136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Kaptan
"Vasat öğretmen anlatır. İyi öğretmen açıklar. Üst düzey öğretmen gösterir. Büyük öğretmen ilham verir."
William Arthur Ward
William Arthur Ward
Başlarken 'Öğretmen' Keeting karakterine saygı ile... Birini olduğu gibi kabullenebilmek ne büyük erdem... Kabul saygıdan doğuyor sonuçta, saygı ise birinin ait olduğunu hissettiği dünyasını görmezden gelerek
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201626bin okunma
318 syf.
10/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları...
Hikaye Karınca Adası'nda geçiyor. Lozan antlaşmasından sonra alınan mübadele kararıyla Türkiye 'de yaşayan Rumlar'ın Yunanistan'a, Yunanistan'da yaşayan Türkler'in ise Anadolu'ya yerleştirilmesine karar verilmiş. Yazar bu süreçte yaşanan dramları kurgusal olarak sunmuş bize. 1. Dünya savaşının yarattığı etki, Kafkas cephesinde donan askerler, aşkları, dostlukları, hayalleri yarım kalan, katliamlara maruz kalan insanların çaresizlikleri, toplumsal kargaşa, yağma, talan, vicdanların körleşmesi, merhamet, sevgi, hoşgörü, dinsel nefret, acımasızlık,insanın doğayla bütünleşmesi, doğa sevgisi eserin işlediği diğer konular. Yazarın bize vermek istediği mesaj ise şu: Nefreti ve ırkçılığı bir kenara bırakırsak, bütün insanların dünyası aynı. Yoksulluk çekiyoruz, aşık oluyoruz, umutlarımız, bize acı veren olaylar ve duygular aynı. Fizyolojik, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarımız aynı. O halde neden toplumlar arasında sevgi köprüsünü kurmak için çabalamıyoruz? Neden içimizdeki kötülüğü bastırıp doğamızın iyi yanlarını tercih etmiyoruz? Neden savaşmak yerine yaşatmayı denemiyoruz? Yazar bu düşüncesini pekiştirmek için kültürel etkileşimin insani boyutunu ele almış ve kültürel güzelliklerimizi, önyargılarımızı yıkarak birbirimize sunmaya davet etmiş bizi. (Poyraz Musa ile Vasili bunu başardı.)
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Fırat Suyu Kan Akıyor BaksanaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20206,4bin okunma
Reklam
Hoşgörü Abidesi Mimar Sinan'ın Eğik Minare Hikayesi..
Koca Sinan yine bir camisini bitirmiş, ustaları ve bilimum devlet erkanıyla karşısına geçmiş, eserin heybetini izlerler. Yakınlarında oyun oynayan çocuklardan biri koşarak yanlarına doğru gelir ve minarelerden birini işaret ederek Koca Sinan'a "ama bu minare eğri" der... Sinan'ın ustaları ve devlet erkanı çocuğun bu densizliğine
Diyalektik 2 – Şeref, Bilgelik, Sanat
*_Düşünce_ _Buda: Her şey düşüncedir. Ne düşünüyorsak o oluruz. Bize düşüncelerimiz şekil verir. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Bu dünyayı yaratan, zihnimizdir. Bu dünyayı bir hava kabarcığı, bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez. Biz, içselliğimizin meyvesiyiz. İçimizde ne varsa biz oyuz. Bizi biz yapan zihnimizdir.
Hiç kimse yalnız kendi varlığından oluşan bağımsız bir bütün değildir.Ancak bir bütünün küçük,küçücük bir parçasıdır.Sende bir eksik varsa bütünü azaltırsın,bir yanlış varsa bütünü bozarsın.Bir çirkinlik varsa bütünü etkilersin. Ama aksi de olur. Doğrularınla, güzelliklerinle, kazandıklarınla bütünü zenginleştirir, güzelleştirirsin.Gerçek budur.
Birlik bilincine erişen kişi disiplin,irade ve çalışmanın neticesinde "İnsanlığa nasıl hizmet ederim?” sorusunu içtenlikle sorar.Burada şu gerçeğin çok net farkındadır.Aslında sadece kendine hizmet ediyordur.Çünkü “Bir”den başka bir şey yoktur.Ahengi yakalamıştır.Frekansı evrenin frekansı ile uyum içindedir.Kaosun içinde var olan mükemmel düzeni görür.Ne zaman durması ne zaman yürümesi gerektiğini bilir.
Reklam
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
Acılar ve ıztıraplar Allah aşkını kabartmaya maya hükmündedir. Bunlara katlanmak ise emr-i ilâhîdir.
MÛSİKÎ’DE TASAVVUF VE REBAB
MÛSİKÎ’DE TASAVVUF VE REBAB Ev meşk meclislerinden ve fasıl gecelerinden bahseder misiniz? Hoca Câhit Gözkân(1909-1999), her zaman mûsikî meclislerini hocası Ahmet Mükerrem Akınca’ya tevarüssen devam ettirdiğini ifade ederdi. Hocasında gördüğü veçhile, haftanın bir günü umumi fasıl gecesi yapılırdı. Bu fasıl akşamına herkes sazını alıp