Tencere kaynamaya başlayınca nohut, tencerenin üstüne fırlamaya, yüzlerce coşkunluk göstermeye koyulur. “ Neden beni ateşe attın, kaynatıyorsun…. madem ki satın aldın, neye bu hallere uğratıyorsun” der. Nohut pişiren kadın da nohuda kepçeyle vurup der ki: “ Yok… güzelce kayna, tencereden çıkmaya kalkışma. Seni sevmediğimden senden hoşlanmadığımdan kaynatmıyorum seni ki… bir zevkle, bir çeşniye sahip ol da gıda haline gel, yen, cana karış diye kaynatıyorum. Bu imtihan, seni horlamak için değil! Bostanda sular içtin, yeşerdin, terü taze bir hale geldin ya… İşte o su içiş, bu ateşe düşmen içindi."
616 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Ey Nohut: Seni sevmediğimden senden hoşlanmadığımdan kaynatmıyorum seni ki… bir zevkle, bir çeşniye sahip ol da gıda haline gel, yen, cana karış diye kaynatıyorum. Bu imtihan, seni horlamak için değil! Anlamak içime sindirmek için defalarca okunulması gereken bir eser...
Mesnevi
MesneviMevlana Celaleddin-i Rumi · Panama Yayıncılık · 20133,512 okunma
Reklam
‘’ Tepkilerin şiddeti ve bana saldırmak için seçilen yöntemlerin iğrençliği karşısında, inanın, nutkum tutuldu. Lâtin ırklarında, katolik töreler erkeğin kadını ezmesine bir tiran gibi davranmasına yol açmış, hattâ erkek sömürüsünün bir çeşit sadizm haline dönüşmesinde başrolü oynamıştır; bu İtalyanlarda kabalık, İspanyollarda boş bir böbürlenme kılığında belirir, Fransızlarda «köpekleşme» dediğimiz şey oluverir. Nedir bu saldırganlığın gerekçesi? Hiç kuşkusuz şudur: Fransa'da erkekler özellikle iş hayatında, yani ekonomik açıdan kadınların rekabetiyle boğuşmak zorundadırlar. Toplum ilişkilerinin sağlayamadığı bir üstünlüğü devam ettirmek amacıyla kadınları aşağılamak, her fırsatla horlamak yolunu seçerler. Yüzyıllara damgasını vurmuş bir hovardalık geleneği hâlâ yürürlüktedir ve erkeklere imajlı ya da sözlü bir malzeme yığınağını miras bırakmış, kadınları cinsel duygulan tatmin etmekten başka işlevi olmayan birer et yığını gibi horlamaları için gerekli bütün olanakları onlara hazırlamıştır.’’
Oğullarını evlendirecek yaşa getirene dek hep sindirilmiş ve korkutulmuş olduklarından, gelinlerini sindirmeyi ve korkutmayı seçerlerdi sıra onlara geldiğinde. Gelinleri horlamak belki de yegâne ödeşme yöntemleriydi onlara hor davranmış kaderleriyle. Gelinlerine sevgisizliği reva gören bu zamanından önce yıpranmış yorgun analar, kızları kendileriyle aynı kaderi paylaşmasınlar diye, için için dua ederlerdi Tanrı'ya.
Bir vicdan borcu olarak şunu söyleyelim ki,bu tartışmalar,başını örtenleri horlamakla başlamıştır.Bu horlama giderek eziyete,yer yer zulme dönüşebilmiştir.Hudutsuz şekilde açabilmenin sınırsız hürriyetlerle serbest olduğu bir dünyada,inançları yahut zevkleri yüzünden vücudunu,saçını-başını şöyle veya böyle örten insanlara kötü gözle bakmak,onları horlamak,insan haklarına ve hürriyetlere saldırıdır;insanların gelmiş olduğu bilgi ve aydınlık boyutuna hakarettir.Bundan acısı,bunu yapan anlayışın batıdaki kabul ve standartları şaşmaz yaradılış ölçüleri gibi hareket noktası olarak onlara uymayanları ilkellikle suçlamasıdır.Şu veya bu ülkenin,filan veya falan medeniyetin ölçüleri neden insanlığın ve hayatın şaşmaz ölçüleri olsun?İnsanlık vahyin,Yaratıcı'nın ölçülerini bile gözardı edebilir ve bu tavır bile özgürlükler adına hoş karşılanırken kitlelerin vahyin değerlerine bağlılık için korudukları tutum ve kıyafet hangi vicdan ölçüsüyle kötü ilan edilmektedir?
Sayfa 67
Belleğin tam olarak nasıl çalıştığını düşünüyoruz? Aşağıdaki sözcükleri okuyun: yatak, dinlenmek, uyanık, yorgun, rüya, şekerleme, battaniye, uyuklamak, horlamak, kestirmek, esnemek, huzur, dinginlik, uyuşuk, yatmak. Birkaç paragraf sonra bunlara geri döneceğiz. ... Tıpkı dikkat yanılmasının bizi önemli ve ayırt edilebilir olayların dikkatimizi
Sayfa 60
Reklam
Kadını horlamak, hayattaki rolünü görmezlikten gelmek, eğitim ve kültürden yoksun bırakmak, İslâm’ ın emrettiği veya onayladığı bir davranış değildir. İlim öğrenmeyi bütün Müslümanlara farz kılan İslâm’ dır. Kadın, erkek bütün insanları evreni düşünmeye ve çevrelerinde gelişen olaylara bilinçli bir gözle bakmaya yönelten odur.
Sayfa 435 - Beka yayınlarıKitabı okudu
Tencere kaynamaya başlayınca nohut, tencerenin üstüne fırlamaya, yüzlerce coşkunluk göstermeye koyulur.  "Neden beni ateşe attın, kaynatıyorsun.. mademki satın aldın, neye bu hallere uğratıyorsun" der.  Nohut pişiren kadın da nohuda kepçeyle vurup der ki: "Yok.. güzelce kayna, tencereden çıkmaya kalkışma ."  Seni sevmediğimden, senden hoşlanmadığımdan kaynatmıyorum seni ki.. bir zevke, bir çeşniye sahip ol da.  Gıda haline gel, yen, cana karış diye kaynatıyorum. Bu imtihan, seni horlamak için değil! Der ki: Ey nohut, baharda otladın, yeşerdin.. Şimdi zahmet ve eziyet, sana konuk oldu, hoş tut da,  Konuk, şükürler ederek minnetler duyarak geri dönsün, padişaha gidip senin ikramını, ihsanını anlatsın.  İkram ettiğin şeylere karşılık olarak da sana o nimetleri veren gelsin.. bütün nimetler sana haset etsinler! 
222 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Uçurumların sosyolojisi
YouTube kitap kanalımda Uçurum İnsanları kitabını önerdim: ytbe.one/tPAQoHh_su4 "Açın milyon katı toklar Yani isteseler rahat rahat doyururlar" Indigo Hadi biraz şehircilik oynayalım. https://1000kitap.com/Nordavind hediye etti bu kitabı, ben de onunla birlikte uçurumdayım artık. Bugün ben Milano'nun alışveriş caddesi Via
Uçurum İnsanları
Uçurum İnsanlarıJack London · Alfa Yayınevi · 20203,569 okunma
165 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.