Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İçimde tesellisiz bir hoşnutsuzluk vardı.
Olgunlaşmamış kızın dişi olmaktan duyduğu hoşnutsuzluk değildir sorun; tüm çocuklar gibi, kız da nispeten güçsüz olmaya tepkilidir. Statü arayışında, çoğunlukla erkek çocukların kızlara kıyasla hem daha güçlü hem de daha saldırgan oldukları ve yetişkinlik hayatında erkeklerin var olan tüm insan toplumlarında sosyal bakımdan hâkim olduğu gerçeğiyle karşılaşır. Bu durum hoşumuza gitmeyebilir ancak tartışamayız. Daha önce belirttiğimiz gibi maskülen gücün ilkel sembolleri şüphesiz falliktir. "Penise imrenme" terimi yerine "falliğe imrenme" terimini kullanmak belki aşırı detaycılık olur ancak yerini alan terim, önerdiğim ayırt edici özelliğin altını çizmektedir. Çocuk ya da çocuksu yetişkin hâkim hiyerarşide bir dezavantaj hissettiği sürece her iki cinsiyet de falliğe imrenme sergilemeye devam edecek, daha güçlü erkekle tanımlama eğiliminde olacak ve sahte cinsel sadomazoşistik davranışın belirtilerini gösterecektir.
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
İyi Doktor ~ Damon Galgut . Alıntılar; . İçimde kıpır kıpır bir hoşnutsuzluk vardı. Sormamayı öğrendiğim eski sorular yeniden benimleydi. . Artık kendimi izleniyormuş gibi hissediyordum. Ağaçlar etrafımı saran karanlık ve gizemli bir varlıktı, kayalar içlerindeki yaşamla kabarmıştı. Dünya beni bu şekilde gözetlemeyeli yıllar olmuştu; yeniden
İyi Doktor
İyi DoktorDamon Galgut · Yapı Kredi Yayınları · 2022107 okunma
İnsanın kendini yaşaması şu anlama gelir; insanın kendi ödevi olması. İnsanın kendini yaşamasının hoş olduğunu asla söylemeyin. Bu uzun bir acı çekme olacak, hoşnutsuzluk değil çünkü kendi yaratıcınız olmanız gerekecek. Kendinizi yaratmak istediğinizde en iyi ve en derinle başlarsınız. Öyleyse kendinizi yaşamaya isteksiz olduğunuzu söyleyin. Yaşam ırmağıyla birlikte akmak hoş değil, acıdır çünkü bu güce karşı güçtür, suçtur ve kutsanmış olanı paramparça eder.
Hoşnutsuzluk bilimi diye bir şey olmalıydı. İnsanlar ruhsal kaslarını geliştirmek için zor zamanlara ve sıkıntılara ihtiyaç duyar.
Tembelce bir hayatın çirkinliklerini ağzımızda sakız çiğner gibi sürekli çiğnemeliyiz. Eski filozoflardan birinin söylediği gibi bir kuru biber tanesini hiç çiğnemeden yutarsak hiçbir acılık hissetmeyiz. Fakat iyice çiğner ve dilimizle ağzımızın her köşesine ulaştırırsak, dayanılmaz bir acılık hissettirir, gözlerimizden yaş- lar akar. Biber tanesi için yaptığımızı, tembellik ve nefsin hoşuna giden şeyler için de aynen uygulayarak yoğun bir hoşnutsuzluk ve nefret duygusu uyandırmalıyız. Bu hoşnutsuzluk yalnız tembelliğin fenalığına dair olmayıp bu fenalıktan doğacak mahzurla- rın tamamını kapsamalıdır. Doktorun yemeyi yasakladığı ve her yendiğinde hastalığı nüksettiren bir kavun karşısında açgözlü bir seyirci gibi kalmamalı ve “Kavunu yemiyor; çünkü doktor bu sebeple ölebileceğini anlattı, fakat bu mahrumiyetten muzdarip olduğundan sürekli ondan bahsediyor. Hiç olmazsa kokusunu duymak istiyor ve kavun yiyenlerin mutluluklarına gipta ediyor."kinayesine hedef olmamalıdır. Bunun gibi tembelliğin, boş ve meşguliyetsiz bir zihnin kendi kendini yiyip mahvetmesine sebep olan sefaletten sadece tiksinmek yeterli olmayıp nefsimizi tembellerin hayatını kıskanarak hatırlamaktan da menetmek lazımdır. Bizi tembelliğe sevk edecek arkadaşlardan ve eğlencelerden de aynı şekilde nefret etmek, yalnız hastalıktan değil, hastalığa sebep olan kavundan da tiksinmek gerekir.
Sayfa 138
Reklam
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bırak ve Rahatla Bazen öyle anlar olur ki duygularımızı yönetemeyiz... Duygularımız bizi yönetir… Öfkemizle baş etmekte zorluk çeker; sevdiklerimizi kırar, incitir, sonra pişman oluruz… Kaygılarımız yaşamımızı esir alır; adım atmakta zorluk çeker, kararsızlıklar yaşarız… Sabah uyandığımızda ‘iyi bir gün geçirmeye’ niyet eder; günü iç daralmaları ile kapatırız… İyi düşünmek yetmez; iyi hissetmekte zorluk çekeriz... İç seslerimiz bir türlü susmaz; hayata tebessüm edemeyiz… Bir telaş, bir acelecilik içinde yaşar; yeryüzünü kendi gözlerimizle seyredemeyiz… Ve tüm bunların değişmeyeceğine inanır, kalitesiz bir yaşama kendimizi mahkûm ederiz... Halbuki, duyguların zarara uğramış yanlarını onarmak, onarılmış duygularla bir iç genişliği içinde yaşamak mümkündür… Değersizlik hislerimizden, yetersizliklerimizden, güvensizliklerimizden ve içimizde yıllar boyunca birikmiş tüm hoşnutsuzluk duygularından arınabilir, ruhsal özgürlüğümüze yeniden kavuşabiliriz… Adem Güneş, Bırak ve Rahatla’da kendimizi nasıl onarabileceğimizi anlatıyor… Altı haftalık bir program içerisinde ‘Duygusal Farkındalık Eğitimi’ sunuyor… Peki ama nasıl? Telaşlı yaşamı bırakıp biyolojik ritmi düzenleyerek ‘sakinliğe’ erişmek… Bastırılmış duyguları bırakıp ‘ruhsal özgürlüğü’ hissetmek… Kaygılı bedeni bırakıp ‘iç genişliği’ elde etmek… Bırak ve Rahatla, geçmişini onarmak ve gerçek kendiliğini bulmak isteyen herkes için...
Bırak ve Rahatla
Bırak ve RahatlaAdem Güneş · Timaş Yayınları · 20191,982 okunma
Psikanaliz bize şunu gösterir: İki kişi arasında belirli bir zaman süren hemen her samimi duygusal ilişki, evlilik, arkadaşlık ya da ebeveynler ile çocuklar arasındaki ilişki olsun, hoşnutsuzluk ve düşmanlık duygularından oluşan bir tortu bırakır ve bunun ivedilikle bastırılarak ortadan kaldırılması gerekir. Aynı şey, insanların daha geniş birimlerde bir araya geldiği durumlarda da geçerlidir.
Sayfa 101Kitabı okudu
Garba Açılan Pencere
O günden sonra, nerede bir tören, bir toplantı olsa, Müftü Efendiyi nutuk söylemeye çağırdılar. Müftü Efendi de her gittiği yerde hep o nutku tekrarlayıp durdu. Yalnız nutkun içinden "tren" kelimesini çıkarıyor, geri kalanlarını olduğu gibi söylüyordu. Nutuk herkese o denli güzel geldi ki, hiç birimiz nutku tekrar tekrar dinlemekten
Nesin yayınlarıKitabı okuyor
Hudutsuz gururum ve bunun doğurduğu aşırı titizliğim yüzünden boyuna kendimle meşgul oluyor, kendimden bazen tiksintiye varan çılgınca bir hoşnutsuzluk duyuyor, başkalarının da bana aynı gözle baktığını düşünüyordum.
Sayfa 46
Reklam
"Sabır, acı olanı yüzünü ekşitmeden içmendir. Yani şikayet ve feryatta bulunmadan, hoşnutsuzluk göstermeden, gelen belaya katlanmandır." -
Cüneyd-i Bağdadi
Cüneyd-i Bağdadi
Kötü şaka için kötü huy dediniz, bence bu abartı. - Kesinlikle, diye karşılık verdim, insanın kendine ve başkasına zarar verdiği şeyin adıysa bu. Birbirimizi mutlu yapamamamız yetmiyor mu, bir de her kalbin arada bir kendi kendine verdiği keyfi de mi karşılıklı kaçırmamız gerek? Haydi bana, huysuzluğunu gizleyip, çevresindeki sevinci berbat etmeden, kendine saklayan bir kişiyi gösterin! Yoksa bu aslında kendi densizliğimiz üzerine iç sıkıntısı, her zaman aptalca bir kendini beğenmişliğin kışkırttığı kıskançlıkla iç içe olan, kendi kendimizden hoşnutsuzluk değil mi? Kendimiz mutlu etmediğimiz mutlu insanları görmeye dayanamıyoruz.
Yapı Kredi yayınlarıKitabı okudu
Hayatımızın, evimizin barkımızın, çoluk çocuğumuzun, işimizin gücümüzün gerçek hakimiymişiz gibi bir his taşırız. İnsan bunca aciz, yardımlaşma ve dayanışmaya bunca muhtaç olmasına ve hemen hiçbir işi tek başına görememesine rağmen içinde bu bağımsızlık hissini taşır. Başkasının onun işlerine müdahale etmesinden rahatsızlık duyar. Bu da ilahi bağımsızlığa olan müdahalelerin ne büyük bir sorun olduğunu duymamız için bize bir ölçek olarak verilen, yardımcı bir histir. Vazifesi ve hakkı olmayanların işimize, yaşam tarzımıza veya tercihlerimize karışmasından duyduğumuz hoşnutsuzluk, ilahi yaratımlara başkalarının ortak koşulmasından meydana gelen ilahi hoşnutsuzluğun bir temsilidir. Kendi yaşamımıza bir başkasının müdahale etmesinin verdiği rahatsızlıkların bir açıklaması da budur. Adeta tevhit ve şirki anlayabilsin, bir başkasının ilahi iradeye ortaklığa girişmesi karşısında Cenâb-ı Allah'ın nasıl hoşnutsuz olduğunu kavrayabilsin diye insana böyle mecazi bir bağımsızlık hissi verilmiştir.
Sayfa 110Kitabı okudu
Tembelce bir hayatın çirkinliklerini ağzımızda sakız çiğner gibi sürekli çiğnemeliyiz. Eski filozoflardan birinin söylediği gibi bir kuru biber tanesini hiç çiğnemeden yutarsak hiçbir acılık hissetmeyiz. Fakat iyice çiğner ve dilimizle ağzımızın her köşesine ulaştırırsak, dayanılmaz bir acılık hissettirir, gözlerimizden yaşlar akar. Biber tanesi
Hoşnutsuzluk yeni çabaları tahrik eder, hayatın tamamında, aşkta ve bütün sanatlarda görürüz bunu.
Sayfa 88 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.