YouTube kitap kanalımda Uçurum İnsanları kitabını önerdim: ytbe.one/tPAQoHh_su4
"Açın milyon katı toklar
Yani isteseler rahat rahat doyururlar" Indigo
Hadi biraz şehircilik oynayalım. https://1000kitap.com/Nordavind hediye etti bu kitabı, ben de onunla birlikte uçurumdayım artık.
Bugün ben Milano'nun alışveriş caddesi Via
B-E-D-R-E-T-T-İ-N-C-Ö-M-E-R-T.
*
''Şunu artık kesinlikle ve son kez öğrenmeliyiz: yaşamımızı belirleyen temel öğe sınıf gerçeğidir. Her birey ait olduğu sınıfın maddesel hayat koşullarıyla bağlıdır. Yurdumuzda son yılların sosyalist mücadelesinde görülen sapmalar bu kuralın şaşmazlığını açıkça göstermiştir. Burjuva ve küçük burjuva kökenli
Derinlerdeki bütün şeytanlar adına Geralt, sen çocuk değilsin, kim olduğunu biliyorsun. Sen bir mutantsın. Beni yanlış anlama, seni horlamak ve nefretimi dile getirmek için söylemiyorum bunu. Bir gerçeği dile getiriyorum. Bir mutantsın ve bu mutasyonun temel sonuçlarından biri duyguların kaybolmasıdır.
Mesleğini yerine getirebilmek için böyle yapıldın sen. Anlıyor musun? Hiçbir şey hissedemezsin. Senin duygu sandığın şey hücresel, somatik bellektir, eğer bu sözcükleri anlarsan.”
2019'da Akif Hayta'nın moderatörlüğünde Rasim Özdenören'in konuk olduğu Vefa Gecesi'ne katılmak nasip olmuştu. O gün Rasim Özdenören aşkın yatay ve dikey boyutundan bahsederken yüzlerce kişinin nefes sesinin dahi duyulmamasını unutamıyorum. Bu kitap da o zamandan hatıra kaldı bana. Kitap ne güzel hatıra.
.
Lügatlerimiz, kavramlarımız bizim kimliğimizdir. Kimliğimizi oluşturan ise kavramlara verdiğimiz mânalardır. Karışıklık, kavramlarımıza sahip çık(a)madığımız noktada ortaya çıkıyor. Çünkü kavramlarımız açıkta kalıyor, çıplak, sahipsiz. Batı'nın beklediği fırsat!
.
Sahipsiz bırakılan şey kimin eline düşerse öyle şekillenir. Bize ait olanı kullanırken Batı'nın bize sunduğu şekliyle kullanıyoruz. Acı olan bu durumdan hiç rahatsızlık duymuyoruz. Fark etmeden yavaş yavaş asimile ediliyor müslüman kimliğimiz. Lakin biz müslüman kimliğiyle dolaşıyoruz Batı'yı kendimize güldürerek.
.
Bir örnek olarak;
Asıl anlamı saflık, sadelik, tabiata saygı olan ilkel kelimesi Batı'nın Rönesans'tan sonra bu samimiyetini, sadeliğini ve tabiata saygısını kaybetmesinden sonra kendi gibi olmayan herkesi horlamak gayesiyle kaba, vahşi manasında kullanmıştır. Hatta tabiata, toprağa çok fazla değer veren Kızılderililere Amerikalılar, kendi verdikleri manaya göre, ilkel olarak isimlendirdikleri bu insanlara vahşi bir şekilde soykırım uygulamışlardır.
.
Kitabın genel çerçevesi bu şekilde. Elbette çok daha fazlasını barındıyor içinde.
Hakikatten bilime, irfandan kültüre...
Çokça altını çizerek üzerinde düşünerek okuduğum bir kitap oldu Kafa Karıştıran Kelimeler.
Tavsiyedir.
Bir teoriye göre geceleri horlamak bilinçaltı savunma mekanizmasından dolayıymış.
Paleolitik dönemde atalarımız uyurken savunmasız bir durumda olduklarından olası saldırganları mağaranın ağzından uzaklaştırmak için bu uyarı sesini çıkarırmış.
Tencere kaynamaya başlayınca nohut, tencerenin üstüne fırlamaya, yüzlerce coşkunluk göstermeye koyulur.
“ Neden beni ateşe attın, kaynatıyorsun…. madem ki satın aldın, neye bu hallere uğratıyorsun” der.
Nohut pişiren kadın da nohuda kepçeyle vurup der ki:
“ Yok… güzelce kayna, tencereden çıkmaya kalkışma.
Seni sevmediğimden senden hoşlanmadığımdan kaynatmıyorum seni ki… bir zevkle, bir çeşniye sahip ol da gıda haline gel, yen, cana karış diye kaynatıyorum. Bu imtihan, seni horlamak için değil!
Bostanda sular içtin, yeşerdin, terü taze bir hale geldin ya… İşte o su içiş, bu ateşe düşmen içindi."
Diğer milletler karşısında kendi milletini sevmek, diğer aileler karşısında kendi aileni sevmek gibidir. Ruhsal hastalık olan ırkçılık ise başka milletleri horlamak, düşmanlık beslemektir.
...zihinde teşekkül eden modeller bunlar olunca, yetişme çağındaki insanların değersiz amaçlar peşinde koşuşlarına bakarak onları küçümsemek, horlamak yararsız olacaktır. Kendilerine sunulan örneklere benzemekten başka ne yapabilirler.