmenin sevincini deneyimlemeyeceğiz. Ve aşk korkudan daha güçlüdür, hayat ölümden daha güçlüdür, umutsuzluktan daha güçlü bir umut vardır. Sevme riskinin her zaman almaya değer olduğuna güvenmeliyiz. 📙 Henri Jozef Machiel Nouwen -Hollandalı profesör, yazar ve teolog
Hollandalı bir Profesör
"Çocuklarımıza kendi ayakları üzerinde durup kimseye muhtaç olmadan yaşamaları gerektiğini öğretirken ne yazık ki büyük bir hata yaptık. Bir şeyi hesap edemedik; günümüz insanı artık kendine çok güveniyor ve her şeyi yapmaya cesaret duyabiliyor. Hiç çekinmiyor. Korkmuyor. Artık insanlar kendilerinin dışında kimseye güvenmiyorlar. Maalesef bu mantıkla, hastalıklı ruha sahip insanlar meydana getirdik. Hayat bir mücadeleden ibarettir, mantığına sahip bireyleri yetiştirdik. Bu yüzden insanlar, hayatta kalabilme tedirginliği yaşadıkları için artık birbirleriyle savaşmaktan çekinmiyorlar. Benim kliniğime gelen hastalarımın birçoğu, kendi ayakları üzerinde durma mücadelesi verirken yorulup pes eden veya yıkılan kişilerden oluşuyor. İlk bakışta, kendine güvenen insan modeli kulağa çok hoş geliyor; ama pratik tecrübelerimle gördüm ki kendine güvenmek insanı yoruyor ve bu yorgun yaşantı bir yerde akıl sağlığını tehlikeye atıyor. Ben, sağlıklı insanı, 'kendi ayakları üzerinde durabilen değil, başkaları ile yardımlaşarak ayakta durmaya çalışan insan' olarak tarif ediyorum..."