Beni Tarihle Yargıla 'Titrek bir mum alevinin havaya bıraktığı bulanık bir is, Ve göz gözü görmez bir sis değildik biz Beni bilimle anla iki gözüm, felsefeyle anla, Ve tarihle yargıla...' Bal değildir ölüm bana,
Söz : Ahmet Kaya Müzik : Ahmet Kaya HOŞÇAKALIN GÖZÜM (2001 TEMMUZ) SİZ YANMAYIN (SÜRGÜN) Ağlama bu günler gelir de geçer babam Ağlama bu dertler elbet biter babam Ocaksız köylerimde dumanlar tüter elbet Ben yandım sen yanma Allah aşkına “Burda, bu şarkımı söylerken, benim Türkiye’de yaşadığım çok zor günlerde bir merhaba’ sını istediğim, fakat o merhaba’ yı benden esirgeyen, ulusal anlamda aynı kaderi paylaştığım bütün arkadaşlarıma ve dostlarıma ince bir sitemdir. Umarım bunu anlarlar”... İki damla gözyaşımla Satıldım pazarlarda Kırdılar yüreğimi Kırdılar azarlarla Sürgünlere yolladılar Sabah dörtte yağmurlarla Ben yandım Siz yanmayın Allah aşkına. ------------------------------------------------------------------------------- Ahmet Kaya siteminde her ne kadar haklı olsa da, yine de uzak yakın dostlara, dost kalabilenlere günaydınlar, merhabalar :)
Reklam
Ahmet Kaya
Hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar Mutluluğu için dövüştüğüm insanlar Yedi bölge, dört deniz , yedi iklim , altmış yedi şehir Okullar , mahalleler , köprüler , tren yolları Deniz kıyıları , balıkçı motorları , takalar Asfalt yolları boyu dizilmiş fabrikalar Ve işçiler ve köylüler.... hoşçakal ülkem Hoşçakal anne , hoşçakal baba , kardeşim Hoşçakal sevgilim , hoşçakal dünya Hoşçakalın dünyanın bütün halkları Sınırlı olmayan mekâna Sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben En sevda halimle , en yaşayan halimle , gidiyorum dostlarım Hoşçakalın , hoşçakalın... Beni yaşamımla sorgula iki gözüm Beni yüreğimle , beni özümle Bilimle anla beni , felsefeyle anla beni Tarihle anla beni , ve öyle yargıla youtube.com/watch?v=ZxT0576...
Ahmet Kaya
Titrek bir mum alevinin havaya bıraktığı bulanık bir is Ve göz gözü görmez bir sis değildik biz Beni bilimle anla iki gözüm , felsefeyle anla Ve tarihle yargıla Bal değildir ölüm bana , idam gül değildir bana Geceler çok karanlık , gel düşümdeki sevgilim Ay ışığı yedir bana Ahh...ben hasrete tutsağım , hasretler tutsak bana Bıyığımdan gül
"Ne olurdu tanrım, “dedim. "Ne olurdu dedem elli sene daha yaşasaydı. Şu kaç milyon yıllık dünyada, elli sene daha yaşasa eline mi yapışırdı benim güzel dedem? Elli sene çok mu? Yirmi beş sene o zaman. O da mı çok? Ne cimri bir tanrıymışsın. Azıcık adaletin kaldıysa, dünyaya o büyük merhametin yeniden hakim olmasını istiyorsan dedemi on beş sene daha yaşatırsın. Hadi on olsun! beş olsun! o da mı çok? Duyamıyorum seni Tanrım. Ha! ne dedin? duyamıyorum. Bir sene de mi olmaz? Bir ay da mı olmaz? Bir hafta? Bir gün? Bir akşam? bir kadeh rakı daha içsin bari! bir hoşçakalın desin, gözüm arkada kalmayacak desin. Ona da mı hayır!" hala özlüyorum dedemi, yağmurlara bakıp özlüyorum. Kimsenin kullanmadığı telefon kulübelerine, unutulmuş yan yollara, kurmalı kol saatlerine, tüplü televizyonlara, dandik antenlere, o antenlerin yükselticilerine, vhs kasetlere, işporta gözlüklere, ilk cep telefonlarına, geçmişten kalan ne varsa, en saçma sapan şeyler bile olsa onlara bakıp özlüyorum dedemi. Dedemi özlediğimde de sadece onu değil, hatta ondan da çok o andaki ruh halimi özlüyorum. Dedemle birlikteyken ki kendimi özlüyorum.
Sayfa 221Kitabı okudu
Ahmet Kaya
”hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar,  mutluluğu için dövüştüğüm insanlar,  yedi bölge, dört deniz,  yedi iklim, altmış yedi şehir,  okullar, mahalleler, köprüler, tren yolları...  deniz kıyıları, balıkçı motorları, takalar,  asfalt yolu boyu dizilmiş fabrikalar,  ve işçiler ve köylüler...  hoşçakal ülkem  hoşçakal anne, hoşçakal baba, kardeşim,  hoşçakal sevgilim, hoşçakal dünya,  hoşçakalın dünyanın bütün halkları,  sınırlı olmayan mekâna,  sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben;  en sevda halimle, en yaşayan halimle,  gidiyorum dostlarım,  hoşçakalın, hoşçakalın... beni yaşamımla sorgula iki gözüm,  beni yüreğimle, beni özümle,  bilimle anla beni, felsefeyle anla beni,  tarihle anla beni,  ve öyle yargıla.
Reklam
Ersin Ergün
Hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar,  Mutluluğu için dövüştüğüm insanlar,  Yedi bölge, dört deniz,  Yedi iklim, altmış yedi şehir,  Okullar, mahalleler, köprüler, tren yolları...  Deniz kıyıları, balıkçı motorları, takalar,  Asfalt yolu boyu dizilmiş fabrikalar,  Ve işçiler ve köylüler...  Hoşçakal ülkem  Hoşçakal anne, hoşçakal baba, kardeşim,  Hoşçakal sevgilim, hoşçakal dünya,  Hoşçakalın dünyanın bütün halkları,  Sınırlı olmayan mekâna,  Sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben;  En sevda halimle, en yaşayan halimle,  Gidiyorum dostlarım,  Hoşçakalın, hoşçakalın... Beni yaşamımla sorgula iki gözüm,  Beni yüreğimle, beni özümle,  Bilimle anla beni, felsefeyle anla beni,  Tarihle anla beni,  Ve öyle yargıla.
Ersin Ergün Keleş
...Hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar, Mutluluğu için dövüştüğüm insanlar, Yedi bölge, dört deniz, Yedi iklim, altmış yedi şehir, Okullar, mahalleler, köprüler, tren yolları... Deniz kıyıları, balıkçı motorları, takalar, Asfalt yolu boyu dizilmiş fabrikalar, Ve işçiler ve köylüler... Hoşçakal ülkem Hoşçakal anne, hoşçakal baba, kardeşim, Hoşçakal sevgilim, hoşçakal dünya, Hoşçakalın dünyanın bütün halkları.. Sınırlı olmayan mekâna, Sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben; En sevda halimle, en yaşayan halimle, Gidiyorum dostlarım, Hoşçakalın, hoşçakalın... Beni yaşamımla sorgula iki gözüm, Beni yüreğimle, beni özümle, Bilimle anla beni, felsefeyle anla beni, Tarihle anla beni, Ve öyle yargıla.
94 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.